Ceza infaz kurumlarında tutuklu ya da hükümlü olarak bulunanlara posta yoluyla gelen bazı kitapların teslim edilmemesi nedeniyle, aralarında yedi yıllık azami tutukluluk süresi dolan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de bulunduğu tutuklu ya da hükümlü başvurucular Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM, başvuruculara gönderilen kitapların verilmemesinin ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan AYM kararına göre; başvuruculara posta yoluyla gelen bazı kitaplar, Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurullarının aldığı kararlar uyarınca teslim edilmedi. Başvurucular, alınan kararlara karşı infaz hâkimliklerine şikâyette bulundu. Sebahat Tuncel dışındaki başvurucuların şikâyetleri ilgili infaz hâkimlikleri tarafından benzer gerekçelerle reddedildi. Başvurucuların bu kararlara yaptıkları itirazlar ise ağır ceza mahkemelerince infaz hâkimliklerinin gerekçelerine benzer gerekçelerle reddedildi.

Sebahat Tuncel’in şikâyeti ise Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliği tarafından incelendi ve İnfaz Hâkimliği, Tuncel’e gelen kitapların yasaklanmış yayın olup olmadığının araştırılmadığını, sadece birkaç sayfasındaki birkaç cümlenin terör örgütü liderini övdüğünün ifade edildiğini açıkladıktan sonra hem kitapların yasaklanmış yayınlardan olup olmadığının belirlenmesi hem de kitapların genel olarak incelenmesi gerektiğini belirterek başvurucunun iki ayrı başvurudaki şikâyetlerini kabul etti. Ankara Batı 1. İnfaz Hâkimliği kararlarına Cumhuriyet savcısı itiraz etti ve Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi itiraz gerekçelerini yerinde bularak, her iki infaz hâkimliği kararının kaldırılmasına ve eğitim kurulları kararlarının hukuka uygun olduğuna karar verdi.

Ceza infaz kurumlarında belli bir standart yok, değerlendirmeler değişkenlik gösteriyor

Yüksek Mahkeme, Ceza İnfaz Kurumlarında tutuklu ya da hükümlü olarak bulunan başvuruculara gelen kitapların kendilerine verilmemesinin haber veya fikir alma özgürlüğüne, dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğuna karar verdi. AYM değerlendirmesinde mevcut sistemde her kurumun kendisine ulaşan kitaplara ilişkin denetimini kendisinin yaptığı ve bu durumun aynı kitabın ülke çapındaki tüm ceza infaz kurumlarının, aynı statüde bulunan tutuklu ve hükümlülere verilip verilmemesine ilişkin değerlendirmelerin değişken olmasına neden olduğu belirtildi. 

Yüksek Mahkeme kararında şöyle denildi:

“Hatta aynı infaz kurumunun aynı kitabın infaz kurumuna kabul edilmesine ilişkin farklı zamanlarda farklı uygulamaları olduğu gözlemlenebilmektedir. Özellikle çok satan yayınlara ilişkin gözlemler göstermektedir ki bu yayınlar bazı ceza infaz kurumundaki kişilere herhangi bir müdahale olmaksızın verilmekteyken başka bazı infaz kurumlarında aynı durumda bulunan kişilere kısmen verilmekte veya tamamen verilmemektedir. Nitekim eldeki başvuruda başvuruculardan birine verilmeyen bir kitabın bir başka ceza infaz kurumundan bu kişiye gönderildiği görülmüştür.”

Beş bin TL manevi tazminat ödenecek

AYM, yapısal sorundan kaynaklanan ifade özgürlüğünün ihlali nedeniyle manevi zararları karşılığında, tazminat talebinde bulunmayan Burhan Güneş haricindeki diğer başvuruculara ayrı ayrı net beş bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Yüksek Mahkeme, kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili ilk derece mahkemelerine gönderilmesine karar verdi. 

Kaynak: Medyascope