İletişim Başkanlığı, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye görüntüler izletti' iddialarını yalanladı İletişim Başkanlığı, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye görüntüler izletti' iddialarını yalanladı

Tarımsal üretimde bakteriler, virüsler, böcekler, kemirgenler, mantarlar, istenmeyen bitkiler ve haşerelerin birçok zararlı etkisini ortadan kaldırmak için kullanılan toksik etkili kimyasallar “pestisit” olarak tanımlanıyor. Pestisitler doğası gereği, insanlar da dâhil olmak üzere diğer organizmalar için potansiyel olarak zehirdir.

Avrupa Birliğine bağlı ülkelerde insan sağlığı açısından riskli olduğu belirlenen bu maddenin çevre sağlığı, gıda güvenliği, hayvan sağlığı ve hedef dışı organizmaları tehdit ettiği nedeniyle yasaklanmasına veya kısıtlanmasına karar verildi. Tarım ilacı olan Pestisitlere karşı önlemler Türkiye'de de uygulanıyor. Bu kapsamda 2009'dan bugüne kadar 217 aktif maddeye ait bitki koruma ürününün kullanımı sonlandırıldı. Son yapılan değerlendirme sonucunda da 6 aktif maddeyi içeren pestisitlerin de kullanımının sonlandırılması kararlaştırıldı. Böylece yasaklı aktif madde sayısı 217'den 223'e yükseldi. Ancak bu tür kimyasal maddelere kolay ulaşılması, ruhsatsız ilaçlama hizmeti veren firmaların bina veya evleri ilaçlaması insan sağlığını etkileyen büyük tehlikelere yol açabiliyor.

2030 yılına kadar bu tarım ilaçlarının (pestisitlerin) yüzde 50 oranında azaltılması, 2050'de de sıfırlanması gerektiğini belirten Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü, Entomoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Özkan ile böcek ilaçlarının insan sağlığına zararlarını konuştuk.

Konya’da iki katlı kerpiç evde birinci kata dökülen böcek ilacının üst katta yaşayan 5 kişinin zehirlenmesine yol açması sonrasında böcek ilaçları tekrar gündeme geldi. Ancak bu durum ilk değildi. Geçtiğimiz aylarda Muğla, Ankara, İstanbul ve Karaman’dan da benzer acı haberler gelmişti.

İnsanların böcek ilaçlarını yanlış kullanımı ve önlem almamaları çeşitli problemleri de beraberinde getiriyor. Prof. Dr. Özkan, “Böceklerle mücadele ederken sadece tarım ilacı aklımıza gelmemesi lazım. Kültürel önlemlerle halkımız bilinçlendirilmeli” açıklamasında bulundu.

“Kültürel önlemlerle böcek sorunlarını ortadan kaldırabiliriz”

“İnsanlara herhangi bir şey yok ama insanların böyle aşırı derecede bir korkusu olduğu için böcek görünce illa öldürecek. En iyi böcek ölü böcek. Yani insanlar yokken böcekler vardı. Tabii insanlar geldikten sonra yaşam alanlarını onların gasp ettik" diyen Özkan, böcek sorunu yaşanmaması için baştan önlem alınması gerektiğini hatırlattı;

“ O zararlının evinize ya da kapalı mekânınıza gelmemesi ya da çoğalmaması için gereken önlemler var. İşte biz bunlara kültürel önlemler diyoruz. Çok basit bir şey söyleyeyim. Mesela sivrisinek problemi için bir tel yaparsınız pencerelere değil mi? Hamam böceği türleri içinde yerlerde yiyecek kırıntıları veya yiyeceklerin üstü açık bırakılmamalı. Onları bu şekilde cezbedilmesi çoğalmalarına da neden olur. Bu konuya dikkat etmek lazım. Bunlar kültürel önlemlerdir. Bu tarz önlemlerle bu sorunları ortadan kaldırabilirz. Bunun dışında bir de tuzaklar vardır. Yani aslında tarım ilaçlarına ya da pestisitlere, böcek öldürücülere alternatif tuzaklar var.”

“Bunlardan en tehlikeli olanı gaz etkili olanlar”

Böcek ilaçları aslında ilaç değil zehir diyen Prof. Dr. Özkan, tehlikenin boyutlarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı;

“İşte çok farklı zehirler var. Bu zehirlerin bir kısmı temas yoluyla etkili yani elimizi değerek bunları alıyoruz. Bir kısmı solunum yoluyla etkili, bir kısmı da yeme yoluyla etkili. Bunlardan en tehlikelilerden bir tanesi o gaz etkili olanlar, solunum etkili olanlar. Konya'da yaşanan olayda da gaz etkili ilaç kullanılmış. Bu ilaçlar ölüm olunca gündeme geliyor. Bu ilaçlar iki şekilde etki yapıyor. Bunlardan bir tanesi de böyle ani etki. Bir de uzun vadede etkiler var. Mesela solunuma olan etkileri işte astıma, alerjiye ya da üreme organlarına”

“Tarım ilaçlarında denetleme yok”

Böcek ilaçlarının çok kolay satın alınabilmesine tepki göstererek bu satışların denetim kapsamında yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özkan sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bu ilaçları biz iki gruba ayırıyoruz. Bir tarım alanlarında kullanılan ilaçlar bunlara tarım ilaçları diyoruz. Bir de yaşam alanlarında kullanılan ilaçlar var. Binalarda kullanılan. Bunları da biyosidal grubu içerisinde yer alıyor. Bu biyosidaller aslında Sağlık Bakanlığı'na bağlı denetiminde kullanılıyor. Tarım ilaçları da Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kontrolünde yürüyor ama bunların etkili maddeleri birbirine yakın. Burada problem şu. İnsanlarda bir eğitim yok. Bu ilaçları kullanmak uzmanlık ister. Bilgi birikim ister, özel alet ister, özel maske ister, özel eldiven ister. Ama maalesef bütün ilaçları insanlar rahatlıkla alabiliyor. Bakın mesela bugün bir antibiyotiği gidip eczaneden alabiliyor musunuz? Ama bu birinci derecede toksik ilaçları gidip elinizi kolunuzu sallayarak alırsınız. Dolayısıyla burada bir denetleme yok. Bu denetlemelerin yapılması gerekiyor kesinlikle"

Tarım ilaçlarına alternatif yöntemlerden biyolojik mücadeleyi öneren Özkan, Zararlı böcekleri tüketen faydalı böceklerin varlığını vurgulayarak bu doğal yöntemin en çevreci uygulamalardan bir tanesi olduğunu söyledi.

“Doktor böcek ilacının ne olduğunu bilmezse hiçbir şey yapamaz”

Zehirlenme olduğunda dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili Özkan, “Zehirlenme olduğunda yapacakları ilk iş, o böcek ilacıyla birlikte sağlık kuruluşuna gitmek. Bazen kusma istenir. Bazen kusmak çok tehlikelidir. Her ilacın, zehri etkisiz hale getirme durumu farklıdır. Doktor böcek ilacının ne olduğunu bilmezse hiçbir şey yapamaz. O ilacı götürecek, o ilacın etkin maddesine göre tedavi olacak. Bir zehirlenme olduğu zaman o ilacı götürürlerse doktor ne yapacağını bilebilir. Öbür türlü doktor da çaresiz kalır" ifadelerini kullandı. 

Kaynak: Sibel Yazıcı