MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Oy oranlarıyla ilgili açıklamları eleştiren Bahçeli, "Oyumuz artıyormuş, azalıyormuş…Aziz milletim! Vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken oy ve seçim endişesi ile başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir!" ifadelerini kullandı. 

"Dönenlere, devşirilenlere, DEM’lenenlere, devrilenlere, satanlara.."

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Türk Devletleri Teşkilatı, dünya çapınca huzur, güvenlik, istikrar, refah ve barış markası olmaya, karanlığın ortasından güneş gibi parlamaya sonuna kadar namzettir buna da ziyadesiyle layıktır.

CHP’li Salıcı, Bakan Fidan’a Hamas Siyasi Bürosu'nun Türkiye'ye taşındığı iddiasını sordu CHP’li Salıcı, Bakan Fidan’a Hamas Siyasi Bürosu'nun Türkiye'ye taşındığı iddiasını sordu

İzmir'de partisinin içine sürüklendiği çalkantılardan mustarip olduğunu itiraf eden ve telaşla ülke gündemine döneceklerini açıklayan CHP Genel başkanının dönüş yolunca uçuruma savrulmamasını, döneyim derken batma tehlikesini yabana atmamasını temenni ederim.

Onlar dönsün dursun, dikkat etsinler fazla dönüş denge ve şuur kaybına yol açıp yere de düşürebilir.

Düşen, tutunacağı dalı seçemez ancak dönen dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan.

Dönenlere, devşirilenlere, DEM’lenenlere, devrilenlere, satanlara, saklananlara, kaçanlara, kaypaklara, korkaklara aldırmadan bizim yolumuz Türk devridir, bizim yolculuğumuz Türk Dünyası Yüzyılı ve Türkiye Yüzyılıdır.

ABD seçimleriyle ilgili açıklama

ABD'de yapılan başkanlık seçimi, bu seçimde ikinci defa seçilen ve 20 Ocak 2025 tarihinde görevi devralacak olan Trump'ın ne yapacağı, nasıl bir politika takip edeceği elbette günlerdir tartışmaların ağırlık merkezidir.

Türkiye'de bazı çevrelerin fil ile eşek arasına sıkışıp kalmaları, Trump'ın seçilmesinden dolayı karalar bağlamaları, Kamala Harris'in kaybedişinden dolayı neredeyse yas tutacak noktaya gelmeleri akıl ve mantıkla izah edilemeyecek garabettir.

Siyaset hem gönül hem de görgü işidir. Akıl ve ahlakı hiçe sayan, emrivakilerin şükran ile hüsran arasında yaşanan gelgitli tutumların siyasetin konusu olmaktan çok stratejik hesaplaşmaların ve sinir harplerinin ilgi sahasına gireceğini herkesin bilmesinde yarar vardır.

Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir. Her türlü iç ve dış vesayet yok hükmündedir. Her ülkenin bağımsızlığa meşru, hukuki ve egemenlikle örtüşen kapsamlı çıkarlarına saygımız tamdır ancak aynı saygı başkalarından görmek ve şahit olmak da en tabii hakkımızdır.

Bu aşamada ABD’deki partilerin içimizdeki avarelerine diyorum ki; Fil ile eşek arasında papatya falı açmayın, gelin de bozkurtu görün, gelin de bozkurt ile yürüyün. Ona buna özenmeyin ve imrenmeyin. Bozkurt ayaktayken fil ile eşeğin arkasına düşmeyin.

"Silah varsa siyaset yoktur, ihanet varsa demokrasi yoktur"

Türk ve Türkiye Yüzyılı, huzurun yüzyılı olacaktır. Buna inanıyoruz, bu hedefe ulaşmak için çalışıyor ve mücadele ediyoruz. Önümüzdeki süreçte ülkemizin terör kamburundan kurtulması muhtemel değil, muhakkak bir akıbettir.

Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır.

Silah varsa siyaset yoktur, ihanet varsa demokrasi yoktur, şiddet varsa sevgi ve barış dili kupkurudur. Bize akıldanelik yapanlar, ileri geri konuşanlar, har vurup harman savuranlar, her şeyden önce fırsatçı kurnazlığı ve istismar yamyamcılığı ile sonuç alacaklarını, sıtma ile ölüm arasında bir seçeneğe zorlamalarının beyhude bir çırpınış olduğunu idrak etmeleri bizatihi önerimdir.

"Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız"

Bizim ülkücülüğümüzü sorgulamaya, vatanseverliğimizi tartıya çıkartmaya cüret ve teşebbüs eden yeni yetme siyaset döneklerine, kalbimizdeki dava ve vatan aşkının bir günlük sadakasını versek alayına ömürleri boyunca yetecektir.

Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Utanacak, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açığımız yoktur. Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye’sinin hedef ve hesabındayız.

Geçmişte çekilen acıların ve akan gözyaşlarının geleceği perdelemesine tahammül edemeyiz. Torunlarımızın aynı felaketlere muhatap olmasını asla, kata istemiyoruz.

Günü kurtarman değil, geleceği kurmanın ve kurgulamanın istikametinde sağlam adımlarla ilerlemenin samimi düşüncesindeyiz.

"DEM’in silahtan ve terörden uzaklaşmaya yanaşmaması, TCK gereğince ele alınmalıdır"

Oyumuz artıyormuş, azalıyormuş…

Aziz milletim! Vatan tehdit altındayken, milli güvenlik duvarlarımız hain akınlarla sallanıyorken oy ve seçim endişesi ile başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma ve aşağılanma halidir!

Böyle bir şeyi de tamamen reddediyoruz. Terörün bitmesi milli ülküdür. Bu ülkü siyasi namus ve simgemizdir. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak milli birlik ve kardeşlik hukukunu, Türkiye’nin düşmeyecek kudret ve kuvvet mevzi haline getirmek geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir.

Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmasından sonra CHP ve DEM’in “kent uzlaşısı” çatısı altında nasıl tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir.

DEM’in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı, siyasi istikbalini PKK’nın mağara deliklerine devretmiştir.

DEM’in silahtan ve terörden uzaklaşmaya yanaşmaması, tacizlerini yaygınlaştırması elbette Türk Ceza Kanunu gereğince ele alınmalıdır. Konunun ise Kürt kardeşlerimle hiçbir illiyet yakınlığı yoktur.

Mansur Yavaş'a konser eleştirisi

CHP’li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çekmeleri, israfa gömülmeleri, sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorba ile bir tas pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir. Neymiş, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon değil de 45 milyon liraymış. Bu kafa normal bir kafa değildir.

Hadi halkımızdan utanmadınız, be ey sonradan görmeler! Allahtan da mı korkmadınız?

Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp, bugünden cumhurbaşkanlığı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavraları ile caka satmaları en başta İstanbul ve Ankara’ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir.

Bugüne kadar Türkiye’de hiç kimse ikinci sınıf insan muamelesi görmemiştir.

Soru-cevap

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aranızda çözüm süreci konusunda bir görüş ayrılığı var mı?

Bir defa basın mensubu kardeşlerim, Türkiye’yi tahrik edici bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçin. Geçemiyorsan mesleğini bırak!

Muhabir: Şevval Dalgıç