MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. MHP Lideri Bahçeli, üniversite sınavının kaldırılacağı günlerin çok uzak olmadığını söyledi. Yerel seçimlere ilgili konuşan Bahçeli, MHP’nin seçim çalışmalarını başlattığını, hedeflerinin mevcut belediye başkanlarını muhafaza etmek ve üzerine daha çoğunu eklemek olduğunu vurguladı.
27. Dönem CHP Konya Milletvekili ve Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e yüklenen Bahçeli, “Üstelik milletvekili olduğu partisinin Cumhurbaşkanı adayına oy vermediğini pişkince açıklayanların çıkarlarına nasıl kul köle olduğu, su akarken testisini doldurup kesilince araziye nasıl uydukları çarpıcı tecrübelerle sabittir. Bu ahlaki yarılma bizim sorunumuz değilse bile, yeni bir Babacan vakasını Türk siyaset ve demokrasi hayatının hiç de hak etmediğini söylememiz milli ve manevi sorumluluğumuzun gereğidir. Unutmayınız ki, batan gemiyi ilk terk eden korkaklar ve korsanlardır” dedi.
MHP Lideri Bahçeli, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin AYM’nin HDP kararına yönelik soruya, “Yargıtay, AYM kadar Türkiye'nin önemli bir kurumudur. Onları şiddetle kınıyorum. Kandil kuyruğundan ayrılmaları lazım” yanıtını verdi.
Bahçeli'nin TBMM grup toplantısındaki konuşması özetle şöyle:
“Türkiye’miz genç nüfus açısından büyük bir hazineye sahiptir”
"Yurt içinde ve yurt dışında, televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından, radyo kanallarından toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza, gönül ve kültür coğrafyalarımızda yaşayan kardeşlerimize en kalbi selamlarımı iletiyor, şükranlarımı sunuyorum. Geçtiğimiz hafta bir yanda 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı sonlanıp yaz tatili başlarken diğer yanda da Yükseköğretim Kurumları Sınavı yapılmıştır. Bildiğiniz üzere, Türkiye’miz genç nüfus açısından büyük bir hazineye sahiptir.
“Üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de çok uzak değildir”
Biz gençliği sınavlarla veya karnelerle bulmadık, bu yolla da kaybetmeyiz, kaybedemeyiz, kaybetmeyeceğiz. Ümit ediyorum ki, geniş ve gerçekçi bir mutabakat ortamı kurularak üniversite sınavlarını kaldıracağımız günler de çok uzak değildir. Huzurlarınızda karne heyecanı yaşayan bütün evlatlarımızı ve ailelerini yürekten tebrik ediyor, hepsine birden esenlikler ve iyi tatiller diliyorum. Çocuklarımızın tatil boyunca dinlenmenin, gezmenin, eğlenmenin, hoşsohbetin yanı sıra, kitaplarla da irfan ve ilim köprüleri tesis etmelerini bilhassa temenni ediyorum.
“Hedefimiz mevcut belediye başkanlıklarımızı muhafaza ederek bunun üzerine yenilerini ve hatta daha çoğunu eklemektir”
Nitekim Mahalli İdareler Seçimleri 31 Mart 2024 tarihinde yapılacaktır. Böylelikle peş peşe eklemlenen seçim gündemi milli iradenin tercihiyle noktalanmış olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi bu seçimlere hazırlık sürecini başlatmıştır. Mahalli İdareler Seçimlerinde takip edeceğimiz birinci stratejik hedefimiz mevcut belediye başkanlıklarımızı muhafaza ederek bunun üzerine yenilerini ve hatta daha çoğunu eklemektir.
“İstanbul beş yılını kaybetmiştir”
İkinci stratejik hedefimiz, Cumhur İttifakı’nın doğasına ve ruhuna muvafık hareket edip; muhalefet partilerinin yönetimindeki belediyelerin yürek yaralayan makus ve meyus hallerine son vermektir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde elde edilen demokratik başarıyı mahalli idarelerle perçinlemek, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne ivmek vermek boynumuzun borcudur. İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere, diğer tüm büyükşehir belediyelerinin, il belediyelerinin, ilçe ve belde belediyelerinin Türkiye’nin yükselen itibarına ve marka değerine müzahir şekilde yönetilmesi tarihi önemdedir.
Belediyecilik bir sevda işidir. Belediye başkanının yönetimi altındaki şehrinin emini olması bilinen bir husustur. İstanbul beş yılını kaybetmiş, tarihin gerisine düşmüş; kaos, kriz ve karmaşa dünyanın en büyük Türk kentinin önünü kesmiştir. Hakeza aynı durum Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin, Tekirdağ, Eskişehir, Muğla, Aydın, Hatay büyükşehir belediyeleri için de geçerlidir.
"Türkiye’nin ekonomik istikrarı elde etmesi için bugünkü külfete katlanmak ister istemez kaçınılmaz hale gelmektedir."
Son günlerde politika faizinin artışı hususunda beklentileri yükseltmek amacıyla iç ve dış lobilerin son derece faal oldukları da gözlemlenmektedir. Küresel finans çevreleriyle iç piyasa aktörleri Para Politikası Kurulu’nun 22 Haziran 2023 tarihinde yapacağı toplantıya kilitlenmiştir. Bize göre bu durum ahlaki, doğru ve hakkaniyetli bir gelişme değildir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin faize bakışı bellidir, değişme göstermemiştir. Teorik ve pratik uygulamada, faiz artışı yatırımı caydıran, üretim çarkına çomak sokan, müteşebbislerimizin gücünü zayıflatan, kredi ihtiyacını pahalandıran politik bir tercihtir. Ancak Türkiye’nin ekonomik istikrarı ve ekonomik huzuru elde etmesi için de alınması gereken kısa dönemli ve bazen de can yakan tedbirler vardır ve parlak geleceğimiz için bugünkü külfete katlanmak ister istemez kaçınılmaz hale gelmektedir.
“Batan gemiyi ilk terk eden korkaklar ve korsanlardır”
Sırf milletvekili olmak amacıyla CHP’ye postunu seren, sonra da ilk zelzelede pencereden atlayıp sığındığı evini terk ederek taşa tutanlar siyasi ahlakın yüz karalarıdır. Bunlar dün de, bugün de, yarın da asla güven vermeyen siyaset simsarlarıdır. Üstelik milletvekili olduğu partisinin Cumhurbaşkanı adayına oy vermediğini pişkince açıklayanların çıkarlarına nasıl kul köle olduğu, su akarken testisini doldurup kesilince araziye nasıl uydukları çarpıcı tecrübelerle sabittir. Bu ahlaki yarılma bizim sorunumuz değilse bile, yeni bir Babacan vakasını Türk siyaset ve demokrasi hayatının hiç de hak etmediğini söylememiz milli ve manevi sorumluluğumuzun gereğidir. Unutmayınız ki, batan gemiyi ilk terk eden korkaklar ve korsanlardır.
“Kılıçdaroğlu’nun baba-oğul arasındaki saltanat kavgasından nasıl çıkacağı ayrı bir merak konusudur”
Batık gemiyi limana sağlam götürmekten bahseden Kılıçdaroğlu’nun baba-oğul arasındaki saltanat kavgasından nasıl çıkacağı da ayrı bir merak konusudur. Hançer üstüne hançer yiyen CHP’li yöneticilerin pişmanlık içinde özür dilemesi yararsız ve miadı dolmuş bir sitem ve sızlanmadır. Mensuplarının birbirine güvenmediği, birbirine inanmadığı, arkadan dolaşmanın, fitne yaymanın geçer akçe sayıldığı bir siyasi bünyenin içten içe çürüyüp kadavraya dönüşmesi kaçınılmaz bir siyaset ve hayat gerçeğidir. Bugünkü muhalefet partilerinin durumu aynısıyla budur.
Türkiye’nin kadavraya değil, kaderine yön veren, Karabağ’da zaferi, küresel diplomaside zekayı, Kıbrıs’ta iradeyi, Akdeniz ve Ege’de milli duruşu, güney sınırlarımızın mücavir bölgelerinde yüksek mücadeleyi temsil ve tebliğ eden Cumhur İttifakı’na ihtiyacı vardır ve bu artık kesinleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni hak ettiği gelişmişlik düzeyine biz çıkaracağız.
Bahçeli’den Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’a tepki: Uygur Türklerine terörist demek haksızlıktır
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas 13 Haziran 2023 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret etmiştir. Bu ziyaretin bizi ilgilendiren kısmı Sayın Abbas’ın bazı çarpık ve endişe veren açıklamalarında somutlaşmıştır. Pekin’de Çin Devlet Başkanı’yla görüşmesi esnasında şu ibret verici ve infial uyandıran sözler Mahmut Abbas’ın ağzından dökülmüştür: ‘Bazılarının gündeme getirdiği Uygur meselesi bir insan hakları meselesi değildir. Bu Çin’in terörizm, aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadelesidir. Filistin her zaman Çin’e inandı. Filistin-İsrail ihtilafının bir an önce sona erdirilmesinde Çin’in arabulucu olması gerekmektedir.’ Mahmut Abbas vicdanı sızlamadan bunları söylemiştir.
Biz onlara destek verdikçe, bu zihniyet Türk milletine köstek olmuştur. Mahmut Abbas’ın, terörizmin ne olduğuyla ilgili yeterli deneyim ve donanımdan mahrum olduğu da ne yazık ki ortaya çıkmıştır. Biz mazlum Filistinlilerin her zaman yanında olduk. Filistin davasını ama, ancak, fakat demeden savunduk ve bu konuda tarafımızı netleştirdik.
Birkaç gün evvel İsrail hükümetinin yasadışı yerleşim faaliyetlerini artırmasını, Batı Şeria’nın en az 19 beldesinde 4 bin 500 birimlik yeni yasadışı yerleşim yeri inşa etmesini kınanması gereken mütecaviz bir tutum olarak değerlendirdik ve değerlendiriyoruz. Hatta 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve bağımsız bir Filistin devletini bölgesel barış ve huzur adına önşartsız destekledik, buna da devam ediyoruz. Sayın Abbas, Milliyetçi Hareket Partisi’nin grup toplantısından bizatihi sana sesleniyorum:
Uygur Türklerine terörist demek haksızlıktır, bühtandır, günahtır, cinayettir, rezalettir, melanettir, Türk milletine iflah olmaz bir saygısızlıktır. Bizim Filistin davasını desteklediğimiz kadar değilse bile, en azından yarısı kadar Türkiye’nin ve Türk milletinin tarihi haklarını, terörle mücadelesini, geniş coğrafyalara yayılmış esir Türklerin durumunu bugüne kadar ağzınıza dahi almadınız, alamadınız, hakkı telaffuz etmeye hiç yanaşmadınız. Geçmişte Filistin kamplarında eğitilip ülkemize sızan ve sızdırılan teröristlere kol kanat germekten de hiç utanmadınız. Filistin Devlet Başkanı numune de olsa PKK’ya, FETÖ’ye sesini hiç çıkardı mı? Hiç tepki gösterdi mi? Ülkemizle dayanışma mesajı paylaştı mı?
“Çin ile Türkiye temasları yoğunlaştırarak tespit edilen insan hakkı ihlallerini telafi ve tamir etmelidir”
Hiç birisini yapmadı, yapamadı, yapmayı aklından geçirmedi. Çünkü konu Türkiye ve Türk milletiydi. Uygur Türklüğünü terörle eşitlemek potansiyel Türk düşmanlığının açık seçik beyanıdır. Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti elbette ikili diyalog kanalları açarak, temasları yoğunlaştırarak tespit edilen insan hakkı ihlallerini telafi ve tamir etmelidir. Ancak terör Doğu Türkistan’da değil, Kandil’dedir, Suriye’nin kuzey doğusundadır, gerçeği saptırmak vicdansızlıktır, izansızlıktır, insafsızlıktır. Herkesi uyarıyorum, Türk’e kefen biçmenin sonu korkunçtur.
“Mahmut Abbas yanlış yerde”
Sayın Abbas terörizmin kanlı yüzünü görmek istiyorsa, mesela 17 Haziran 2023 tarihinde Uganda’da bir okula saldırı düzenleyen ve çok sayıda masum çocuğu katleden teröristlere şereflice bakmayı ve ders almayı bilmelidir. Mahmut Abbas yanlış yerde, yanlış üslupla, doğru davasını anlatacağını zannediyorsa aldandığını ve yanıldığını mutlaka görecektir. Kudüs sadece onların değil, bütün Müslümanların kutsal mabedi ve ilk kıblemizdir, müdafaa etmek de namus meselemizdir.”
"Kandil kuyruğundan ayrılmaları lazım"
MHP Lideri Bahçeli, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin AYM’nin HDP kararına yönelik soruya, “Yargıtay, AYM kadar Türkiye'nin önemli bir kurumudur. Onları şiddetle kınıyorum. Kandil kuyruğundan ayrılmaları lazım” yanıtını verdi. (HABER MERKEZİ)