Cevheri Güven nereli ve kaç yaşındadır? Sorularının cevabı merak ediliyor. Cevheri Güven’in kim olduğu merak ediliyor. Arama motorlarında Cevheri Güven aratılıyor. Cevheri Güven, kaç yaşında, nereli, mesleği ne? Sorgulamaları yapılıyor. Cevheri Güven’in biyografisini haberimizde derledik…
Cevheri Güven kimdir?
Cevheri Güven’in Vikipedi’deki bilgileri şöyle:
Cevheri Güven (d. 25 Kasım 1977, Erzurum), Fethullahçı Türk gazetecidir. 15 Temmuz darbe girişimi, sonuncu olmak üzere toplamda 3 kez kapatılan Nokta dergisinde genel yayın yönetmenliği yapmış olan Cevheri Güven, 3 Kasım 2015 tarihinde "halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek" suçlamasıyla tutuklanmış, 29 Aralık 2015'te ise adli kontrol şartı ile tahliye edilmiş ve yurt dışı çıkış yasağı konmuştur. 2017 yılında Murat Çapan ile birlikte Nokta dergisi yöneticisi olarak Halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etme suçundan 22.5 yıl hapis cezası almıştır. Bu olaydan sonra Murat Çapan Yunanistan'a kaçmaya çalışırken güvenlik güçleri tarafından yakalanmış ve tutuklanmıştır. Cevheri Güven ise kaçak yollarla ailesi ile birlikte Türkiye'yi terk etmiş ve Almanya'ya yerleşmiştir.
Kariyeri
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinin gazetecilik bölümünden mezun olan Güven, 1999'da Cem Uzan'ın sahibi olduğu Star gazetesinde stajyer olarak işe başlayıp ileriki yıllarda gazetenin bir çalışanı oldu. Eğitim ve güvenlik alanlarında haberler yayınladı. 2004 yılında Cem Uzan'ın hükümetle yaşadığı siyasi gerilimler nedeniyle Star'a TMSF tarafından el konulması sonrası Star'dan istifa etti. Bir süre işsiz kaldıktan sonra Aktifhaber.com web sitesini kurdu. 2007 yılında aktifhaber'den ayrıldı. 2009 yılında tekrar Star Gazetesine katılıp, Ankara haber müdürü olarak görev yaptı. Mayıs 2015'te Nokta dergisine genel yayın müdürü görevine getirildi.
Nokta dergisi davası
Nokta dergisinin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan tutuklandı. Derginin kapağında Türkiye'nin bir iç savaşa sürüklenebileceğine ilişkin endişeler dile getiriliyordu. Dergi saatli bir maarif takvimiyle iç savaş tehlikesini çarpıcı biçimde dile getiriyordu. Güven ve Çapan, "halkı silahlandırarak isyana teşvik" suçlamasıyla gözaltına alındılar. Ardından suç vasfı değişerek "suç işlemeye tahrik"ten tutukluluğa sevk edildiler. Ancak Sulh Ceza Hakimliği 'hükümete karşı silahlı isyana teşvik' suçlamasıyla Güven ve Çapan'ı suçun vasfını değiştirerek tutukladı. Mahkeme en son kararı "Cumhurbaşkanı'na hakaret" olarak değiştirdi. 58 gün tutuklu kalan Çapan ve Güven, 29 Aralık 2015'te çıktıkları ilk duruşmada tahliye edildiler. İkili hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu. 1 Mart 2016'da çıktıkları ikinci duruşmada Savcılık silahlı isyana teşvik ve benzeri suçlardan beraatlerini talep ederken, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanmaları için Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmasını talep etti. Mahkeme karar vermek için 17 Mayıs 2015'e duruşma günü verdi.
Güven ve Çapan tutuklu kaldıkları 58 günü tek kişilik hücrelerde tecritte Metris ve Silivri Cezaevinde geçirdiler. İkilinin serbest bırakılması için sivil toplum kuruluşları ve muhalefet partilerinden çeşitli girişimler yaşandı. Tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül de tek kişilik hücrelerde Silivri Cezaevi'nde, Güven ve Çapan'ın yan tarafına konuldular.
Cevheri Güven Mayıs 2017'de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Nokta Dergisi'nin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle yargılandığı davadan, "İç savaş çıkarmaya çalışmak" suçlamasıyla 22,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Derginin sorumlu yazı işleri müdürü Murat Çapan da aynı cezayı aldı. Murat Çapan tutuklanarak cezaevine kondu. Cevheri Güven, yurt dışında bulunduğu için tutuklanmadı. Güven hakkında açılan diğer davalar ise yurt dışında bulunması nedeniyle sürdürülemiyor. 24 Aralık 2021'de yayımlanan Resmi Gazete'de; Türkiye'de bulunan tüm malvarlıklarının dondurulduğu belirtilmiştir.
2016 yılının başından beri yurt dışında yaşamaktadır. Karısı ve iki çocuğu ile beraber, kaçak yollardan Türkiye'yi terk ederek Yunanistan'a oradan da Almanya'ya gitmiştir. Türkiye'den kaçmak için insan kaçakçılarına 15 bin Euro ödemiştir.
İddiaları
Sedat Peker
1 yıla aşkın süredir Sedat Peker'in video ve tweetlerini analiz eden Cevheri Güven, 15 Ağustos 2021 tarihinde yayınladığı videoda, Sedat Peker'in Hulusi Akar ve Hakan Fidan ile anlaştığını iddia etti. İddiaları yalanlayan Peker ve Cevheri Güven arasında karşılıklı bir dizi video ve tweet tartışması yaşandı.
Peker, bu iddiaların ardından Twitter hesabı üzerinden Cevheri Güven'e şu şekilde yanıt vererek iddiaları reddetmiştir.
"Kıymetli dostlarım, fetöcü olarak bilinen Cevheri Güven isimli kişinin dünkü duyuru tweetimde de söylediğim üzere Youtube videolarını ben de izliyorum. Zeki bir insan olduğu konusunda hiçbir şüphem yok. Şahsımla ilgili iddiası benim arkamda bir organizasyon varmış… Bu organizasyonla (yani bizle) Sayın Hulusi Akar’ın ve Sayın Hakan Fidan’ın askeri şura öncesi bir anlaşma yaptığımız yönünde. Tüm samimiyetliğimle söylemek isterim ki ne Sayın Hulusi Akar’ı ne de Sayın Hakan Fidan’ı hayatımda hiç görmedim."
Alaattin Çakıcı tartışması
12 Aralık 2021'de "2.5 milyar dolarlık çöküş" adında iki parçalık video yayınlayan Güven; Alaattin Çakıcı, Erol Evcil ve Süleyman Soylu'nun Nursan Demir Çelik'e çökme olayının merkezinde olduğunu, Çakıcı ve Evcil'in 90'lı yıllarda Sivas Demir Çelik ve Ege Demir Çelik'e de çöktüğünü iddia etti.
Çakıcı, 12 ve 19 Aralık 2021'de Güven'in iddialarına resmi Twitter hesabından hakaretler sarf ederek 2 cevap verdi. Çakıcı; Ege Demir Çelik dışında diğer fabrikalarla ilişkisinin olmadığını açıkladı.
MİT tartışmaları
TRT Yönetim Kurulu Üyesi Hilâl Kaplan, 26 Ağustos 2022'de bir twitter üzerinden, kendisinin boşanma haberini yapan OdaTV çalışanları Soner Yalçın ve Toygun Atilla'yı hedef aldı. Bu haberin kaynağı olarak Nuh adlı kişi olduğunu ima etti.
Cevheri Güven, Nuh adlı kişinin MİT Basın Sorumlusu Nuh Yılmaz olduğunu, Nuh Yılmaz'ın başta OdaTV olmak üzere bir takım gazete, gazeteciler ve haber siteleri üzerindeki etkilerini Youtube videolarında anlattı. Ayrıca 15 Temmuz Darbe Girişiminde, Recep Tayyip Erdoğan'ın canlı yayında haber sunucusu Hande Fırat'la telefon üzerinden konuşurken, o esnada Hande Fırat'ı arayan Nuh Yılmaz'ın da aynı kişi olduğunu iddia etti
Daha sonra bu tartışmalara Hande Fırat ve Soner Yalçın da katılarak, konu ile ilgili bir dizi köşe yazıları yazdılar.