MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrıda vurguladığı "umut hakkı" merak konusu oldu. Artı Gerçek’in aktardığına göre; Umut hakkı' kavramı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ömür boyu hapis cezası verilen mahpusların yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunun olması gerektiğine dair kullandığı bir kavramdır.
‘Umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder.
Hukukçular, AİHM kararları ve Türkiye'deki anayasa ile mevcut ceza yasaları gereği cezaevinde 25 yılı dolduran Abdullah Öcalan'ın cezaevinde azami süreyi doldurduğunu belirtiyor.
Öcalan hakkındaki 'umut hakkı' kararı
AİHM, 18 Mart 2014 tarihinde verdiği Öcalan (No.2) kararı 'umut hakkı'na dairdir. AİHM bu kararında, 'umut hakkı' kapsamında, Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverilme hakkı olmaksızın infaz edilmesi ile ceza infaz kurumunda yalnız tutulma koşullarının (tecridin), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesini ihlal ettiğine bildirmiştir.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Toplum Ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği 13 Eylül 2024 tarihinde, bu karara dair açıklama yapmıştı. Açıklamada şu bilgiler yer aldı:
Türkiye aleyhine verilen ilk karar
"2003 yılında Abdullah Öcalan’ın vekilleri tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuru ile kendisi aleyhine tesis edilen hükmün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) işkence ve diğer kötü muameleyi yasaklayan 3. Maddesine aykırı olduğu belirtilerek başvuru yapılmış; AİHM, 18 Mart 2014’te verdiği kararla Abdullah Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesini umut hakkı bağlamında değerlendirerek AİHS’ye aykırı bulmuştur. Bu karar, umut hakkı özelinde Türkiye aleyhine verilmiş ilk karar olması nedeniyle de önem taşımaktadır.
10 yıl geçmesine rağmen Türkiye düzenleme yapmadı
Aynı doğrultuda yapılan başvurular üzerine Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de AİHM tarafından ihlal kararı verilmiş, ancak kesinleşen ilk karar olan Öcalan 2 kararının üzerinden on yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Bunun üzerine AİHM kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili “umut hakkını” doğuracak yasal düzenlemeler ve uygulama değişikliklerinin sağlanması için Türkiye’ye yönelik denetim sürecini başlatmıştır.