TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, hayvan hakları yasasına tepki gösterdi. Hayvanlara kısırlaştırma ve aşılama yapılmadığını, 31 Mart yerel seçimlerinin intikamının alınmak istendiğini belirten Gökçen, "bu kanunla muhalefet belediyelerinde cadı avı yapılacak. Yakalanan hayvanlar toplumla uyumlu ve aşılı hayvanlar olacak, yakalanamayanlar saldırgan, kuduz ve aşısız hayvanlar olacak. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre köpeklerin itlafı da kuduz sorununu çözmüyor" ifadelerini kullandı.
"Karşımızda büyük bir sessizlik görüyoruz"
Gökçe Gökçen şunları söyledi:
"Komisyonda uzun süreler tartıştık demek isterdim ama pek de tartışamadık. Biz her madde üzerine konuştuk ama iktidar ve ortakları sessiz kaldılar. Bu yasanın nasıl uygulanamayacağını anlattık. Öyle sadece şikayete göre köpeklerin topluca öldürülemeyeceğinden bahsettik. Bu kanunun nasıl çocukların da canlarını korumayacağından bahsettik. Sokak hayvanlarının popülasyonlarının nasıl toplu katletmeyle kontrol edilemeyeceğini anlattık ve bilimsel verilerden bahsettik. Karşımızda büyük bir sessizlik gördük. Sadece bizi değil veteriner hekimleri de diğer ülkelerdeki örnekleri de dinlemediler, sayısal verileri hiç umursamadılar. Bu ülkedeki sahipsiz hayvan sayısını bile söyleyemediler. Bir talimat geldi iki gündür bambaşka bir hikaye anlatıyorlar. Başta çocuk mu hayvan mı diyenler hayvanları katletmeyeceklerini anlatıyorlar. Bir; bu kanunla hayvanlar katledilecek. İki; bu kanunla çocuklar da korunamayacak. Üç; bu kanunla muhalefet belediyelerinde cadı avı yapılacak. Yakalanan hayvanlar toplumla uyumlu ve aşılı hayvanlar olacak, yakalanamayanlar saldırgan, kuduz ve aşısız hayvanlar olacak. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre köpeklerin itlafı da kuduz sorununu çözmüyor.
"Her çocuk güvende olsun diye mücadele ediyoruz"
31 Mart'ın intikamı için can katletmeyi göze alanların motivasyonunu anlamak mümkün değil. Ben burada sadece görev olduğu için bulunmuyorum. Hiçbir sahipsiz hayvan öldürülmesin, her çocuk güvende olsun diye mücadele ediyoruz. Belediyeler ve merkezi hükümet bu sorunu birlikte çözsün diye buradayız. Muhalefet milletvekillerine 'sahipsiz köpekler' diyerek hakaret ettiğinizi düşünüyorsunuz. Çocuk istismarına 'bir kereden bir şey olmaz' derken çocukların canlarını toplu cinayetle koruyacağınıza inanmamızı bekliyorsunuz. Köpeklerin dövüle dövüle öldürülmesini izleyen çocukların hangi mantıkla büyüyeceğini de dert eden sadece biziz. Bugün kalkan eller siz ne kadar inkar etseniz de kanlı ellerdir. 31 Mart'tan sonra intikamla yaklaştığınız o şehirler hepimizin şehirleri. Çocuklar ve hayvanlar hepimizin haklarını savunduğu çocuk ve hayvanlar. CHP'li belediyeler 2019'dan bu yana sizin yapmadığınızdan kat ve kat daha fazla kısırlaştırma yaptılar. AKP'li belediyeler sorumluluktan kaçtılar.
"Halktan intikam almak istiyorsunuz"
Sizlerin yapmak istediği belli. 31 Mart'ta alamadığınız belediyelerden intikam alalım istiyorsunuz, İnsanımızın TBMM'deki müzakerelere, tartışma ortamına olan inancının son damlasını da kurutalım istiyorsunuz. Kısırlaştırma ve aşılama gibi yöntemleri uygulayan veterinerleri bile hapse atalım istiyorsunuz. Öyle bir kanun yapmışsınız ki bugün burada el kaldıranlar yarın sizin için en kötü, en büyük hainliklerin ortağı olurlar. Bir müzakere, bir teknik itiraz, uygulanamazlık problemi sizin için yoktur. Tekrar aday gösterilmez yolunuza devam edersiniz. Mesele hayvan da çocuk da değil sizin için. Mesele intikam. Halktan intikam almak istiyorsunuz. Son sözüm İstanbul'da seçim sonuçlarına saygı duymadığınızda nasıl seçimi iptal ettirdiğinizi, belediye başkanımızı nasıl yargıladığınızı gördük. Halk için harcamanız gereken paraları nasıl makam odalarınız için harcadığınızı, belediyeleri nasıl borçlandırdığınızı gördük. Halkın gündeminden ne kadar uzaklaştığınızı, bir emekliye insanca yaşamı çok gördüğünüzü gördük. Ama siz de cevabını 31 Mart'ta gördünüz. Belediyelerimizi istediğiniz kadar engellemeye çalışın artık yasayı geri çek demenin, hiçbir açıklamanın oraya ulaşmadığının da farkındayız. İstediğiniz kadar katliam yasası çıkartın, biz hiçbir belediyemizle buna ortak olmayacağız. O kanuna tarih diye koyduğunuz 2028'de bu soruna gerçek çözümü getirmek ilk işimiz olacak."