Eski Meclis Başkanı ve AK Parti Kurucularından Bülent Arınç Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen Erbil Forumu'nda konuştu.

'1999'dan beri yüksek güvenlikli cezaevinde kalan bir insan ancak bunu yazabilirdi'

Arınç konuşmasında, Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısına değinerek "Öcalan’dan beklenen çağrı bence yerine gelmiştir. Bu bir talimat, ancak yerine getirilmesi örgütün vereceği karara ve atacağı adımlara bağlı. Geçmişte yaptıkları açıklamaların dışında yeni bir şey duymadım. Şimdi burada da var altını çizerek baktım. Yani Öcalan'ın çağrısı da bu örgütü kuran, meydana getiren bütün eylemlerinden sorumlu olan 1999'dan beri de Türkiye'de İmralı'da yüksek güvenlikli cezaevinde kalan bir insan ancak bunu yazabilirdi. Diyor ki 'zamanında yaptığımız talepler artık zamansızdır. Bunların vakti geçmiştir. Demokratik bir toplum ortaya çıkarsa, ki çıktı şunlar şunlar da yapıldı. Bundan sonra bu mesele Cumhuriyet içerisinde demokrasiyle taşlanmasıyla bitecektir. Size düşen görev sizi kuran ben olduğuma göre örgütü hemen kongrenizi toplayıp lağvedeceksiniz, silahlarınızı bırakacaksınız.' Bir emir bu, bir talimat yerine getirmek veya bunu olumlu karşılamak örgütün vereceği kararı yapacağı işe bağlı. Bunu bekleyeceğiz. Henüz onlardan geçmişte bireysel olarak yaptıkları açıklamaların dışında bugün yeni bir şey duymadım. Kaldı ki onları etki eden başka unsurlarında olumlu görüşlerini onlara bildirmeleri ve telkin etmeleri lazım." ifadelerini kullandı.

Hatimoğulları: Öcalan, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi Hatimoğulları: Öcalan, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi

'Haklar, talepler konusunda bir ön görüşmenin yapıldığını düşünmüyorum'

Arınç; Kürtçe'ye statü, anadilde eğitim ve olası bir af olup olmayacağına dair soruya da şu yanıtı verdi: "Şimdi öyle bir topluluğun karşısındayım ki onlara hürmeten ki her yerde yaptığım budur. Benim doğruyu söylemem lazım. Bu iş başlarken ve bu geldiğimiz gün itibariyle bunların hiçbirisi hakkında bir hazırlık yok. Yani Bahçeli bir söz söyledi. Ondan sonrasını ifade etmedi. Bunun karşılığında Sayın Cumhurbaşkanın 'biz terörle mücadeleyi eğer silah bırakmazlarsa devam ettireceğiz' konuşmasını biliyoruz. Bu haklar, talepler konusunda bir ön görüşmenin yapıldığını da düşünmüyorum. DEM'lilerle yaptığımız görüşmelerde de öncelikle bu yerine gelsin, ondan sonra bir barış ortamı içerisinde her şey konuşulabilir. Yani siz bunlar olacak mı diyorsanız, bunlar olmayacak da diyebilirim, bu konuda hiçbir görüş ortada yoktur da diyebilirim. Kendimizi çok fazla şeylere odaklanarak, bunun arkasından çok büyük gelişmeleri beklemek herhalde boş. Önce şunu bir görelim icap var kabul daha yok göreceğiz bakalım."

2013-2015 yılları arasında sürdürülen çözüm sürecini hatırlatan Arınç, "Meclis Başkanlığı ve hükümet sözcülüğü görevine başlamakla kendimi çözüm sürecinin içinde buldum. Sonu maalesef iyi olmadı." dedi.

Öcalan çağrısında ne dedi?

İmralı Adası'na giden 7 kişilik DEM Parti Heyeti, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısını dün İstanbul, Beyoğlu'nda açıkladı.

DEM Parti İmralı Heyeti'nin mesajını açıkladığı Abdullah Öcalan, "Silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum. Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" dedi.

Açıklamanın okunmasının ardından İmralı heyetindeki Sırrı Süreyya Önder, gazetecilere görüşme sırasında Abdullah Öcalan'ın kendilerine söylediği sözü paylaştı. Önder'ın aktardığına göre Abdullah Öcalan heyete “Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi