Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı'nda gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, “Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti. Türkiye 2011'den önce olduğu gibi 2020'den sonra da ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapmıştır. Bize bu iftiraları atanlar hükümetlerimizin bu süreçte hayata geçirdiği gerçekleri de gizlemektedir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
-Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti, öldürmekten zevk alan seri katiller gibi her gün onlarca kadını, çocuğu, yaşlıyı, bebeği hunharca katlediyor.
- Katliam şebekesinin barbarlıkları karşısında Filistin'in onurlu kadınları zalime boyun eğmeyen asil duruşlarıyla tüm dünyaya, tüm kadınlara örnek oluyor.
-(Filistinli kadınlara) Siyonist lobinin baskılarına aldırmadan tepkimizi gösterecek, en temel hakkınız olan yaşam hakkınızı savunmaktan geri durmayacağız.
-Kadına yönelik şiddet, insanlığa ihanettir. Eşrefi mahlukat olan insana, özellikle de kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır.
-Kadına el kaldıran, fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek de devletin asli görevidir.
-Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla sürdürmek istediği dayatmaların hiçbir dayanağı yoktur. Sözleşme yaşatır sloganı hiçbir anlam taşımıyor. Sözleşme değil, kanunlar yaşatır. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti. Türkiye 2011'den önce olduğu gibi 2020'den sonra da ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapmıştır. Bize bu iftiraları atanlar hükümetlerimizin bu süreçte hayata geçirdiği gerçekleri de gizlemektedir. 2015'teki TCK düzenlemesine kadar kadına yönelik şiddet, bir suç olarak bile tanımlı değildi. Bu suçun katalog suç haline getirilmesi, eşe karşı işlenen suçun tıpkı nikahlı eşe işlenmiş gibi ceza alması, iyi hal indirimi uygulamasının kaldırılması gibi adımlar, 2020'den sonra atılmıştır.
-Kadınlara dönük şiddete hiçbir suretle geçit vermeyen şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşana kadar bu yolda sabırla yürüyeceğiz.
-Kadınlara, anne, eş ve kız çocuklarına şiddet uygulayan, ayrımcılık yapan ve öteleyenlerin insani, vicdani, kutsal değerlerden bahsetme hakkı olamaz.
-(Diyarbakır anneleri) Kadın haklarını İstanbul Sözleşmesi'ne sıkıştıran CHP yönetimi neden bu kahraman annelerin acılarına yıllardır bigane kalıyor.
-Yıllardır ciğerparelerine yeniden sarılmak için mücadele veren Diyarbakır annelerinin feryatlarına kulak tıkayanların samimiyeti elbette sorgulanır.
-Bölücü terör örgütündeki tecavüzden infaza, her türlü insan hakkı ihlalini görmezden gelenlerin meselesi asla kadınların hak ve hukuku, özgürlüğü olamaz.