Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 13 Şubat'ta Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan altın madeninde yaşanan heyelan  sonucunda 9 işçinin toprak altında kaldığını hatırlattı. Hükümetin yaşanan olay sonrasında gecikmeden seferber olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Maden felaketine neden olan ihmallerde payı bulunan hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmaması temennimdir" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ziyaerini değerlendiren Bahçeli, "Bu ziyaretin hem doğru hem de zamanla itibariyle çok yararlı ve yerinde olduğunu değerlendiriyoruz. İnanıyorum ki Türkiye- Mısır ilişkileri olması gereken mevkiye tırmanacak, kurulan dostluk ve kardeşlik bağları iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecektir" dedi.

Bahçeli, Danıştay 5.Dairenin kararına ilişkin, "Danıştay 5. Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğine iade eden kararı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır, hukuki bir temeli yoktur" değerlendirmesinde bulundu. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin  konuşmasından satırbaşları şöyle:

"13 Şubat 2024 Salı günü Erzincan’ın İliç İlçesi Çöpler köyünde 2010 yılının Aralık ayından itibaren altın üretimi yapılan bir maden sahasından çıkarılarak istiflenen toprağın kaymasıyla milletimizi hüzne boğan bir felaket meydana geldi. Milyonlarca metreküp toprak kütlesi  200 metrelik yamaçtan bir sel gibi vadiye akarak geniş bir alana yayıldı. Maalesef 9 işçimiz toprak altında kaldı. Devletimiz gecikmden seferber oldu.

Altın medeni faciasının her boyutu ile tetkit edilmesi, konuyla ilgili hiçbir boşluğun, hiçbir kuşkunun hiçbir sisli noktanın bırakılmaması arzumuzdur.

Toprak altında bulunan işçilerimizin sağ salim çıkarılmalarını ve aileleriyle kucaklaşmalarını Rabbimden niyaz ediyorum.

Maden felaketine neden olan ihmallerde payı bulunan hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmaması temennimdir.

"Murat Kurum, hedef tahtası haline getirilmiştir"

Çöpler Altın Madeni felaketiyle birlikte Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Murat Kurum ne hikmetse hedef tahtası haline getirilmiştir. İliç’i konuşuyorken konunun Sayın Kurum’un bakanlık dönemine geçiş yapması, nihayetinde haksız ve hayasız eleştirilerin sökün etmesi sinsi bir propagandanın tedavülde olduğuna işaret etmiştir. İstanbul’da havlu atacaklarını şimdiden fark eden müflis zihniyetler Sayın Kurum’u yıpratmak için devreye girmişlerdir. Bir defa Çöpler Altın Madeninin yüklenici firmasına ÇED raporunu veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı değildir.

Söz konusu bakanlık yalnızca çevresel etkileri değerlendirip denetlemektedir. Bunun yanında altın madeninin çevreye zarar verip vermediğini incelemektedir. Bahsi geçen altın madeni geçmişte defalarca denetlenmiş, 21 Haziran 2022 tarihinde de 20 metreküplük siyanür sızıntısı nedeniyle sorumlu görüldüğünden bu madeni işleten firmaya Çevre Kanunu’nda belirlenmiş en üst sınırdan para cezası verilmiştir. Dahası ilgili firmanın faaliyetleri geçici süreyle durdurulmuştur. Anlaşılacağı üzere, Sayın Murat Kurum görevini layıkıyla yapmıştır.

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır ziyaretine ilişkin açıklama

Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta gerçekleştirdiği Birleşik Arap Emirlikleri ve bilhassa Mısır ziyareti hakikatten tarihi niteliktedir. Bu ziyaretin hem doğru hem de zamanla itibariyle çok yararlı ve yerinde olduğunu değerlendiriyoruz. İnanıyorum ki Türkiye- Mısır ilişkileri olması gereken mevkiye tırmanacak, kurulan dostluk ve kardeşlik bağları iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecektir.

Bahçeli'den Danıştay kararına tepki

Danıştay 5. Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğine iade eden kararı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır, hukuki bir temeli yoktur. Bu dairenin görevi iade kararı verdiği kişiler arasında ankesörlü hatlarla haberleşen mahrem imamlarla irtibatı olan ByLook yazışmalarında adı geçen terör örgütüne bağış yapan hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan isimlerin olması nasıl izah edilebilecektir.  Danıştay 5. Daire nereye hizmet etmektedir? Bu karar alınırken 5.Daire üyeleri maklube mi yiyorlar, haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlardı? FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir?

FETÖ’cüleri göreve iade etmek cinayet değil midir? FETÖ’ye merhamet şehitlerimize hakaret değil midir? Danıştay 5.Dairesi adalet ve hukuka göre karar vermemiştir. Allah’tan Hakimler ve Savcılar Kurulu devreye girmiş ve mesleğe iadesi yapılan 387 kişi hakkında yeni bir inceleme başlatmış, aynı zamanda Danıştay İdari Davalar Genel Kurul’una da gerekli itirazlar yapılmıştır.

Bahçeli'den Dilipak'a: İddialarının ispatını yapmazsa dünyanın en namert insanıdır

Tam da böyle bir zamanda ahı gitmiş vahı kalmış bir yazar müsveddesi sosyal medya hesabından 15 Temmuz ile ilgili demiş ki: “Hükümet 4 ay önceden darbe olacağını bütün ayrıntılarıyla biliyordu. Halk ne olduğunu bilmeden darbeye karşı meydanlara çıktı. Sonuçta olan bu ülkeye oldu…” Şayet bu şahıs iddialarının ispatını yapmazsa, şerefli bir Türk savcısının huzurunda yazdıklarını tevsik etmezse dünyanın en namert insanıdır. FETÖ’nün propagandasına çanak tutulması, 15 Temmuz’a tiyatro denilmesi alçaklığın dibidir. Aynı anda Danıştay 5. Daire’nin kararı, işbirlikçilerin iddiaları, ülkemize giriş yaparken 4 FETÖ’cünün yakalanması ve Pensilvanyalı hainin Yusuf Suresi üzerinden gizemli mesajlar vermesi gizli bir toparlanmanın emaresidir.

“İttifak ilişkisi DEM’lenen CHP’nin iç yüzünü deşifre etmiştir"

"Muhalefet partilerinin Türkiye’nin egemenlik haklarını ve beka mücadelesini hafife alması, bununla da yetinmeyip savsaklama ve sulandırma çabası ağır yaralı ve yüreksiz bir siyasetin ibra ve ifşasından başka bir şey değildir. Bölücü terör örgütü PKK’yla DEM’lenerek bağ kurmak, FETÖ’yle taşeronlar eliyle bağlantıya geçmek ülkemize ve milletimize yapılabilecek en vahim kötülüktür.

CHP sadece kendi içinde kavgalı değil, Türk milletiyle de sorunludur. Bu CHP’nin yerel yönetimlerde yedek kulübesine çekilmesi, ıslah ve terbiye edilmesi milli bir görevdir. DEM’lenmiş CHP’nin doğrusu ile yanlışı birbirine karışmış, milli ve manevi aidiyeti  kalmamıştır. DEM’lenmenin maskesi kent uzlaşması, sandık uzlaşması, Türkiye ittifakı olarak açıklanmaktadır. DEM Parti, artık CHP’nin karar ve kumanda odasına kadar nüfuz etmiş, kimin aday yapılıp yapılmayacağını tayin eden vesayetçi bir konuma sahip olmuştur.

Esenyurt’tan Kadıköy’e ve Mersin’in bazı ilçelerine kadar görünen çarpıcı gerçek budur ve aslında her seçim çevresinde adı konulmamış kokuşmuş ittifak ilişkisi DEM’lenen ve boyunduruk altına alınan CHP’nin iç yüzünü deşifre etmiştir. CHP ile DEM iç içe geçmiş, birisini diğerinden ayırt etmek zorlaşmıştır. Özgür Beyin irade ve siyasetinin şifreleri DEM’in eline geçmiştir. Kuklalar belli, kuklacılar bilinmektedir. 31 Mart’ta Türkiye’yi DEM’lemeye ve devirmeye çalışanlara Türk milleti müsaade etmeyecek, müsamaha göstermeyecektir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 8.yargı paketinin, hak arama hürriyetini daha da güçlendireceğinden, kişisel verilerin ve özel hayatın korunmasına yönelik önemli düzenlemeleri ihtiva ettiğinden ve adalet hizmetlerinin etkinliğini artıracak olmasından dolayı destekleyeceğimizi bu vesileyle açıklıyorum.

"Fiyat anarşistleri de FETÖ’cüdür, dükkanları evleri kapanmalıdır"

FETÖ ile mücadelede sekiz ana başlıkla Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı başta olmak üzere her yere sızdığını ifade etmiştim. Şimdi ona bir dokuzuncuyu ilave ediyorum. Fiyat anarşistleri de FETÖ’cüdür, dükkanları evleri kapanmalıdır."

Kaynak: Haber Merkezi