Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçesi üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili , TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu CHP Sözcüsü Yüksel Mansur Kılınç, Türkiye’nin saray ve tek adam yönetiminin güvenlik kurumlarında yarattığı çürümenin ağır sonuçlarını yaşadığını söyledi.
“MİT Başkanı Vlogger gibi”
Suriye’de, yeni kaotik bir döneme girildiğine dikkat çeken Kılınç, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı, terör örgütünün sözde lideriyle, Şam sokaklarında, devlet ciddiyeti ile hiçbir biçimde bağdaşmayacak, hiçbir biçimde kabul edilemez, Vloggerlar gibi görüntüler verebilmekte” dedi.
“MGK Genel Sekreteri, MGK’nın itibarını yerle bir ediyor”
Bütün uyarılara rağmen, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nun özel bir yemek şirketinin maaşlı yönetim kurulu üyeliğine devam ettiğini belirten Yüksel Mansur Kılınç, MGK Genel Sekreteri’nin Milli Güvenlik Kurulu’nun itibarını yerle bir ettiğini ifade etti.
“Grev hakkını gasp etmek milli güvenliğin neresinde?“
“MİT Başkanı, Suriye’de terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışırken Metal işçilerimizin grev hakkını ertelemek, gasp etmek Milli Güvenliğin neresinde? “ diye soran CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç’ın TBMM Genel Kurulu’nda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçesi üzerine yaptığı konuşma şöyle:
“2025 yılı için güvenlik ve savunma alanlarına ayırdığımız bütçe yaklaşık 1.5 trilyon lira ile toplam bütçenin yüzde 10’u kadardır. Bu bütçe, bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 40 artmıştır. Güvenlik ve Savunma alalarındaki, insan kaynağımız da 1 milyon kişiyi aşmaktadır.
Ülkemizin güvenliği için çok büyük bir bütçe ve çok büyük bir insan kaynağı kullanıyoruz.
Bir yanda, güvenliğimiz için ayırdığımız büyük kaynaklar, güvenlik kurumlarımızın büyük fedakarlıkları, diğer tarafta, Saray ve Tek Adam Yönetiminin, güvenlik kurumlarımızda yarattığı çürüme… Saray yönetiminin yarattığı büyük çürümenin ağır sonuçlarını
2024 yılında da yaşadık, yaşıyoruz…
Öyle bir çürüme ki; Devletin polisi, kumar borcunu kapatmak için emniyetin deposundaki silahları ve mühimmatı suç örgütüne satabilmiştir. Öyle bir çürüme ki; Devletin hakim ve savcıları adli emanetteki uyuşturucu ile adliyede uyuşturucu partisi yapabilmiştir.
Öyle bir çürüme ki; Suç örgütünün elebaşısı ayağında elektronik kelepçe ile ev hapsindeyken, firar edip yurt dışına kaçabilmiştir. Öyle bir çürüme ki; Sınırlarımızı korumakla görevli generalin makam aracı ile insan kaçakçılığı yapılabilmiştir.
Öyle bir çürüme ki; Mafya soruşturması yapan polis, mafyadan aldığı rüşveti “menzil tarikatı için aldım” diyebilmiştir. Öyle bir çürüme ki; Havalimanı VİP salonları, altın kaçakçılığı güzergahına dönüşebilmiştir.
Öyle bir çürüme ki: Muhalefet belediyelerine tek kuruş kredi vermeyen kamu bankaları, mafya şirketlerine yüz milyonlarca kredi verebilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Öyle bir çürüme ki; bütün uyarılarımıza rağmen, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, Milli Güvenlik Kurulu’nun itibarını yerle bir ederek, özel bir yemek şirketinin maaşlı yönetim kurulu üyeliğine devam edebilmektedir.
Ve çürümenin daha da büyüğü; Komşumuz Suriye’de, Milli Güvenliğimizi tehdit eden, yeni kaotik bir döneme girilirken, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı, terör örgütünün sözde lideriyle,
Şam sokaklarında, devlet ciddiyeti ile hiçbir biçimde bağdaşmayacak, hiçbir biçimde kabul edilemez, Vloggerlar gibi görüntüler verebilmekte…
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı;
Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi güncellendi mi?
Terör örgütleri listesinde bulunan HTŞ ile Suriye’de iş tutmak Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin neresinde? MİT Başkanı, Suriye’de terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışırken Metal işçilerimizin grev hakkını ertelemek, gasp etmek Milli Güvenliğin neresinde?
Değerli Milletvekilleri, Saray Düzeninde;
Uyuşturucu çetelerinin ağlarına düşürülen gençlerimizin güvenliği yok, ülkemizde üslenen uyuşturucu baronları güvende. Dijital mecraları kullanan yeni nesillerin güvenliği yok, sokakları, mahalleleri ele geçiren Yeni Nesil Mafya güvende. Çetelerin, mafyanın üzerine giden polislerimizin güvenliği yok, polisten polise uyuşturucu sevkiyatı yapanlar güvende. Hukuka ve vicdana uygun karar veren yargıcın güvenliği yok, adli emanetteki uyuşturucu ile adliyede uyuşturucu partisi yapanlar güvende.
Öyle ki; güvenlik kurumlarımız da artık, büyük güvenlik riskleri ile karşı karşıya…
Ancak; Şehitlerimizin sıvasız evleri, Saray’dan daha da büyüktür. Çocukları için ağlayan annelerin yüreği, çetelerin çıkar ağlarından daha da büyüktür. Ülkemizin, Cumhuriyetimizin yeni nesilleri, çetelerden, yeni nesil mafyalardan, daha da büyüktür.
Şimdi, Görev bizde, görev Meclis’te. Çözüm, Millette…Yarınlarımız için, güvenli yarımlarımız için millete gideceğiz…”