CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Günaydın, parti genel başkanlığı için ismi konuşulan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için öne sürülen, “hakkında dava varsa aday olamaz” söylemine, “Kılıçdaroğlu artık milletvekili değil, hakkında dünya kadar fezleke var. Bunları davaya dönüştürüp siyasi yasak getirirlerse ne olacak? Aday olmasın mı diyeceğiz?” karşılığını verdi. Günaydın, “Ekrem İmamoğlu'nun belirli görüşlerine katılmayabilirsiniz ama siyaseti bel altı vuruşlarla yapmaya çalışmak bir Cumhuriyet Halk Partiliye yakışmaz, kimseye yakışmaz" dedi.
Günaydın, “Olağan kurultay sürecinde elbette delegeler aday gösterirse, kendisi de arzu ederse genel başkan adayı olabilir. Bu başka bir arkadaşımızın genel başkan adayı olamayacağını mı gösterir? Yani bu parti Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ibaret değilse o halde genel başkanlık tartışmasını isimler üzerine daraltmaktan vazgeçmeli, bunu bir ideoloji, partinin demokratikleşmesi, bir kadro yenilenmesi esası üzerinden konuşmaya başlamalıyız” diye konuştu.
Günaydın, CHP’nin seçimlerde ittifak yaptığı partilerin seçim sonrasındaki açıklamaları hakkında şunları söyledi:
“Yüreğim kan ağlayarak dinledim”
“Öncelikle ifade edeyim ki ‘CHP'nin yüzde 25 oyunun içerisinde bizim yüzde 7-8 oyumuz var’ laflarını yüreğim kan ağlayarak dinledim, herhalde parti yönetimi buna yönelik bir cevap verecektir. ‘Bu milletvekilleri anamızın ak sütü gibi helaldir’ diyen birinin yüzde kaç oy aldığını görmek gerekir.
Örneğin; Gelecek, Deva, Saadet partileri kendilerine teklif edildiği halde milletvekilliği seçiminde neden ayrı bir ittifakla kendi oylarını almadılar? Eğer yüzde 7-8 oyları var idiyse keşke bu teklife evet deselerdi ve bu oyu almalarını hep beraber görseydik.
“Vefa duygusundan çok uzak bu açıklamaları üzülerek izliyorum”
Cumhuriyet Halk Partisi, bu ittifakı yaptığı zaman o partilerin gerçek oylarını siyaset biliminin verdiği olanaklarla ölçmek ve katkıları oranında onlara milletvekili sayısı vermek doğru idi, bunun çok ötesinde milletvekili sayısı verilmişken şimdi vefa duygusundan çok uzak olan bu açıklamaları bütün Cumhuriyet Halk Partililer gibi ben de çok üzülerek izliyorum. Burada o 39 milletvekili yerine hayatı boyunca bu memleketin taşına toprağına alın terini dökmüş ama sıralamaya girememiş arkadaşlarımızın hakları var. Dolayısıyla, birinci olarak bunu saptayalım.”
CHP'deki demokrasi açığı…
Günaydın, CHP’nin 39 milletvekili verme kararı hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu kararlar Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) veriliyor, o halde dönüp MYK'nın ve PM'nin nasıl oluşturulduğuna yeniden dikkat çekmek lazım, bu da CHP'de yaşanan demokrasi açığına işaret eder. Biz şunu söyleriz; CHP'deki demokrasi açığını eleştiren bir AKP'li gülünç duruma düşer, çünkü CHP'deki demokrasinin varlığı AKP ile kıyaslanmayacak kadar yukardadır ama bu hala CHP'de önemli bir demokrasi açığının varlığından söz etmemizi engellemez.”
“Ekrem İmamoğlu, CHP'nin öz evladıdır”
Günaydın, İmamoğlu hakkındaki davayı öne sürenleri de şöyle eleştirdi:
“Ekrem İmamoğlu'nun belirli görüşlerine katılmayabilirsiniz ama siyaseti bel altı vuruşlarla yapmaya çalışmak bir Cumhuriyet Halk Partiliye yakışmaz, kimseye yakışmaz. Ekrem İmamoğlu CHP'nin öz evladıdır, mücadelesini çabasını CHP içerisinde yapmaya devam edecektir. Ben onun adına konuşmaya yetkili değilim ama onu uzun yıllardır tanıyorum, Sayın Kılıçdaroğlu’ nu da uzun yıllardır tanıyorum, ne yapacaklarını, ne yapmayacaklarını bilirim, yanlış bir şey yaptıklarında ya da benim doğrularıma uygun bir şey yapmadıkları zaman fikrimi kendilerine açıkça söylerim ama birbirimize haksızlık yaparak, bel altı vuruşlarla siyaset yapmanın kimseye yakışmadığını ifade etmek isterim.
“Kumpas davalarına dayanışma içerisinde karşı çıkmak, bu arkadaşlarımızı yalnız bırakmamak zorundayız, bu bize yakışan tavırdır”
Ekrem İmamoğlu hakkında bir dava var, bu dava adalete ve hukuka sığmaz ama böyle bir dava varsa bir yere aday olamaz deyip bunun arkasına mı sığınacağız? Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs 2023'ten bu yana milletvekili değil ve dokunulmazlığı yok, hakkında dünya kadar fezleke var. CHP Genel Başkanı'na bu adamlar fezleke düzenleyip, soruşturma açıp, bunu davaya dönüştürüp siyasi yasaklılık getirirlerse ne diyeceğiz? ‘Kemal Kılıçdaroğlu'na siyasi yasak getirdiler, o halde sıkıntı var, aday olmasın’ mı diyeceğiz? Bu tür kumpas davalarına dayanışma içerisinde karşı çıkmak, siyasetle karşı çıkmak, hukuki mücadeleyi yapmak ve bu arkadaşlarımızı yalnız bırakmamak zorundayız, bu bize yakışan tavırdır.
Dolayısıyla ‘Ekrem İmamoğlu'nun davaları var’ lafı, davaları olan başka arkadaşlarımızın olduğunu, başka arkadaşlarımıza da davalar açılabileceğini hatırlatmakla karşılanmış olsun izin verirseniz.”