MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi olayına değindi. Bahçeli, olayın iç yüzünün açıklığa kavuşturulması, üzerindeki sis perdesinin aralanmasının bölgesel barış ve huzur adına zorunluluk olduğunu söyledi. Bahçeli, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu için çıkardığı yakalama kararının önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Bahçeli "Caniler için çemberin daraldığını göstermesinin yanında çok önemli bir gelişmedir" ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kobani Davasın verilen cezalarla ilgili, “16 yaşındaki evladımız Yasin Börü'yü ve nice masum insanımızı katledenlere, ayaklanma çağrısı yapanlara sahip çıkanlar aynı suçun tarafındadır” dedi.

HDP'nin kaparılması gerektiğini söyleyen Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Gazze'de masumların kanı hala dökülmektedir"

Osmanlı İmparatorluğu'nun tarih sahnesinden çekilmesi 2 bölgede büyük bir boşluk meydana getirmiş, anılan boşluğu doldurma mücadelesi bu iki bölgede devamlı istikrarsızlıklara sebep olmuştur. Bahse konu bölgelerden birisi Orta Doğu diğeri de Balkanlardır. Ecdadımızın dev eserleriyle, devasa hizmetleriyle ve derin izleriyle kuşanmış bu bölgelerin on yıllar boyunca karmaşa ve kriz içerisinde bocalaması bir bakıma tarihin ve talihin ibret verici neticesidir. Bir zamanlar her adımını ayrı bir hayal ayrı bir hedefle attığımız coğrafyalar bugünlerde karanlık planların, kabus senaryolarının talim sahasıdır. Üstelik bir diriliş ve toparlanış emaresi de görülmemektedir. Gazze'de masumların kanı hala dökülmektedir. İnsanlık değerleri sükut etmekle kalmamış, barbarlık güncelleşmiş, yeni sürümüyle Gazze Şeridini kırıp geçirmiştir. Modern dünyanın gözü önünde çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere sayıları 35 bini aşan sivil ve mazlum Filistinli kardeşlerimiz açıkca ve alçakca işlenen soykırım suçunun kurbanı olmuştur. 

"Dururulması gereken terör devleti İsrail'dir"

17 Mayıs 2024 tarihinde Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen 33. Arap Birliği Zirvesi münasebetiyle kabul edilen deklarosyanda acilen ateşkesin sağlanmasıyla birlikte bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik beklentinin duyurulması en azından ortak bir iradenin tesisi açısından kayda değer bir gelişmedir. Bununla ilişkili olmak üzere Orta Doğu Uluslararası Barış Konferansı'nın toplanmasına yönelik çağrının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve ileriki günlerde netleşecektir. 

Gazze'yi kapsamına alması mecburi olan AKUT daha akılcı, politik tedbir ve teklifler varken uluslararası mahiyetli konferans talebini neden ihtiyaç duyulduğu bir başka tartışma konusudur. Küresel vicdan İsrail'e karşı baskısını artırmalıdır. Uluslararası toplum ve kuruluşlar ateşkes ve barış ortamının tesisi hususunda aralıksız devrede olmalıdır. Dururulması gereken terör devleti İsrail'dir.

"Yakalama kararı önemli bir gelişmedir"

Susturulması gereken siyonist ilkelliktir. Gördüğümüz kadarıyla İsrail hükümetinde ve İsrail toplumunda bir yarılma söz konusudur. Savaş karşıtlarının protesto ve gösterileri yoğunluk kazanmıştır. Uluslararası ceza mahkemesi baş savcısının İsrail başbakanını ve savunma bakanını işlemiş oldukları savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı müracaatında bulunması caniler için çemberin daraldığını göstermesinin yanında çok önemli bir gelişmedir.

"Netanyahu gittikçe yalnızlaşmaktadır"

Soykırımcıların kaçıcı ve kurtuluşu Allah'ın izniyle yoktur. Netanyahu gittikçe yalnızlaşmakta, güvendiği dağlara kar yağmaktadır. Gazze meselesi hem tarihen hem de vicdanen, hem ahleken hem de dinen Türkiye'nin de meselesidir. Gazze düşerse son yurdumuzun etrafındaki kuşatma sertleşmekle kalmayacak, sık sık ifade ettiğim üzere milli güvenlik tehditleri katlanacaktır. Lütfen dikkat buyurunuz. Vaad edilmiş topraklar ve son aşamada kurulacak yeni dünya düzeni için fethedilecek nihai ülke kabala yorumcularına göre Edomdur.

Edom ise anadolunun ilk çağlardaki adıdır. PKK aparatı HDP'de eş başkanı görevini üstlenmiş temelsiz bir zaatın 2019 yılında söylediği "Buralar vaadedilmiş topraklar, Musa, bütün ömrünü bu toprakları aramak için geçirdi." sözleri dün gibi kulaklarımızda çınlamaktadır. Siyonizmin kuklası bölücü terör örgütüdür. Sömürgecilerin kara kutudu bölücü mihraklardır. Anadolu'ya vaad edilmiş topraklar tarif ve tanımı getirenler kanı ve sütü bozuk düşman çevreleridir. Anadolu coğrafyası vaad edilmiş toprak değil, Türk milletinin varlık hükmü, var oluş hürriyet, ebediyen vatan hüvviyetidir.

Bedeli şehit kanlarıyla ödenmiştir. Bu kapsamda çıkaracağımız sonuç şudur. Şayet en küçük ihmal ve kayıtsızlık gösterilirse bunun sonuçlarının ağır ve acıklı olacağını tarihsel tecrübeler belgeleyip bildirmektedir. Misak-i Milli zaman aşımına uğramadığından mühürlenmiş sayfaları açıktır, günü geldiğinde mutlaka ibra he iha da edilecektir.

Büyük Selçuklu devletinde vatan kavramı yer ve yurt tutmak ile bir ve aynıydı. Toprak bir kimlik olup, asla mal veya arazi parçası değildir. Milli kültürümüzün yaşandığı ve yaşatıldığı, dahası hafızamızda taşıdığımız her yer bizim için vatandır!

Mecnun'a nasıl cihan dopdulu Leyla görünüyorsa bize de vatan görünmektedir. Gazze'ye baktığımızda 400 yıllık anılarımızı görüyoruz. Gazze'ye baktığımızda işgali, isyanı, masum bir şehrin hüznüne şahit oluyoruz. Bu nedenle Filistin davasında tarafsız kalmaki milli ve namuslu bir siyaset tercihi olamaz. Bebeklerin ölümüne sessiz kalan bir dünya tükenmiş ve sönmüş bir dünyadır. Eğer dirayetli ve teyakkuz halinde olmazsak, eğer yarının temellerini bugünden atamazsak, Gazze'de sahne alan vahşiliklerin tıpkısının aynısına da vatanımızda maruz kalmamız muhtemeldir.

Gazze'de barış ve huzurun sağlanması 1967 sınırları çerçevesinde bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğünü temin etmiş bir Filistin devletinin kurulması, bir yanda Orta Doğu'yu diğer yanda da Türkiye'yi mutlaka rahatlatacaktır. Madden ve fiziken çekildiğimiz topraklarda manen ve fikren sonuna kadar varız. Muhterem arkadaşlarım, Putin yeniden devlet başkanı seçilmesinden sonra ilk resmi ziyaretini Çin Halk Cumhuriyeti'ne yaptı. Yeni dönemde kapsamlı stratejik işbirliği ortaklığının derinleşmesi ortak bildirisi imzalanarak ilan edildi. 

Ülkemizi de tehdit eden yaygın hegemonya mücadelelerinin insanlığın geleceği ve güvenliğini riske attığı tartışılamayacak ölçüde meydandadır. Fransa Ulusal Meclisi'nin 14 Mayıs'taki deniz aşırı sömürgesi ve nikel zengini yeni kaledonyada 10 yıl yaşamış Fransızların oy kullanmasını kararlaştırmasıyla bu ada ülkesi kaosun içine sürüklendi.

Kendilerine her şeyi mübah sayan batılı ülkelere köşeye sıkışmış, sömürdükleri coğrafyaların asıl sahipleri karşısında çaresizliğe gömülmüşlerdir. Dahası Fransa'nın yeni kaledonyadaki ayaklanmalardan Türkiye'yi ve Azerbaycan'ı sorumlu tutması, olayları körüklediğimizi iddia etmesi en hafif tabirle utanmazlıktır. 

"Dünya kabuk değiştirmektedir"

Dünya kabuk değiştirmektedir. Elbette bu sancılı olmaktadır. Yeni bir dünyanın kapıları açılmak üzere zorlanmaktadır ancak nasıl açılacağı, açılınca nelerle karşılacağı belirsizdir. Parçalanan, haksızlıklara ve sefalet içindeki bir dünyaya ortam açan liberal düzenin kıyıya vuran enkazı, doğudan yükselen aydınlıkla kaldırılıp atılacaktır. Bu aydınlık, Türk aklıdır, Türk kuşağıdır, Türk birliğidir!

Sunduğumuz zamanlar üstü çözüm, birlik, kardeşlik, kültür, refah, barış, istikrar ve kalkınma mahreşlidir. Türk kuşağı stratejisi çerçevesinde takip e temin edilecek her politika ve ortaya çıkan veya çıkabilecek her başarılı icraat bu huzur ve barış kuşağını daha da genişletecektir. Başta ekonomi olmak üzere, pek çok alanda uygulanan oyun teorisinde oyunculardan biri kazanıyor, diğeri tamamen kaybediyorsa bunun adı sıfır toplamlı bir oyundur. Burada asıl öncelik kazanmaktır.

Her oyuncunun oyunu kazanmak, imkan bulduğu zaman bu oyun artı toplamlı oyundur. Oyun teorisinde artı toplamlı oyunlar işbirliğine ve müzakereye daynmaktadır. Bizim teklifimiz sıfır toplamlı değil, artı toplamlı oyundur yani herkesin kazanmasıdır. Böylelikle Türk İslam Medeniyeti yeni bir atılıma sivrilecektir. Ancak, kutlu hedeflerin zorlu etapları vardır ve olması da gayet doğaldır. Çevremizde birbiriyle iç içe geçen olanlar vuku bulmaktadır. Filistin meselesinde gösterdiğimiz samimiyet ve duyarlılık Sayın Cumhurbaşkanımızın Irak ziyaretiyle sonlanan ve kalkınma yolu projesinin geniş imkan ve kazanımlarıdır.

"İsrail'in iddia edilen kazadaki rolü, ABD'nin nerede durduğu mutlaka berraklaşmalıdır"

Slovakya başbakanının uğradığı suikat, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham ALiyev'in 19 Mayıs'ta buluşmaları hitamında yaşanan elim helikopter kazası kaanatimce biribirinden bağımsız gelişmeler değildir. 

İlk açıklamalardan anlaşılan İran Cumhurbaşkanını taşıyan helikopterin, zorlu dağlık alanda kaza yaptığı yönündedir. Hakikaten kaza mıdır? Yoksa sabotaj mıdır? Bilemem. Ancak iç yüzünün en kısa sürede açıklığa kavuşturulması, bölgesel barış ve huzur adına sorumluluktur. İsrail'in iddia edilen kazadaki rolu, ABD'nin nerede durduğu mutlaka berraklaşmalıdır. 

Bugün İran'ın başına gelen felaketin Türkiye'de de yaşanbileceğini düşünmek suyu uyutup kendisini ayık tutan mihrakların gerçek niyetlerini az çok yorumlamış olmamızın sonucudur. Her alanda, dikkat, temkin, güvenlik önlemi kaçınılmaz bir ihtiyaçdır. Uluslararası nitelikte bağımsız bir soruşturma komisyonu kurulmalıdır. Bu zor günlerde Türkiye, İran'ın yanındadır.

Nitekim komşu komşunun külüne muhtaçdır. İran'ın sabır, sükunet, birlik, beraberlik, dayanışma ve sağduyu ile bu çetin süreci atlayacağına inancımız tamdır. Yurtdışına kaçan FETÖ hain ve haşhaşilerden bazılarının, "Onların Reisi'ni aldın, diğerlerinin de reisini bir an önce yanın al Allah'ım" sözleri hatrıma şu sözü getirmiştir. İtlerin duası kabul olsaydı, gökten yağan sadece kemik olurdu! Her hain korkaktır, ve ruhen ölüdür! Fakat bu ölü ruhlar için söylenecek cümle "Ateşiniz bol olsun!" demektir.

Yeniden yargılanma talebi reddedilen Osman Kavala’dan yazılı açıklama Yeniden yargılanma talebi reddedilen Osman Kavala’dan yazılı açıklama

Dostlarımız payidar olsun, düşmanlarımız kahrola, bugünler mutlaka gelip geçer, zaman ola hayrola, bahtımız açık ola!

Değerli milletvekilleri, merhum hocamız Prof. Dr. Aydın Taneri'ye göre milletler için yaşamanın en büyük şartı ikidir. Bunlardan ilki var olmaktır, ikincisi var olmanın azim ve iradesidir. Bu kapsamda insanın var olmak azim ve iradesi, kendini koruma ve nefsi müdafa ile tanımlanırken, milletlerin var olmak azim ve iradesine, milli şuur, milliyet duygusu, ezcümle milliyetçilik denilmektedir. Kurtuluşumuzun fikri kaynağı bellidir ve bilinmektedir. O da Türk milliyetçiliğidir.  

Eğer bir millet ilk zorlukta yüzyıllar boyu biriktirdiği haklarını kaldırıp atsaydı, biliniz ki tarih diye bir şey olmaz, olamazdı. 

Bahçeli'den Kobani davası kararları açıklaması

6-8 Ekim 2014'te 37 kişinin ölümüne yol açan isyanın azılı faillerinin hüküm almaları, hukuk devletinin gereğidir. İşlenmiş bir suç kimsenin yanına kalmayacaktır. Bu ülkenin havasını soluyup ekmeğini yiyenler ihanetlerinin hukuki faturasına da katlanmalıdır. Anayasa Mahkemesi, HDP'nin kapatma davasını niçin sürüncemede bırakmaktadır. HDP bugün değilse ne zaman kapatılacaktır? DEM'in Türkiye'ye kastetmesinin hesabı ne zaman sorulacaktır? Bay Zühtü'nün gitmesinden sonra AYM'nin elini tutan sanıyorum kalmamıştır. O halde bu iş bitmelidir.

"HDP kapatılmalı"

HDP ve devamı sözde parti kapatılmalıdır. DEM eş başkanları mahkeme kararını tanımadıklarını açıklıyorlar. 42 yıl ceza alan terörist Demirtaş da bir ara sizin gibi atıp tutuyordu. Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma amacında olanların hepsine sıra inşallah gelecek. Menfur emellerin sonu yoktur. 16 yaşındaki evladımız Yasin Börü'yü ve nice masum insanımızı katledenlere, ayaklanma çağrısı yapanlara sahip çıkanlar aynı suçun tarafındadır.

Emniyetteki kumpas iddiaları

Emniyet ve yargı içine yuvalanmış FETÖ benzeri oluşumların kumpas hazırlıkları deşifre edilerek alayı birden yakayı ele vermiştir. Görünen kısım kadar görünmeyen kamufle figüranların olduğunu da göz önüne alıp devlete sızma ihtimalini değerlendirmek lazımdır. Mesele kaba şekil vermektir. Mesele zamanın akışına kapılmak değil, istikamet çizmektir. Türkiye Cumhuriyeti'de bu kudrettedir.

CHP yönetiminin 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili mahkeme kararına 'Siyasi' demesi rezaletin ta kendisidir. Türkiye'yi Cumhurbaşkanımızın değil de başkalarının yönettiğini iddia eden Özgür Bey'e soruyorum. İmralı'daki caninin serbest bırakılmasını istiyor musunuz? Cezalar hukuksuz ise size göre hukuk nedir Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez organlarıdır. Partilerin faaliyetleri ve kararları Anayasa'daki amir hükümlere aykırı olamayacaktır. Suç ve suçluyu övmek siyasetin değil doğrudan doğruya hukukun konusudur. Düşmana meze olmaktan rahatsızlık duymayan partilere demokraside yer olmamalıdır."

Muhabir: Şevval Dalgıç