ABD’li yönetim danışmanı şirketi Bain & Company ile Jupiter Intelligence, dünya genelinde toplam varlıklar bakımından en büyük 50 banka üzerinde bir değerlendirme yaptı. Bankaların kredilendirme stratejilerini küresel ısınma kaynaklı risklerdeki yükselişi dikkate alarak yapmaları konusunda uyarılarda bulundu. Araştırma, dünyada mortgage kredisi verme stratejilerinde iklim değişikliğine bağlı fiziksel riskleri dikkate alan bankaların sayısının oldukça az olduğunu gösterdi.

İklim değişikliğinin sonuçlarının belirginleşmeye başladığını, bankaların hazırlıksız yakalanmamak için dikkatli olması gerektiğinin vurgulandığı araştırmada, “Analizlere göre mortgage portföyleri yan hasarlar bakımından yüzde 10-15 zarara uğrayabilir. Fiziksel risklerin küresel düzeyde, ülkelere göre farklı yoğunlukta ve etki hızında artması bekleniyor” ifadelerine yer verildi.

‘Kârlılık yüzde 7 ila 10 aralığında gerileyebilir’

Bahsedilen çalışma, halihazırda Finansal İstikrar Kurulu’nun (FBS) İklimle İlgili Mali Beyan Görev Gücü’ne (TCFD) bağlı bankaları içinde bulunduruyor. Avrupa bankalarına yönelik analizde, sadece yüzde 18'inin mortgage verme stratejilerine fiziksel riskleri uyarladığını gösterdi. Avrupa bankalarının büyük çoğunluğu strateji tanımlarına, denetleme süreçlerine, hedef belirleme sürecine, ürün arzına veya müşteri angajmanına fiziksel riskleri eklenmedi.

Bain ve Jupiter, Avrupa merkezli bir banka için muhtemel finansal sonuçları göstererek bahsedilen değişimlerin bankaların varlıkları ve kârlılığı üzerinde oluşturacağı etkileri ortaya koydu. Hafifletici önlemlerin alınmaması halinde, bahsedilen örnek bankanın mortgage teminat değerlerinin yüzde 10-15 oranında düşebileceği belirtildi. Bu durum bahsedilen bankaların mortgage kârlılığını yüzde 7 ila 10 oranında azaltabilir.

"ABD toprakları tahlike altında"

Araştırma, dünya genelinde fiziksel risklerle karşı karşıya kalması beklenen toprakların sayısının gittikçe yükseldiği ortaya koyuldu. “ABD topraklarının yüzde 43'ü halihazırda fiziksel tehlike altında, bu oranın 2050'de yüzde 65'i bulması bekleniyor” ifadelerinin yer aldığı araştırmada şunlar kaydedildi:

“Endonezya'da şu anda yüzde 31 olan bu oranın 2050'de yüzde 97'ye yükseleceği tahmin ediliyor. Avrupa ülkeleri de aynı zaman aralığında benzer bir artış gösteriyor. Almanya'nın risk altındaki topraklarının yüzde 33'ten yüzde 68'e, İtalya'daki risk altındaki toprakların ise yüzde 40'tan yüzde 62'ye yükseleceği öngörülüyor.”

"Türkiye, yönlendirmeyi artırmalı"

Bain & Company kıdemli ortağı ve firmanın Sürdürülebilir ve Sorumlu Finansal Hizmetler departmanı yöneticisi Camille Goossens, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“İklim değişikliği, dünya çapında menkul ve gayrimenkul mallar üzerinde derin bir etki bırakırken hiçbir pazarın buna karşı bir bağışıklığı söz konusu olmayacak. Halihazırda bankaların iklim değişikliği risklerine çözüm bulma stratejileri oldukça sınırlı durumda.”

Bain İstanbul Ortaklarından Onur Kayahan, Türkiye'deki bankacılık sektörünün bahsedilen dönüşüme ve iklim risklerine giderek daha çok ilgi gösterdiğini açıklayarak, "Bu konunun daha fazla ön plana çıkmasını, rehberlik ve yönlendirmelerin artmasını bekliyoruz” dedi.

Editör: Deniz Dalgıç