Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasanın 3. maddesine yönelik sözleri nedeniyle tepki çeken Numan Kurtulmuş’a yüklendi. Bahçeli, “Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir” dedi.
MHP Lideri Bahçeli, ‘yeni çözüm süreci’ tartışmalarında değindi. Bahçeli, "DEM Parti'nin iradesini imralıya rehin bırakması siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkelliktir. Türkiye'ye getirilirken 'her türlü hizmete hazırım' diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasvi edileceğini tek taraflı ilan etsin ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan! Kana değil, kardeşliğe susadıklarını göstersinler" açıklamasında bulundu.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Bahçeli'den CHP'ye tepki
Mahalle yanarken CHP'nin ısrarla havanda su dövmesi, kaçak güreşmesi, polemik ve dedikodu çarkını süratle çevirmesi ayıplı bir siyasetin ucuz numaralarından başka bir şey değildir. Normalleşme çığırtkanlıklarına samimi bir hatırlatma yapmanın vakti sanıyorum ki gelmiştir. Hiç kimse unutmasın ki hakiki 'normalleşme' 1999 yılında kurulan 57'nci Cumhuriyet hükümeti ile vücut bulmuştur.
MHP ile demokratik sol partinin koalisyon hükümetinde buluşması o güne kadar devam eden ideolojik katılıkları ve siyasi karşıtlıkları yumuşatmakla kalmadı, milli birlik ve dayanışma hissiyatını perçinledi.
Yıllarca kuzey-güney kutbu gibi ayrı düştüğümüz siyasi bir gelenekle değim yerindeyse Türkiye ve Türk milleti olarak paydasında el ele vererek hizmet etmedik mi? Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde 'normalleşmeyi' fiile geçirmedik mi? Ucuz normalleşme teklifleri bize kalırsa maksatlıdır. Nihayet bu mevzu 25 yıl önce samimi tokalaşma ve kucaklaşma ile zaten halledilmiş ve yeni normal tezahür etmiştir.
CHP'nin kurduğu yer, Türk milletinin durduğu yer değildir. CHP'nin baktığı yer, Türkiye'nin milli hedefleriyle bir ve aynı değildir. En temel milli meselelerde uzlaşmaya yanaşmamak düşman emellerinin vatanımıza ulaşmasına aleni çanak tutmaktır. Gerçi huylu huyundan vazgeçmez ancak bir yine de CHP'den umudu kesmeyeceğiz. Türk milletinin ve Türkiye'nin yanında zoraki olsa bile makul bir pozisyon alacağı günleri sabırla bekleyeceğiz. Vakit kaybetmeksizin İsrail terör devletine karşı ortak bir direniş hattı kurulmalıdır.
"BM, operasyonel askeri gücünü sahaya yansıtmalı"
BM, operasyonel askeri gücünü sahaya yansıtmalıdır. Bunu bölge ve dünya barışı için acilen yapmalıdır. Muhatap ülkeler yeter ki gölge etmesinler, yeter ki çekilsinler önümüzden, yeter ki kapatsınlar gözlerini ezcümle görsünler kahramanlığı, Orta Doğu'nun nasıl huzura kavuştuğunu. Türk mü yaman, siyonist eşkıyalık mı yaman tüm dünya şahit olsun!
MHP, hem içimizde hem de dışımızda barış kuşağının egemen olmasını iliklerine kadar arzulamaktadır.
Siyaset, etrafı kordonla çevrilmiş bir ring alanı, siyasetçiler de üzerlerine bahis oynanan boksörler değildir. Türkiye'nin bugünkü hassas ve nazik döneminde herkesin sorumluluk ruhuyla ve üslup saygınlığıyla hareket etmesi yegane dileğimizdir.
Hep dediğimiz gibi, her şey Türkiye için. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışı bizim siyasetimizin ana omurgasıdır.
"Devleti milletten ayırmak bölücülüktür ve çok tehlikelidir"
Türk devlet felsefesine hangi açıdan bakarsak bakalım, devlet millettir, millet de devlettir! Devlet ülkesi ve milletiyle bir ve bütündür. Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir.
Türk milletinin vatan sevgisiyle dolu göğsü, düşmanların lanetlenmeye layık ihtirasları karşısında daima çelikten bir duvar gibi yükselecektir. Yeri gelir elimi uzatır, müşterek ve milli değerlerde toplanma çağrısı yaparım, yeri gelir vatan için, millet için, bayrak için, ezan için, devlet için başımı uzatır şehadet şerbetinden tadımlık değil, kana kana doyumluk içerim!
Türkiye Cumhuriyeti'nin ali menfaatleri uğruna her vasatta temel ve ortak değerler etrafında el ele tutuşmaya, elimi uzatmaya varım ve hazırım.
"Terör ile siyaset arasında bağ ve bağlantı yoktur"
1984'ten bu yana devam eden PKK terörünün nasıl bir yıkıma, nasıl bir sosyal ve ekonomik maliyete yol açtığını en iyi bilenlerdeniz. Terör ile huzur arasında güvenli bir durak yoktur. Terör ile siyaset arasında bağ ve bağlantı yoktur. Terör demokrasinin celladı, özgürlüğün katili, insan haklarının infazcısı, insanlığın can düşmanıdır. Hem siyaset hem terör aynı kalıba giremez, aynı ağıza sığınamaz. Ya siyaset ya terör, ya siyaset ya silah. Arası, ortası, şurası, burası yoktur.
Kürt kökenli kardeşlerimin bölücü terör örgütüyle hiçbir ortaklığı, benzerliği, yakınlığı, irtibatı ve ilişkisi yoktur. Bu hususta DEM Parti'nin aklını başına alması, uzattığım eli sabote etmek amacıyla tahrik ortamını kamçılamaktan uzak durması herkesin hayrınadır. Kaldı ki kürt kökenli kardeşlerim oyunu görmüştür. Karanlık emel sahiplerini sezmiş ve fark etmiştir.
Türk-kürt kardeştir, araya giren bozgunculuğa heveslenen kim varsa kahrolmaya mahkûmdur!
"Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse beklemesin"
DEM Parti'nin iradesini imralıya rehin bırakması siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkelliktir. Türkiye'ye getirilirken 'her türlü hizmete hazırım' diyen terörist başı buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasvi edileceğini tek taraflı ilan etsin ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Hodri meydan! Kana değil, kardeşliğe susadıklarını göstersinler.
Günlerdir fitne yayan başta CHP olmak üzere ve sözde yorumcu ve kerameti kendinde menkul uzman ve akademisyenler suyu bulundurmak için her kılığa girmişler, her maskeyi takmışlardır.
Terör örgütünün taleplerine boyun eğmek, yeni saldırıların ve hain emellerin teşvik edilmesinden ve özendirilmesinden başka bir şeye yaramaz. Devlet, terör örgütüyle pazarlığa tutuşmaz, sonuna kadar kıran kırana mücadele eder.
"MHP ve Cumhur İttifakı olarak gönlümüzde herkese yer vardır"
Uzattığım eli bağlamından koparıp başka mecralara çekenlerin nereye varmak istedikleri malumdur. Uzattığım el hesapsız bir eldir. Uzattığım el samimi ve iyi niyetli bir eldir, uzattığım el, 'Türkiye'de birleşelim, Türk milletinde kenetlenelim' tebriğidir. Günlerdir uzattığım elden farklı sonuçlar çıkarıp uyduruk yorumlar yapanlar elbette yanılgının pençesine düşmüşlerdir.
Çağrımı her zaman olduğu gibi tekrarlıyorum; Gün birleşme günüdür, gün dayanışma günüdür, MHP ve Cumhur İttifakı olarak bizim gönlümüzde herkese yer vardır.
Bu topraklara vatanım diyen herkese ocağımız açıktır. Bu insanlara milletim diyen herkese kucağımız açıktır. Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkese kapımız açıktır. Gelin bir olalım, iri olalım, Türk ve Türkiye Yüzyılını birlikte inşa edelim.
"Anayasa'nın ilk dört maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş kilididir"
Yeni yüzyılı yeni bir anayasa ile taçlandırmak, yürekten hedefimizdir, anayasalar sadece bir devletin hukuki statüsü olmayıp, aynı zamanda devlet için de siyasi iktidarı ve toplum içinde devlet iktidarını sınırlandıran belgelerdir. 1982 anayasası raf ömrünü doldurmuştur, bu açıktır. Geniş katılımlı, kapsayıcı sivil ve demokratik nitelikli, aynı şekilde insan hak ve özgürlüklerine dayanan bir anayasa ile milli varlığımızı istikbalimize taşıma kararındayız.
Anayasanın ilk dört maddesi her türlü tartışmaların ve arayışın dışındadır. Çünkü ilk dört madde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş kilidi, varlık ve birlik simgesidir."