Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İsrail-Filistin arasında yaşanan savaşa değinen MHP Lideri Bahçeli,  İsrail'in yıllarca Filistinlilere zulüm ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze'ye yaptığı hava savunmalarında yüzlerce sivilin hayatını kaybettiğini belirten Bahçeli, sivil can kayıplarının haklı bahanesinin olamayacağını vurguladı. Ateşkes sürecinin derhal başlatılması gerektiğine vurgu yapan Bahçeli, uluslararası toplumun duyarlı olması gerektiğine işaret etti.

"Filistin devletinin tanınması ertelenemez bir zorunluluktur" ifadelerini kullanan Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle: 

“İki devletli çözüm gerçekleşmeden silahların susması neredeyse ham bir hayaldir”

Filistin sorunu içinden çıkılması çok zor bir girdaba sürüklenmiştir. Bu sorun aynı zamanda bölgesel barış ve istikrarı zedelemiş, dahası dünyanın huzur ve güvenliğini tehdit eden bir seviyeye ulaşmıştır. Kaçınılmaz bir ihtiyaç olan iki devletli çözüm gerçekleşmeden silahların susması, kanın durması, şiddet sahnelerinin son bulması neredeyse ham bir hayaldir.

Devam edegelen çatışmaların sebeplerini konuşmak yerine sonuçlar etrafında polemik üretmek faydasız ve boşuna bir emektir.  Adil ve kalıcı bir barış zeminin inşasını sağlayacak dirayet ve feragat karşılıklı olarak gösterilmediği müddetçe İsrail-Filistin sorununda bir arpa boyu mesafe alınması imkansızdır.

“Bir an evvel arabulucuları devreye sokmak uluslararası toplumun acil gündemi olmalıdır”

Tırmanan sıcak ve silahlı çatışma ortamı kaygı verici boyutlardadır. Üzüntümüz yüzlerce sivil ve masum insanın ölmesi, binlerce insanın da yaralanmasıdır. Kimden gelirse gelsin, maksadı ne olursa olsun, kadın-çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanların hedef alınması felakettir, bunun yanında barış çabalarına vurulmuş prangadır, çözüm arayışlarını da dinamitlemektir. Sivil can kayıplarının haklı ve geçerli bir bahanesi olmaz, olamaz. İsrail-Filistin arasında başgösteren geniş çaplı krize sağduyuyla yaklaşmak, normalleşmenin süratle teminini sağlamak, bir an evvel arabulucuları devreye sokmak uluslararası toplumun acil gündemi olmalıdır.

İsrail, yıllarca Filistinli kardeşlerimize zulmetmiştir. İsrail, yıllarca Filistinli kardeşlerimize insafsızca, vicdansızca, vandalca saldırmıştır. Dünyanın gözü önünde tarifi ve tahammülü olmayan insanlık suçları işlenmiştir. Uluslararası hukuk çiğnenmiş, Birleşmiş Milletler kararları yok sayılmıştır. Bunlardan birisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 22 Kasım 1967 tarihli 242 sayılı kararı, İsrail’in 1967 Haziran ayında işgal ettiği topraklardan çekilmesini öngörmüştü. Ancak İsrail buna yanaşmamış, işgal alanlarını genişletip kanunsuz yerleşim yerleri oluşturma gayesini zor kullanarak sürdürmüştür.

“Birleşmiş Milletler acilen devreye girmelidir”

Bizim Filistin-İsrail arasındaki ağırlaşan sorunlara, hatta 7 Ekim tarihli savaş ortamına bakışımız açıktır ve şu şekildedir: İlk olarak, ateşkes rejimi derhal tesis edilmeli, taraflar itidal, sükûnet ve aklıselim bir çizgiye eşzamanlı olarak gelmelidir. Hükümetin yapıcı, dengeli ve sorumlu duruşu takdire şayandır. Diplomasi ve diyalog kanallarının aktif hale getirilmesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın atacağı adımlar desteklenmeli ve sahiplenilmelidir. Ayrıca Birleşmiş Milletler acilen devreye girmelidir. Daha fazla can kaybının yaşanmaması hususunda uluslararası toplum duyarlı hareket etmek mecburiyetindedir.

“Filistin devletinin tanınması geciktirilemez bir zorunluluktur”

İkinci olarak, Filistin ile İsrail arasındaki çatışmaların bölgesel bir nitelik kazanmadan, hatta küresel alana sıçrama ihtimalini de hesaba katarak taraflar arasında barış görüşmelerinin ortamı süratle inşa edilmelidir.  Üçüncü olarak, bağımsız, egemen, siyasi ve toprak bütünlüğünü tescillemiş, 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin tanınması ve temelinin atılması ertelenemez, geciktirilemez bir zorunluluktur.

“İki devletli çözüm hedefiyle inanç ve insan hakları teyit edilmelidir”

Mescidi Aksa ilk kıblemizdir, Müslümanların şerefidir. Tarihi ve manevi statüsü her türlü tartışmaya, her türlü mütecaviz dayatmalara kapalıdır. İki devletli çözüm hedefiyle inanç ve insan hakları teyit edilmelidir. Filistin’in huzuru demek İsrail’in huzuru demektir. Filistin güvencedeyse İsrail’in güvenliği de sağlam esaslara bağlanacaktır. Filistin ve İsrail’in huzuru dünya barış ve huzuruna muazzam bir destektir. Biz huzuru bir insan onuru olarak telakki ediyoruz.

“Sınır ötesine düzenlenen operasyonların da arkasındayız”

Bölücü terör örgütü PKK’nın 1 Ekim Ankara saldırısından sonra sınır ötesine düzenlenen operasyonların da arkasındayız. Terörle mücadele, terörün inisiyatif ve ön aldığı süreçte her ölümden sonra gösterilen günlük tepkiler olmayıp, devamlı surette bir adım önde bulunmayı, terör örgütünün eylem kapasitesini doğru okumayı, terörist kadrosunun doğru tespitini, örgütün yardım ve yataklık yapan muhasım unsurlarla bağ ve bağlantılarını isabetle değerlendirmeyi şart koşmaktadır.

Bahçeli’den ABD tarafından Türkiye’ye ait SİHA’nın düşürülmesine ilişkin açıklama

5 Ekim 2023 tarihli hava operasyonu esnasında bir adet insansız hava aracımız ABD’nin askeri varlığı tarafından tehdit algılanarak düşürülmüştür.  Gayri hukuki bu hasmane müdahaleyi yanlış buluyor ve kınıyorum. ABD Savunma Bakanlığının açıklamasına göre, SİHA’mız meşru müdafaa amacıyla düşürülmüş. Neyin meşruluğundan, neyin müdafaasından bahsedildiği muammadır.

“ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde ne işi vardır?”

Petrol kuyularının etrafında teröristleri nöbete dikerek varmak istediği yer neresidir? ABD’nin yaptığı meşru müdafaadır da, peki Türkiye’nin yaptığı nedir? Aldatıcı sözlere, akıl çelici mesajlara, ayak oyunlarına lüzum yoktur. ABD, PKK/YPG siperinden insansız hava aracımıza resmen ateş açmıştır. Durum bu kadar berraktır. Ne yazık ki ABD, PKK/YPG ile aynı deliktedir, aynı hizadadır, aynı hedeftedir, aynı kümededir ve NATO ittifak ortağı bir ülkeye teröristler lehine güç gösterisi yapmaya teşebbüs etmiştir.

“Irak ve Suriye Tezkeresi’nde de evet oyu kullanacağız”

Gündemde bulunan Irak ve Suriye’ye Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gönderilmesini esas alan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’ne de Milliyetçi Hareket Partisi grubu olarak sonuna kadar destek olacağız, bu suretle evet oyu kullanacağız. Gelinen bu aşamada Cumhuriyet Halk Partisi tarihi bir imtihanla karşı karşıyadır. Kılıçdaroğlu terörden rahatsızsa, partisi teröre mesafeli ise hodri meydan diyorum, çıksınlar nerede durduklarını açıklasınlar. Kılçdaroğlu’nun görüşülecek tezkereye geçtiğimiz yılda olduğu gibi hayır demesi halinde milletvekili arkadaşlarıyla beraber bayrağa, vatana, millete ve şehitlere alenen ihanet edeceklerini akıllarından çıkarmamaları tavsiyemdir.

Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na: Gazi Meclis senin gibilerine rağmen kurulmuştur

Kendi partisindeki çıkar kavgalarından şuur kaybına ve siyasi komaya giren Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni karalama niyeti gayri milliliktir. Geçen haftaki grup toplantısında şöyle konuşmuş: ‘Şu Meclis'e ben Gazi Meclis demiyorum’ Sayın Kılıçdaroğlu, anlaşılan ne söylesek duymuyorsun, bana mısın demiyorsun. Senin nasip hanende Gaziliği idrak ve ifade edecek vatanperverlik, milletseverlik asla yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Gaziliğini sen kabul etsen ne yazar, etmesen ne çıkar. Gazi Meclis senin gibilerine rağmen kurulmuştur."

Editör: Selim Ercan