Sokak hayvanları ile ilgili düzenleme Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşındı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, AYM'ye yapılan başvuru sonrasında açıklamalarda bulundu.
Günaydın, "2 Ağustos 2024 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren sokak hayvanları ile ilgili düzenlemenin öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptali istemini içeren dilekçemizi Anayasa Mahkemesi'ne teslim ettik" ifadelerini kullandı.
Günaydın'ın açıklaması şöyle:
"Sokak hayvanları hakkındaki yasanın öncelikle yürütmesinin durdurulması ve her halükarda iptali içim dilekçemizi bugün AYM'ye teslim etmiş bulunuyoruz. İfade etmek isterim ki biliyorsunuz bir yasa Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 60 günlük bir süre içerisinde AYM'ye taşınabilir. Anayasa koyucu bu süreyi herhangi bir düzenlemenin hakkıyla AYM dilekçesine konu edilebilmesi için yeterli süre olarak tanımlamıştır. Konunun duyarlılığını ve ortaya çıkan hepimizin vicdanını yaralayan sokak köpeği katliamlarını görmek ve buna karşı hızla hazırlıklarımızı tamamlamak durumundaydık. Bu çerçevede meslek kuruluşlarından barolardan derneklerden vakıflardan hayvan haklarıyla ilgili gönüllülerden görüş aldık. Hukukçularımız ve milletvekillerimiz hafta sonları dahil olma üzere çalıştılar ve bugün 182 sayfalık dilekçemizi AYM'ye 13. gün teslim etmiş durumundayız.
17 maddelik yasanın yürütme maddesi hariç 16 maddesine yönelik yürürlüklerinin durdurulması ve iptallerine ilişkin gerekçeler aşağıda sunulmaktadır:
Hayvan haklarına, kamu yararına, Devletin temel amaç ve görevlerine, yaşam hakkına, çevre hakkına, tabiat varlıklarının korunması esasına ve tarafı olduğumuz uluslararası anlaşmaların iç hukukumuza etkisine aykırı olarak;
1-5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na hakim olan hayvan ve çevre merkezci (ekosantrik) anlayışın terk edilmesi, ve
2- Hayvanların sahipli-sahipsiz sahiplendirilme niteliği olan-olmayan şeklinde sınıflandırılması,
3- "Topla, kısırlaştır, aşıla, rehabilite et ve özgürce yaşam alanına bırak" anlayışının terk edilerek; hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakımevlerine hapsedilmesine ve kapasite yokluğu nedeniyle öldürülmeleri,
4- Tüm hayvanların yaşama özgürlüğüne sahip olduğunu kurala bağlayan düzenlenmenin yürürlükten kaldırılması,
5- İnsan ile hayvan arasında kurulan barındırma-bakma-bulundurma-koruma ilişkisinin ortadan kaldırılması,
6- Hayvanların kanuni istisnanın ve kanuni gerekçenin varlığı halinde öldürülebilmeleri,
7- Hayvanlara ötanazi uygulanması,
8- Yerel yönetimlerin hayvanları (rehabilite ettikten sonra), yaşam alanına geri bırakmalarının yasaklanması ve yasağın ihlali halinde idari para cezası verilmesi,
9- İl Hayvanları Koruma Kurulu'nun kanuni ölçüt olmaksızın hayvanlara yönelik önlem alabilmesi,
10-Katılımcı demokrasi ilkesinin aksine hayvan koruma gönüllülerinin/görevlilerinin varlıklarının ortadan kaldırılması,
11-Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara; hayvanların bakımı için sağlayacağı mali desteğin miktarının belirsiz olması,
12- Yerel yönetimlerin özerkliği ve idarenin bütünlüğü ilkelerinin aksine; kanun koyucu tarafından belediyelerin bütçesine orantısız biçimde el atılması,
13- Hayvanların korunmasına ilişkin sorumluluğun yerel yönetimler ile merkezi idare arasında orantılı biçimde paylaştırılmaması,
14- Suç ve cezaların orantılılığı ilkesinin aksine; belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve belediye yetkilileri hakkında hapis cezası öngörülmesi,
15- Belediyelere verilen görevlerin yerine getirilmesi için; merkezi idarenin belediyelere kaynak aktarımı yapmaması ve belediyelerin zaman sınırıyla baskılanması,
16- Kamu yararına aykırı biçimde 7527 sayılı Kanun'un yayımlandığı gün (02.08.2024 tarihinde) yürürlüğe girmesine yönelik hükümler.
Türkiye'de 1994-2019 arasında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çok sayıda belediyeyi kesintisiz 25 yıl öncülleriyle beraber yöneten, 2002'den bugüne kesintisiz 22 yıldır merkezi hükümete ve iktidara sahip olan AKP'nin; Son yirmi yılda yalnızca 200 barınak (yılda ortalama 10 barınak) ve yine son 20 yılda yalnızca 2.5 milyon kısırlaştırma (1.3 milyonu Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çok sayıda önemli belediyelerin CHP tarafından kazanıldığı son beş yılda olmak üzere) yapılabilmesinden doğan sorumluluğu açıktır. Sözü edilen sorumlulukları üstlenmekten kaçınan, yurttaşlar arasında ve yurttaşlarla belediyeler arasında yeni kamplaşmalar yaratmaya yönelen iktidar partisi tutumu, konuyu teknik, mesleki ve vicdani bir alan olmaktan çıkarmış, sosyolojik ve siyasi bir sorun alanına doğru sürüklemiştir. 4 milyon sokak köpeği varlığını ifade eden yasa gerekçesine karşı yalnızca 100 bin hayvanı alabilecek barınak kapasitesi veri iken; yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı gün yürürlüğe girmesini öngören ve tüm hayvanların yakalanarak barınaklarda tutulmasını hedef koyan bir düzenlemenin geçiş hükmü barındırmaması, iyi niyet ile açıklanamaz. Yasanın TBMM'den geçmesiyle Türkiye'nin dört bir tarafından gelen sokak köpeklerine yönelik vahşet görüntüleri kamuoyu vicdanını derinden yaralamaktadır.
Anayasa Mahkemesi'ni mümkün olan en ivedi biçimde toplanarak Yasaya yönelik öncelikle yürürlüğün durdurulması ve her halükarda iptali kararını gecikmeksizin vermeye davet ediyoruz. İptal kararı sonrası TBMM tüm paydaşlarla birlikte katılımcı bir anlayışla güvenli sokaklarda çocuklarımızın ve hayvanlarımızın tarihsel müktesebatımıza uygun biçimde birlikte ve barış içinde yaşayacağı bir düzenlemeyi gerçekleştirme görev ve sorumluluğu ile karşı karşıya olacaktır."