Bayram tatili yaklaşırken hayvan sahipleri, evcil dostlarıyla birlikte keyifli bir tatil yapma hayali kurarken birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Hayvan sahiplerinin yaşadıkları zorlukları değerlendiren Yalçın, çocuğumuzu evde bırakmadığımız gibi hayvanlarımızı da evde bırakmamamız gerektiğini söyledi. Türkiye’de hayvanların evin ferdi olarak kabul edilmediğini vurgulayan Yalçın, otellerin bu yüzden hayvan kabul etmediğini ifade etti. Yalçın, “Bu durumu fırsat bilen hayvan otelleri işi ticarete döktükleri için fiyat artışlarına neden oluyorlar” dedi.
Yalçın konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Şuan biraz daha umutluyuz. Çocuklu ve hayvanlı oteller olmalı. Bütün otellerin hayvan kabul etmesini elbette ki bekleyemeyiz. Otellere hayvan alınamaz diye yasal bir düzenleme de yok. Tamamen kendi inisiyatifleriyle aldıkları kararlar var. Biz bunu taleplerimizle değiştirebiliriz diye düşünüyorum.”
‘’Nasıl ki çocuğu bırakamıyorsak hayvanı da bırakmayacağız’’
Hayvan otellerindeki fiyat artışını değerlendiren Yılmaz, ‘’İstisnalar olabilir ama benim uzun yıllardır tecrübeme dayanarak söyleyebileceğim şey asla hayvanlar için uygun yerler değil. Her çeşit, her huyda hayvan alınıyor oraya. Uzun süre kalıyor, alıştığı yaşam tarzından uzaklaşıyor. Hem hastalık olabilir, hem de yeterli ve güvenli bir bakım olmadığı için doğru bulmuyorum. Hayvan oteli diye bir şeyi doğru bulmuyorum. Hayvanlı yaşam, çocuklu yaşam gibi. Nasıl ki çocuğu bırakamıyorsak hayvanı da bırakmayacağız. Bulunduğumuz her yaşam alanında evimizde bizimle yaşayan hayvan olacak” dedi.
Yılmaz, ‘’Ayrıca böyle yerler güzel fotoğraflarla, reklamlarla tanıtılıyor ama oraya hayvanı bırakıp çıktığınız anda hemen bir yere kapatıyorlar ve hayvan için işkence başlıyor” İfadelerini kullandı.
‘’24 saat birlikte yaşarken birdenbire hiç tanımadığı bir yere terk ediliyor’’
Yılmaz, “Bir kere hayvanın insana olan güveni sarsılıyor. 24 saat birlikte yaşarken birdenbire hiç tanımadığı bir yere terk ediliyor. Mesela saklanma, yemek yememe, bazılarında agresyon…gibi davranışlar meydana gelebiliyor. Çünkü onların da duyguları var. Terk edildiklerini, önemsenmediklerini düşünüyorlar. Bütün canlılarda bu ilgi ve güven açlığı var” dedi.
‘Hayvan otelleri ticari olarak hareket ediyorlar”
‘Hayvan otellerini kesinlikle doğru bulmuyorum’ diyen Yılmaz, “Beş yıldızlısı bile olsa doğru bulmuyorum. Hayvan otelleri ticari olarak hareket ediyor. Bu yerler hayvanlarına, insanların çok değer verdiğini ve her şeyi ödeyebileceğini düşünüyorlar. Bir de hayvanı olan insan zaten zengindir algısı var toplumda. Hayvanı olan evini de satar, arabasını da satar diye düşünüyorlar. Hayvan severleri baştan bir kabulle çok zengin diye düşündükleri için fiyatı da yüksek tutuyorlar” diye konuştu.
Ulaşımın hayvanlar için büyük bir sorun olduğunu dile getiren Yılmaz, ‘’Hayvanların bizimle birlikte gidebildiğimiz her yere gitmesi lazım. Toplu taşımadan, metroya, şehirlerarası ulaşımdan konakladığımız yerlere kadar. Mesela ben İstanbul Üsküdar'dayım, 5-10 seneye kadar kediyle, doktora veterinere giderken kafesle bile otobüse veya metroya binemiyorduk. Bu durum demografik yapıyla, karşılıklı anlayışla ilgilidir. Şimdi her yere kafesimizle rahatça gidiyoruz. Taksiler alıyor, kişisel olarak almayanlar da var. Toplu taşımayı, insanlar gibi hayvanlar da kullanabilmeli.Mesela ağızlıkla veya kutuyla diyoruz ama hayvan sahiplerinin de burada biraz özveride bulunması lazım. Hayvanı çok uzun yolculuklara götürmeden önlemleri alarak çevredeki kişilerin olumsuz etkilerine maruz bırakmayacak şekilde kontrollü olarak taşımaları lazım” şeklinde konuştu.
‘’Hayvanlar bizden çok daha fazla duyguya sahip’’
Hayvanların daha fazla duyguya sahip olduğunu ve bunu davranışlarına yansıtamadıklarını söyleyen Yılmaz şunları söyledi;
“Eğer onlar bizim yaşam dostumuz ise onları yanımızda mutlaka götürmek zorundayız. Ya da çok güvenilir birine kendi ailemizden birine bırakmalıyız. Gerekirse 1 kişi fedakârlık etmeli ve ona göre hareket edilmeli. Çünkü o da bir canlı. Tanımadığı bilmediği yere para karşılığında bıraktığınızda hayvanı terk etmiş oluyorsunuz. Hayvan sahiplerinin bu konuda çok özenli olmasını istiyorum. Kolay kolay kimseye güvenmemesi gerektiğini özellikle söylemek istiyorum. Herkes reklamını iyi yapar. Kimse der mi benim otelim kötü ama sen yine de hayvanını bırak. Tabii ki en iyisi benim diyecek. Önümüzde uzun bir bayram tatili var. Özellikle ona değinmek istiyorum. Yeni belediye başkanları seçildi. Şimdi onlar nasıl uygulama yapacak bilmiyorum ama 9-10 günlük süre boyunca barınaklar ziyarete açılmalı ve hayvanlar aç susuz perişan kalmamalı. Özellikle bu tatil süresinde barınakların ziyaret edilmesini çok isterim. Herkes bulunduğu bölgedeki barınakları ziyaret etsin. Mücadelenin temeli de budur.’’