Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin sunumunu gerçekleştirdi. Bütçenin "kazanımları sürdürülebilir hale getiren, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı önceleyen bir yapıya sahip olduğunu" belirten Yılmaz, 2025 yılı bütçesinin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen bir anlayışla hazırlandığını söyledi.
Bütçenin toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözettiğini ve toplumsal grupların taleplerini dikkate alarak düzenlendiğini savunan Yılmaz, "Maliye politikamızı, deprem hariç harcamaları kontrol altında tutacak, kamu açıklarını kademeli olarak düşürecek ve dezenflasyon sürecini destekleyen bir yaklaşımla hazırlayarak huzurunuza getirmiş bulunuyoruz" şeklinde konuştu.
“Türkiye ekonomisi dünya ortalamasının iki katından fazla büyüdü”
2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 oranında büyüdüğünü hatırlatan Yılmaz, "Dünya ekonomisi 2020-2023 döneminde zorlu koşullara rağmen kümülatif olarak yüzde 10,7 oranında büyüme göstermiştir. Dünya ile kıyaslandığında, Türkiye ekonomisi bu zorlu koşulların üstesinden gelerek çok daha etkileyici bir büyüme performansı sergileyerek kümülatif olarak yüzde 25,9 oranında büyüme kaydetmiştir. Ortalama yıllık büyüme açısından değerlendirildiğinde, dünya ekonomisi bu süreçte yüzde 2,6 oranında büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 5,9 oranında büyüme ile dünya ortalamasının iki katından daha fazla büyümeyi başarmıştır. Bu sonuçlar, Türkiye'nin ekonomik gücünü ve dirençli yapısını açıkça ortaya koymaktadır" dedi.
"Güçlü yapısı ve yüksek büyüme oranlarıyla milli gelir büyüklüğümüz Cumhuriyet'in 100’üncü yılı itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşarak, 1,1 trilyon dolara ulaşmıştır" diyen Yılmaz, "Böylece, 2022 yılında dünya ekonomileri arasında 19’uncu sırada yer alan Türkiye ekonomisi, 2023 yılı itibarıyla iki sıra birden atlayarak 17’nci sıraya yükselmiştir. Satın alma gücü paritesi cinsinden gayrisafi yurt için hasıla (GSYH) büyüklüğüne göre ise ülkemiz dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumundadır. 2024 yılında öngörülen tahminler ışığında, ülke sıralamamızın yine bu seviyelerde kalması beklenmektedir" ifadelerini kullandı.
“Kişi başına düşen milli gelirin 15 bin doları aşmasını bekliyoruz”
Cevdet Yılmaz, yılın ikinci yarısında deprem bölgesinde yürütülen çalışmalarının ve küresel düzeyde para politikalarının gevşemesiyle birlikte ılımlı bir toparlanma öngörüldüğünü, dış talep koşullarının büyümeyi destekleyeceğinin tahmin edildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Uygulanan dezenflasyonist politikaların etkisiyle büyüme kompozisyonunun Orta Vadeli Program'da (OVP) öngördüğümüz şekilde daha dengeli bir görünüm arz etmesi beklenmekte olup, 2024 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin yüzde 3,5 oranında büyümesi beklenmektedir. 2023 yılı itibariyle kişi başına düşen milli gelir 13 bin 243 dolar olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılında kişi başına düşen milli gelirin 15 bin doları aşmasını bekliyoruz. OVP'deki tam rakamımız 15 bin 551 dolardır. 2025 yılında 17 bin 28 dolar olmasını beklediğimiz kişi başına gelirin ve 2027 yılına gelindiğinde 20 bin dolar seviyesinin üzerine çıkması tahmin edilmektedir. Ülkemizin kişi başına milli gelirinin AB ülkeleri ortalamasına yakınsama oranı 2002 yılında yüzde 38,3 iken 2023 yılında bu oran yüzde 73,9 olarak gerçekleşmiş, 2024 ve 2025 yıllarında sırasıyla yüzde 75,5 ve 77’ye ulaşması beklenmektedir. 2025 yılında ekonomimizin üretim ve talep yönüyle dengeli görünümünü koruyarak, net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının ağırlığının arttığı, sürdürülebilir bir yapıyla yüzde 4 oranında büyüme kaydedilmesi beklenmektedir."
“Enflasyonu OVP döneminde tek haneye indireceğiz”
OVP tahminlerine göre, 2024 yılı genelinde istihdamdaki artışın 1 milyonu aşmasının beklendiğini, işsizlik oranının yüzde 9,3 olarak gerçekleşmesinin öngörüldüğünü, 2025 yılında dezenflasyon sürecinin etkisiyle işsizlik oranının yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini dile getiren Yılmaz, gelecek üç yıllık süreçte istihdamın yıllık ortalama 758 bin kişi artacağını ve iş gücüne katılım artışına rağmen işsizlik oranının 2027 yılında yüzde 8,8 seviyesine gerileyeceğini öngördüklerini söyledi.
Bu yılın haziran ayından dezenflasyon sürecinin başladığını ifade eden Yılmaz, "Para ve maliye politikaları arasındaki güçlü eşgüdümü sağlayan, şeffaf ve öngörülebilir politika adımlarımızın olumlu etkileri ile 2024 yılı Haziran ayı itibarıyla başlayan dezenflasyon sürecinin devamında enflasyon oranının, OVP döneminde tek haneli seviyelere indirilerek bu seviyelerde istikrar kazanmasını sağlamak en önemli önceliğimizdir. Bu doğrultuda, dezenflasyon sürecini temin edecek politika bileşimini sürdürerek, fiyat artışları hedeflenen patikaya gerileyene kadar bütün araçlarımızı enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak şekilde kullanacağız" dedi.
“2025 yılı hedefimiz 280 milyar dolarlık ihracat büyüklüğüne ulaşmak”
Başta Almanya olmak üzere bazı ihracat pazarlarında devam eden ekonomik kırılganlıklar ile küresel ölçekte süregelen jeopolitik gerilimlerin, dış ticaret açısından bir risk unsuru olarak varlığını koruduğunu dile getiren Yılmaz, "2024 yılı Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız artış eğilimini sürdürerek 261,6 milyar dolar seviyesinde bulunmaktadır. Bu kapsamda yıl sonu hedefimiz olan 264 milyar dolara ulaşacağımıza inanıyoruz. Ülkemizin kalkınmasında ihracatımızı üst seviyelere taşımak, en temel önceliklerimizdendir. 2025 yılı için hedeflediğimiz yaklaşık 280 milyar dolarlık ihracat büyüklüğüne ulaşmak ve küresel ölçekte mal ihracatından aldığımız payı daha da üst seviyelere çıkarmak üzere çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
“KKM bakiyesi 43 milyar dolara geriledi”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, cari işlemler dengesinde beklentinin üzerinde bir iyileşme yaşandığını, ekim ayında hizmet ticareti istatistiklerine bağlı olarak ödemeler dengesinde yapılan revizyonun bu iyileşmeye ilave katkı sağladığını belirtti.
Geçen yılın mayıs ayında yıllıklandırılmış olarak 55,6 milyar dolar seviyelerine yükselen cari işlemler açığının, 2024 yılı Ağustos ayı itibariyle 11,3 milyar dolara kadar gerilediğini kaydeden Yılmaz, "2024 yılı sonunda OVP'de yüzde 1,7 olması tahmin edilen cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 1 civarında gerçekleşmesini beklemekteyiz" ifadelerini kullandı. Ağustos 2023'te, 3,4 trilyon lira olan kur korumalı mevduat (KKM) bakiyesinin, 11 Ekim 2024'te 1,47 trilyon lira olduğunu, buna göre yarıdan da fazla gerileme kaydettiğini aktaran Cevdet Yılmaz, "Dolar bazında ise aynı dönemde 127,6 milyar dolardan 43 milyar dolara gerileyen KKM bakiyesi, yüzde 66 oranında düşüş göstermiştir. KKM'nin yurtiçi yerleşiklerin mevduatları içindeki payı yüzde 28,1 seviyesinden yüzde 9,1'e gerilerken, Türk Lirası mevduatın payı yüzde 31,6'dan yüzde 55,9'a yükselmiş, yabancı para mevduatın oranı yüzde 35'e gerilemiştir" dedi.
“Tüm yapısal reform alanlarında tedbirler hayata geçirilmeye devam edecek”
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini arttığını söyleyen Yılmaz, 11 Ekim 2024 itibariyle brüt rezervlerin geçen yılın aynı dönemine göre 32,9 milyar dolar artışla 157,4 milyar dolara, net rezervlerin ise 36,2 milyar dolar artışla 58,3 milyar dolara yükseldiğini ifade etti. Yapısal reformları hızlandıracaklarını vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu süreçte ekonomideki yapısal dönüşümü hızlandırmak üzere ikiz dönüşümü gözetecek sanayi politikalarının uygulanması, buna katkı sağlayacak şekilde işgücünün niteliğinin artırılması, altyapının güçlendirilmesi ve yatırımların hızlandırılması sağlanacaktır. Ekonomideki kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek üzere; afetlerle mücadeleden yeşil ve dijital dönüşüme, enflasyonla mücadele ve finansal istikrardan kamu maliyesine, iş ve yatırım ortamından yüksek katma değerli üretim ve ihracata, enerjiden ulaştırmaya, eğitimden sağlığa, işgücü piyasalarından sosyal güvenlik ve sosyal yardımlara tüm yapısal reform alanlarında tedbirler hayata geçirilmeye devam edilecektir."