Türkiye’de son dönemlerde özellikle AVM’lerde artan genç intihar vakaları toplumda büyük bir endişe yarattı. Dün Şişli’de bulunan Cevahir AVM’de sabah saatlerinde kimliği öğrenilemeyen bir vatandaş 5. kattan aşağıya atladı. Alışveriş merkezinin zeminine düşen şahıs olay yerinde hayatını kaybetti. Uzmanlar, her geçen gün artan bu vakaların insanların zihinsel sağlığına dair ciddi endişeleri beraberinde getirdiğini belirtiyor. İntiharın nedenleri üzerinde değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Servet Aşan, bu yıl içerisinde Türkiye'de 200 milyon kutu antidepresan satışının gerçekleştiğine dikkat çekti.
İntihar düşüncesinin, kişinin kendi duygularıyla baş edemediği noktada ortaya çıktığını söyleyen Aşan, romantik ilişki hüsranı veya travmatik geçmiş gibi farklı etkenlerin intihar kararını etkileyebileceğinin altını çizdi.
‘’İntihar kararı birey için radikal bir karardır’’
İntihar düşüncesinin sadece ekonomik durumla sınırlı olmadığını vurgulayan Aşan, "İntihar kararı birey için radikal bir karardır. Bireyin yaşamsal mücadelesinden vazgeçmek anlık verilecek bir olay değildir. Bu durum günlük birikimlerdenden, düşünceden meydana gelir. Bu birikimin altında birçok sebep vardır. Kişi, romantik bir ilişkisinin hüsranla sonuçlanmasından dolayı intihara yönelebilir. Veyahut farklı travmatik bir geçmişi varsa bu geçmişin bir yansıması olarak intihara yönelebilir" şeklinde konuştu.
İletişim sorununun da intihar vakalarında önemli bir rol oynadığını belirten Aşan, "Türkiye’deki intihar vakaları maalesef ki çok fazla arttı. Psikolojik yardım müdahalelerinin yetersiz olması insanları maalesef ki yalnızlaştırıyor. Örneğin trafikte birçok öfke problemi yaşayan kişiler görüyoruz. Bu kişilerin aslında psikolojisinin sağlıklı olmadığının bir göstergesidir. Bu öfke patlamalarının yaşanmasının sebebi insanların yalnızlaşmasıdır” dedi.
‘’Türkiye’de her 2 kişiden biri mutsuz’’
Ekonomik faktörlerin bireyin psikolojisini bozduğunu söyleyen Aşan, “Günümüz dünyasında bireyselleşme ön planda olduğu için insanlar yalnızlaşıyor. Bireyselleşme ve yalnızlaşma diğer etkenlerle birleşince intihara sürükleyebiliyor. Bu yıl 200 milyon kutuya yakın antidepresan satışı oldu. Bu oran, Türkiye’de her 2 kişiden birinin mutsuz olduğunu gösteriyor’’ ifadelerini kullandı.
Türkiye’de psikologların yeteri kadar toplumda yerinin olmadığını aktaran Aşan, konuşmasına şu şekilde devam etti:
‘’İletişim sorunu da yaşadığımız için, kim ne yaşıyor, ne ile mücadele ediliyor bilmiyoruz, anlamıyoruz. Birey bu sorunu çözebilmek için 2 ihtimal üzerinde duruyor. Ya istediği olacak ya da kendisini yok edecek. İstediği olmadığı anda artık bir intikam duygusu veyahut bir yetersizlikle baş edememe çaresizliğine kapılıyor. Bu 2 durumda da maalesef yaşamına son verme düşüncesi çok fazla ön plana çıkıyor.
‘’İntihar düşüncelerine kapılan biri mutlaka bir uzmana başvurmalıdır’’
İntihar düşüncelerine kapılan biri mutlaka bir uzmana başvurmalıdır. Bireyin, aile bireyleri ya da çevresel etkenlerinden biri intihara yönelik bir belirti sezerse durumu ciddiye almalıdır.
Birey, şakasına veya lafın gelişi olarak bile ‘Ben intihar etmeyi düşünüyorum’ dediğinde bu durum ciddiye alınmalı ve konuşulmalıdır. Bireyi intihar düşüncesine sürükleyen, hayatındaki iletişim, sosyallik en önemli noktalardır. Birey yalnızlaştıkça bu düşünceye yönelik daha sağlam adımlar atıyor. İntiharı düşünen birey, yakın çevresi ile sürekli bir iletişim halinde olması ve sosyalleşmesi bireyi intihar düşüncesinden uzaklaştırabilir.
İntihar çok radikal bir karardır ve bu kararı birey almayı düşündüğünde veya başka bir çıkış yolu bulamadığında şunları düşünmeli; Her zorluğun altından mutlaka yeni bir başarı, yeni bir yaratıcılık, yeni bir güç doğacaktır. Çaresizlik her zaman bir noktada son bulur. Bireyin bu düşüncelerle başa çıkabilmesi ve yardım alması gerekir. Öncelikle birey depresif bir modda ise mutlaka bol bol yürüyüş ve egzersiz yapmalı, uyku durumuna dikkat etmeli, sosyalleşmeli, iletişime açık olmalı ve bir problemi varsa yakınlarıyla mutlaka paylaşması bu durum için oldukça önemli bir konudur.’’