Meclis başkanının Gazi Üniversitesi'nde 10 Ekim'de yaptığı konuşmada kullandığı "Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz" açıklaması farklı kesimlerden tepki toplamıştı.
CHP MYK toplantısından sonra açıklamalarda bulunan Parti Sözcüsü Deniz Yücel, “Buradan AKP iktidarına ve Numan Kurtulmuş’a sesleniyoruz: Anayasa’nın ilk 4 maddesine dokunamazsınız, izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.
Yücel’in konuşmasından satır başları şöyle;
“Anayasa’nın ilk 4 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez...Nokta”
Üniversitelilerin yüzde 73’ü iş bulamazken, gençlerin yüzde 80’i ülkede bir gelecek görmezken, sokağın derdini görmezden gelen AKP'nin gündemi Anayasa ve değiştirilemez ilk 4 madde. “Domuz bağcı, Hizbullah artığı” Hüda Par'ın Anayasanın ilk 4 maddesine kimlerden cesaret alarak hangi cüretle dil uzattığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Meğer AKP’nin ittifak ortağı Hüda-Par’ın görevi, yoklama çekmekmiş. Dün Hüda-Par’ın ilk 4 maddeye dil uzatmasını eleştiren AKP, bugün Hüda-Par ile aynı şeyi söyler oldu. Anladık ittifak ortağısınız ama bu kadar hızlı dönüş baş döndürür.
Kimden hangi sözü aldınız, hangi niyetinizi bozdunuz da Anayasa’nın ilk 4 maddesini gözden çıkarmaya karar verdiniz! Buradan AKP iktidarına ve Numan Kurtulmuş’a sesleniyoruz: Anayasa’nın ilk 4 maddesine dokunamazsınız, izin vermeyiz. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir! Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür,
Dili Türkçedir, bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayrak, milli marşı "İstiklal Marşı", Başkenti de Ankara’dır. Siz kim oluyorsunuz da bunları tartışmaya açmak istiyorsunuz.
Anayasa'ya uymayanlar, Anayasa'nın değiştirilemez hükümlerini akıllarınca tartışmaya açmaya çalışanlara defalarca söyledik bir daha söylüyoruz. Anayasa’nın ilk 4 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez. Nokta.
“Halkın milli duyguları sömürülerek yeni bir soygun teklifi hazırlanmış”
AKP, adına Savunma Sanayi Fonu diyerek hazırlamış olduğu yepyeni bir soygun teklifini TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklifin adında özellikle Savunma Sanayi geçirilmiş olmalı ki, kimse bu teklifi eleştiremesin. Türk toplumunun en hassas noktalarından biri olan “vatan savunması” AKP tarafından siyasi malzeme haline getirilmiş ve halkın milli duyguları sömürülerek yeni bir soygun teklifi hazırlanmış.
Eleştirenler de en iyi ihtimalle AKP tarafından terörist ilan edilecektir. “İsrail bize saldırabilir” söylemleriyle sahte bir “dış tehdit ve savaş gündemi” yaratmaya çalışan AKP’nin, sebebi olduğu ekonomik krizi bu şekilde perdelemeye çalıştıklarını biliyor ve görüyoruz. Savaş olmadığı halde dahi sokaktaki vatandaş, sanki bir savaş ekonomisi varmış gibi sıkıntıda.
Limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartı hamilleri her bir kart başına yıllık 750 lira katılma payı ödeyecek. Hatırlayın "Bunlar eskiden ülkeyi 70 sente muhtaç ettiler" edebiyatı yapıyordu. "IMF'ye borç para verdik" masalları anlatıyordu. Meğer ülkeyi krizlerden krizlere sürükleyen bu büyük ekonomist, vatandaşın 750 lirasına muhtaç kalmış. Onun deyimiyle "Nereeden nereeye".
Filistin üzerinden İsrail ile ticaretinizi devam mı ettiriyorsunuz?
AKP’nin Türkiye’nin “İsrail ile ticareti sınırladık”, ya da “sonlandırdık” sözleri artık anlamını tamamen yitirmiştir. AKP iktidarından bu konuya ilişkin çıt çıkmamasından anlıyoruz ki; bal gibi de İsrail ile ticaret devam ediyor değerli arkadaşlar. Ama tabii onu da kendilerince kılıfına uydurmuşlar. Nasıl yapmışlar bunu? Dünyanın dört bir yanından gönderilen insani yardımlar dahi, hava yoluyla zar zor ulaştırılabilirken, biz bu ülkeye demir çelik ihraç ediyormuşuz.
Geçen yılın ilk 9 ayında ülkemizden Filistin’e yapılan çelik ihracatı, 587 bin dolar iken, bu yılın ilk 9 ayında 86 milyon 790 bin dolara çıkmış. Türkiye ile Filistin arasındaki çelik ihracatı yüzde 14 bin 676 oranında artmış. Savaşın ortasında bir ülke, acil insani ihtiyaçların bile havadan ulaştırıldığı Filistin, demir-çelik ithal ediyor öyle mi? Kimse kimseyi kandırmasın.
Dünyada hiçbir yatırımcı savaşta olan bir ülkeye yatırım yapmaz, yeni bir yapı inşa etmez. Savaş devam ediyor, Filistin yeniden inşa edilmiyor. O zaman bu malzemeler nereye gidiyor? Buradan iktidara soruyoruz; Filistin üzerinden İsrail ile ticaretinizi devam mı ettiriyorsunuz? İhracatı yapılan bu ürünler Filistin’e mi gidiyor yoksa İsrail’e mi? 1 ayda Türkiye’den İsrail’e 88 gemi gittiği iddiaları doğru mu? Türkiye'den yola çıkan gemilerin belgelerinin Filistin olarak düzenlendiği ancak İsrail’e gittiği doğru mu? Ticaret Bakanlığı bu iddiaları neden yalanlamıyor? Sükût ikrardan mı geliyor? O zaman bu iddiaları doğru mu kabul etmeliyiz?