CHP'nin önümüzdeki hafta sonu yapılacak tüzük kurultayı öncesi İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısı bugün yapıldı. Toplantıya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'li vekiller, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik katılım sağladı. Toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Birileri bekliyor ki tartışacağız, birileri bekliyor ki kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız. Türkiye'nin gerçek gündemini takip etmeyi bırakacağız. Bekliyorlar ki birbirimize düşeceğiz ve onları kötü yönetimlerine rağmen sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız. Biz biriz, beraberiz, kararlıyız, hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz" ifadelerini kullandı. 

İl Danışma Kurulu Toplantısında konuşan Özel şunları söyledi; 

"Biz biriz, beraberiz, kararlıyız, hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz"

4 Eylül günü Sivas'ta CHP'nin Büyük Değişim Kurultayı'nın açılışını gerçekleştiriyoruz.

CHP'den Mansur Yavaş'ın eleştirilerine yönelik açıklama CHP'den Mansur Yavaş'ın eleştirilerine yönelik açıklama

Parti içi demokrasiden nasibini almayanlar, tartışmak nedir, birlikte konuşmak nedir ve alınan kararlarda çoğunluk değil, çoğulcu bir anlayışla yol yürümek nedir bilmeyenler içinde bulunduğumuz sürecin partimiz kadar Türkiye için de ne kadar kıymetli olduğunu iddia edemezler. CHP 4 Eylül günü Sivas'ta başlatıp 9 Eylül günü partinin 101. kuruluş yıl dönümüyle birlikte taçlandıracağı süreç Türkiye'ye demokrasi vaadedenlerin önce o demokrasiyi kendi içinde perçinlemek istediklerini görmelidirler.

O salondan birlikte, beraberlik, azim ve kararlılıkla çıkacak olanların bunu dalga dalga 81 ile taşıyacaklarından, o salondan Türkiye'ye bir iktidar umudu konusunda kararlı, inançlı bir ses yükselteceklerini görmüyorlar.

Birileri bekliyor ki tartışacağız, birileri bekliyor ki kendi içimize düşüp onların yakasını bırakacağız. Türkiye'nin gerçek gündemini takip etmeyi bırakacağız. Bekliyorlar ki birbirimize düşeceğiz ve onları kötü yönetimlerine rağmen sorumluluklarıyla baş başa bırakacağız. Biz biriz, beraberiz, kararlıyız, hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz.

Geçen sene bugünlerde 14 ve 28 Mayıs'ta hepimizi çok üzen, kahreden ve maalesef bir deyimle tüm memlekette seçmende duygusal bir çöküntü yaratan, gençlerinin gözlerinin içindeki feri söndüren, yaşlılarımızın omzunu düşüren, onları evlerinde sokağa çıkacak mecal bırakmayan o sonuçtan sonra biz bitmedi diyorduk. Hepimize bir sorumluluk düşüyor ve hep birlikte şunu söyledik, "Başarabiliriz!" 

"CHP değişirse Türkiye değişir"

CHP değişirse Türkiye değişir. Bu inançla yola çıktık ve o değişimi kişilerin değişimi olarak tarif etmedik, etseydik vefasızlık olurdu. Sadece kişilerin değişimi olarak değil, hepimizin birden bir anlayışın, bir yaklaşımın, hedef koyuş şeklimizin değişmesi olarak tabir ettik.

Kurultaydan aldığımız güç ve yetkiyle ve daha sonra da hep birlikte ortaya koyduğumuz büyük emekle 31 Mart seçimlerine gittik ve 31 Mart seçimlerinin akşamında İstanbul'daki her 3 belediyeden 2'sini kazanan, İBB'yi bütün iftiralara, yıpratmalara, hakaretlere, engellemelere rağmen bir kez daha ve büyük bir zaferle kazanan ve Türkiye'nin 7 bölgesinde bir zamanlar Sivas'ın doğusuna gidemezler diyenlerin belediye kazandığı, Türkiye'nin yüzde 65'inin nüfus olarak belediyelerini yöneteceğimiz, ekonomisinin yüzde 80'ine basan bir coğrafyayı yöneteceğimiz o seçim başarısının akşamında 47 yıl sonra bizim hepimizin vergileriyle kurulan Anadolu Ajansı'nı, hepimizin vergileriyle kurulan TRT'yi bir parti televizyonu yapanlara bir sürprizim var demiştim o süprizi getirmek nasip oldu. Çıktık ve şunu söyledik, "47 yıl sonra TRT ekranlarında CHP, Türkiye'nin birinci partisidir"

"Değişenler ile değişmeyenler yarışmış, değişim kazanmıştır"

Çünkü o gün değişenler ile değişmeyenler yarışmış, değişim kazanmıştır. O gün eski ve yeni yarışmış yeniler kazanmıştır. 31 Mart günü devlet ve millet yarışmış millet ve milletin adayları kazanmıştır. Bu ülkedeki herkes devletini sever, gerekirse canını verir ama karşısına devlet dikilip de ona istimaket dayatırsa yeni bir karar verir.

Değişimin ruhunda biraz da şu var; kurucu parti olabilirsiniz gurur duyuyoruz, kurucu iradeyi temsil ediyor. 6 okumuzun her birini sahipleniyor ve her birisini zihnimizde terk edilmeyecek hedefler olarak tutuyor, yolumuzda yürüyoruz. Ama kurucu partiyiz diye devletin sahibi değiliz. Devleti 22 yıldır liyakatsizce yürütenler, perişan edenler bir yanda dururken günü geldiğinde sanki her şeyin sorumlusu bizmişiz gibi kendilerini bir tarafa çekmelerine izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.

"Bizi başka tartışmaların içine çekmek isteyenler var"

Altı oktaki her bir ilkeyi bu çağda olması gibi hep birlikte ileryeceğiz. Bir kez daha kimsesizlerin kimsesi olduğunu, onun da CHP olduğunu, her derdin bir çaresi olduğunu, onun da CHP'de olduğunu bu milletimize anlatacağız, onlarla birlikte iktidara ulaşacağız.

4 Eylül'de kurultayımızı başlatıyoruz. Tarihi sahiplenen, oradan doğru dersler çıkaran perspektif ile ilerliyoruz. 

Bir tarafta da biz bu motivasyondayken bizim karşımızda çaresizce ama bir yandan da bir takım kurnazlıklarla bizi başka tartışmaların içine çekmek isteyenler var. Ortaya atılan tartışmalara istemeden katılanlara bir şey demiyorum ama bu kötü niyeti görmeyip de o kötü niyetin bir parçası olmaya kalkanların bu salonla da, bu ülkenin hak ettiği CHP iktidarıyla kesişen bir duyguları olmadığı açıktır.

"CHP'nin çekilmek istenen yerin bir tuzak olduğunu arkadaşlarımın da bilmesini istiyorum"

Recep Tayyip Erdoğan 21 yıl sonra Ankara dışında ilk kabine toplantısını yaptı. Ahlat'a toplantı yapmaya değil fotoğraf çektirmeye, mesaj vermeye değil verdiği mesajlarla yeni tartışmaları başlatmaya gitmişti. Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümünde oranın ruhuna uygun bir konuşma yerine eski polemikleri özleyen ve bizi tartışmalara çekmeye çalışan bir konuşma yaptı.

Fotoğrafta bir yanına ittifak ortağını, öbür yanına da o ittifak ortağının yanıtlaması gerken çok sayıda soruyu ortaya atan Hüda-Par'ın genel başkanını aldı. Yanlarına kuvvet komutanlarını koydu bir fotoğraf verdi.

Verdi ki yeni tartışmalar olsun, esas mesele unutulsun. O fotoğrafın utancını, o fotoğraftakilerin birbiriyle olan çelişkilerini tarih önünde not ediyorum. Zihnime, kalbime emanet ediyorum ama o gün oradaki tonun CHP'yi çekmeye çalıştığı yerin bir tuzak olduğu yerin bir tuzak olduğunu tüm yol arkadaşlarımın da bilmesini istiyorum.

"Gerçek sorunların konuşulmasını istemiyorlar"

Bir yandan okullar açılacak, Birleşik Kamu-İş'in rakamlarını gördük. Okula başlama maliyeti geçen seneye göre yüzde 88.8 artmış. 10 yıl öncesine göre de yüzde bin 400 artmış. Elinden tutup ilkokula yazdıracağınız çocuk için geçen seneye göre yüzde 98.95 artmış. Tayyip Erdoğan bu konuşulsun istemiyor. Sadece yeni bir gerilim olsun ve bu gerilim üzerinden kutuplaşma sağlansın istiyor. 

CHP, indirecekler dedikleri bayrağı gönderde kalsın diye canını ortaya koyan uzman çavuşların haklarını savundukları için halkların partisidir. 100 yıl önce ne yaptıysak yine yaparız. CHP'yi şeytanlaştırmaya çalışmak, susturulmuş ezanı okutan partiyi CHP'yken bunun karşısındaymış gibi göstermeye çalışmak yoksula sömürülen emeğini göstermeye çalışmak.

"CHP 47 yıl sonra ilk kez birinci partidir"

47 yıl sonra parti ilk kez birinci partidir. Bunun özgüveni ve sorumluluğu ile kutuplaşmanın ortadan kalkması için sorumluluk almaktadır. 

Kimseden korkumuz, kimseye hak ettiği cevabı  vermekten yoksun bir lügatımız, geriye atacak bir adımımız, az konuşacak bir kelimemiz yok ama tüm inancımızı ve kararlılığımızı bu milletin, onların kutuplaştırarak kulaklarını kapatmaya çalıştıkları AK Parti'nin yoksuluna, MHP'nin işsizine dait sesimizi duruyup onlar için kuracağımız yeni ittifakın, onların gerçek kurtuluşu olduğunu anlatmamıza bağladır.

Muhabir: Şevval Dalgıç