CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, parti olarak, asgari ücret tespit dönemine girilirken meseleye daha geniş perspektiften bakılması gerektiğini düşündüklerini bildirdi.

Taşcıer, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, milyonların dört gözle beklediği yeni asgari ücretin tespiti için ilk toplantının 11 Aralık Pazartesi günü yapılacağını anımsatarak, öncelikle neden tüm Türkiye'nin gözünün bu süreçte olduğunun konuşulması gerektiğini söyledi.

Asgari ücretin, tüm ücretlileri etkilediği için herkesin kaderini belirlediğini ifade eden Taşcıer, "Türkiye'de asgari ücret, adeta norm ücret haline gelmiş durumda. Özellikle de gençler arasında, ne mezunu olursa olsun, ister kasiyer, ister mühendis, ister öğretmen hemen hemen her biri asgari ücret alıyor." diye konuştu.

Taşcıer, 2003'te 10,7 milyon çalışanın, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 25,24'ünü ücret ödemesi olarak aldığına, bu oranın 2022'de çalışan sayısı 14,4 milyona çıkmasına karşın yüzde 23,96'ya gerilediğine işaret ederek "Çalışan sayısı artmasına rağmen gayrisafi yurt içi hasıla içerisinde emekçilerin ücreti olan pay daralmış durumda. Daha da özetle, emeğini verip karşılığında ücret alan vatandaşlarımız bu ülkenin gelirinden, zenginliğinden daha az pay alıyor ve yoksullaşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yıllardır asgari ücretin sürekli açlık sınırı altına düşüp yeniden açlık sınırına çekildiği kısır bir döngünün yaşandığını belirten Taşcıer, şöyle devam etti:

"Cumhuriyet Halk Partisi olarak, asgari ücret tespit dönemine girilirken meseleye daha geniş perspektiften bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu dönem, Türkiye emekçilerine bir gerçeği göstermek, daha doğrusu kendi yaşadıklarını fark ettirmek istiyoruz. Çünkü bu iktidar altında asgari ücret tespiti, on milyonlarca insanın bir açlık seviyesinden bir başka açlık seviyesine geçtiği, yani bordroda yazan sayıların arttığı, ama emekçilerin açlık ve yoksulluğunun aynen devam ettiği bir göz boyamadan ibaret olduğunu düşünüyoruz."

Taşcıer, asgari ücretin en fazla 17 bin 500 lira olacağı iddialarını dile getirerek asgari ücret 21 bin 500 lira olsa dahi temmuz ayında ek bir artış yapılmadığında bu ücretin yıl sonunda yine açlık sınırının altında kalacağını savundu.

Enflasyonun yüksek olduğu ortamda bir ücret telaffuz etmenin anlamsız olduğunu kaydeden Taşcıer, "Çünkü önemli olan, ücretin kaç lira olduğundan ziyade, o ücretin alım gücünün ne olduğudur. Sokakta mikrofon uzatıldığında vatandaşlara her birimizin duyduğu bir cümle var, 'Maaşım artmasın ama markette de fiyatlar artmasın.' İşte anlatmak istediğimizin vatandaşcası tam da bu." diye konuştu.

Taşcıer, 2021'deki asgari ücretin alım gücünün, mevcut asgari ücretinkinden yüksek olduğunu bazı ürünler üzerinden karşılaştırarak asgari ücretin tek başına rakamsal artışını konuşmanın çalışanlara hiçbir şey kazandırmadığını bildirdi.

"Bu cendereden nasıl çıkarırız diye yollar aramak gerektiğini düşünüyoruz"

TÜİK'in enflasyon hesabıyla, temmuzda 11 bin 402 lira almaya başlayan asgari ücretlinin alım gücünün 5 ayda 3 bin 837 lira eridiğini ve reel olarak 7 bin 565 liraya düştüğünü belirten Taşcıer, şöyle devam etti:

"Asgari ücretin kaç lira olup olmayacağı, acaba bir ayda mı yoksa 3 ayda mı açlık seviyesi altına düşeceğini tahmin etmeye çalışmaktansa, Türkiye'de asgari ücretli sayısını nasıl azaltırız bunların konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Asgari ücret ve iki katı arasında sıkışan ücretlileri bu cendereden nasıl çıkarırız diye yollar aramak gerektiğini düşünüyoruz. Asgari ücreti sürekli olarak açlık sınırının altına sürükleyen enflasyon belasından nasıl kurtulacağız asıl bizim bunları konuşmamız gerekiyor. Taban ücretteki kalıcılaşmayı ve nesilden nesle aktarılan yoksulluğu nasıl kırarız, Türkiye bunu konuşmalı."

İktidardan Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 131 sayılı sözleşmesini imzalamasını isteyeceklerini bildiren Taşcıer, bu sözleşmenin, asgari ücret tespitinde bir kişinin değil bir ailenin geçim şartlarının göz önüne alınması gerektiğini söylediğini aktardı.

Taşcıer, gelir vergisi ilk dilim oranının ücretlilerde yüzde 10'a düşürülmesini, vergi tarife dilimlerinin en az yeniden değerleme oranı veya asgari ücret artış oranı kadar artmasını, asgari ücrette vergi istisnasının vergiden indirim yoluyla değil matrahtan indirim yöntemiyle uygulanmasını, 5 puanlık SGK prim desteğinin işçilere de sağlanmasını talep ettiklerini bildirdi.

Taşcıer, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

CHP'nin asgari ücret talebinin ne olduğuna ilişkin soruyu Taşcıer, şöyle yanıtladı:

"Bugün gerçekçi rakamların yansıtılmadığı, Merkez Bankasının bağımsız olmadığı, TÜİK'in bağımsız olmadığı bir ortamda asgari ücreti açıklamak, bir rakam vermek, sadece sayılardan ibaret olacak. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak, insan onuruna yaraşır bir ücret olması noktasında tüm engellerin kaldırılması, asgari ücretli sayısını nasıl azaltırız, grev hakkının önünü nasıl açabiliriz, sendikalılaşmayı nasıl arttırırız, bunların her birini bu dönem tartışacağız. Tek başına rakam üzerinden asgari ücreti tartışmanın, sadece bir sayıdan ibaret olduğunu düşünüyoruz."

Kaynak: aa