CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Erol, kayyum uygulamalarını eleştirerek şunları söyledi:
“Aslında bugün bu konuşmayı yalnızca AK Parti grubuna yapmak isterim. 12 Eylül dönemini hepiniz hatırlıyorsunuz değil mi? 12 Eylül generallerinin bu ülkede uyguladıkları faşist sistemi ve düzeni hepiniz hatırlıyorsunuz. Baskıcı bir rejim, kapatılan Parlamento, siyasi yasaklar, tutuklanan milletvekilleri, tutuklanan siyasetçiler yani siyasetçilerin seçme ve seçilme hakkını, özgürlüklerini kısıtlayan her anlayış faşist bir anlayıştır ve aslında sizin 12 Eylül zihniyetine, bu kayyumlara ve siyasi yasaklara karşı çıkmanız gereken tarihinizde yaşanmış çok önemli bir olay var, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Recep Tayyip Erdoğan'a siyasi yasak getirilmesi, hatırlıyorsunuz değil mi? Onu da hatırlıyorsunuz ve 2003 yılında Cumhuriyet Halk Partisinin destek vermesiyle Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağı kalkarak siyaset yapma hakkını aldı ve bugün ülkenin Cumhurbaşkanı. Yani demek istiyorum ki insanların seçme ve seçilme haklarına, seçildikten sonraki süreçle ilgili anayasal yurttaşlık haklarına aslında bizden fazla sizin sahip çıkmanız ve sizin destek vermeniz lazım ama görüyorum ki güç elinize geçtikten sonra tarihinizi, geçmişinizi unutarak bu, yargının verdiği güçle insanların seçme ve seçilme hakkına ve insanları seçen iradeye haksız bir uygulamanızdır.
“Kayyum atamak yerine, Belediye Meclisinin kendi içerisinden seçeceği bir Başkan Vekiliyle yönetilmesi lazım”
Teröre karşı olmak ayrı bir şeydir, yurttaşlarımızın yurttaşlık haklarını savunmak ayrı bir şeydir. Olabilir, seçilmişler suç işleyebilir mi? İşleyebilirler. Kanunlara, yasalara aykırı davranışları olmuş olabilir mi? Olabilir. Bu ülkenin yargısı var ama yargının sonuçlanması nedir? En son Yargıtay süreci bitinceye kadar kimsenin cezasının hükmünün gerçekleştiği anlamına gelmez. Alınabilir mi bir belediye başkanı? Görevden de alınabilir yani bu yalnızca kayyum atamakla ilgili, siyasi bir davadan dolayı da değil, herhangi bir gerekçeden dolayı da alınabilir ama mesele burada yalnızca belediye başkanının görevden alınması değil, oradaki seçmenlerin özgür iradesiyle seçilmiş bir de bir de bir Belediye Meclisi var yani en azından Belediye Başkanı açığa alındıktan sonraki süreçte bir kayyum atamak yerine, Belediye Meclisinin kendi içerisinden seçeceği -en azından yargı süreci geçinceye kadar- bir Başkan Vekiliyle yönetilmesi lazım.
“Kayyum atamaları bu ülkede asla doğru bir atama değildir”
Bunun örnekleri var mı? Bunun örnekleri oldu, İzmir Menemen'de yaşadık. Bizim bir Belediye Başkanımız hukuksuz davranışından dolayı açığa alındı, arkasından Meclis bir seçim yaptı, AK Parti'li bir üyeyi Başkan yaptı ve arkasından, Belediye Başkanı istifa edince vekâleten seçilen Başkan asaleten seçildi ve görevine devam etti. Yani burada, AK Parti Grubu, güç elinizde diye geçmişte size uygulanan bu faşizan anlayışı, bu faşizan dayatmaları, kendi karşınızdaki insanlara uygulamayın ve dayatmayın. Bunlar doğru şeyler değildir. Yarın iktidardan düştüğünüzde aynı şeyler sizin karşınıza çıktığı zaman, biz geçmişte Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkını aradığımız gibi sizin hakkınızı da arayacağız. Yani bunu, yalnızca bir DEM Partiİ'li Belediye Başkanına yapılan bir uygulama olarak görmüyorum ben. Bu, DEM Parti’li bir Belediye Başkanına yapılan bir uygulama değil yalnızca; bunu, insanların özgürlük alanlarının, seçme ve seçilme haklarının, insanların Anayasa'daki bu haklarının takdir görmediği bir davranış şekli olarak değerlendiriyorum ve bu anlamda kayyum atamaları bu ülkede asla doğru bir atama değildir. İnsanlar suç işleyebilirler, Anayasa'ya aykırı davranabilirler, kanunlara aykırı davranışlar gösterebilirler; yargı süreci tamamlanıncaya kadar hiç kimse görevinden alınmamalı ama bir başka gerekçeyle görevden alınması durumunda da oranın seçilmiş belediye meclisi yeni başkanı veya başkan vekilini seçerek görevine devam etmelidir diyorum. Bu kayyum atamalarını doğru bulmadığımı ifade ederek hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.”