Özel Haber: Sümeyye Aksu

Ağrı’da bulunan Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 220 maddesinin 6. fıkrasında yer alan “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır” düzenlemesini AYM’ye taşıdı.

Mahkemeler kuralın iptalini istedi

AYM’ye iptal başvurusunda bulunan mahkemeler, “sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu” gerekçesiyle kuralın iptalini istedi. Başvuruyu değerlendiren AYM, Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 6. fıkrasında yer alan düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Oybirliği ile alınan karar Resmî Gazete’de yayımlandı.

Anayasa Mahkemesi, TCK'deki 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme' suçunu düzenleyen hükmü iptal etti Anayasa Mahkemesi, TCK'deki 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme' suçunu düzenleyen hükmü iptal etti

Toplantı ve yürüyüş düzenleme hakkına dair yeterli koruma sağlamıyor”

İptal kararının gerekçesinde, söz konusu maddede "örgüt adına işlenen suç" kavramından ne anlaşılması gerektiğine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği ve işlenen suçlar arasında bir ayrım yapılmadığı vurgulandı. Niteliğine ya da ağırlığına bakılmaksızın, herhangi bir suçun örgüt üyesi olmayan bir kişi tarafından bir örgüt adına işlendiği değerlendirildiğinde, kişilerin ayrıca örgüte üye olma suçundan da cezalandırıldığı anımsatılan kararda, "Bu durum son derece ağır itham ve ceza öngören bir suçun kapsamını, ölçütlerini belirsiz olacak biçimde genişletmektedir. Yargı makamlarının da örgüt adına işlenen suç kavramının somut olayın özelliklerine göre farklı yorumladıkları ve belirliliğin yargısal yorumla da sağlanamadığı anlaşılmaktadır" denildi. Kararda, bu fıkranın özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanımına dair yeterli koruma sağlamadığı belirtildi.

AİHM ihlâl kararı vermişti

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2017'de verdiği Işıkırık kararında TCK'nın 220/6. maddesinin öngörülebilir olmadığı ve kanunilik şartını taşımadığını belirtmişti. Kararda, madde lafzının bu derece geniş şekilde yazılması ve yorumlanması ve mahkemelerin de bu derece geniş şekilde uygulamasının, kişilerin kamu otoritelerinin keyfi müdahalelerine karşı korunmasına karşı yeterli korumayı içermediği vurgulanmıştı. AİHM'e taşınan davada Murat Işıkırık, PKK'ya üye olmayıp bu örgüt adına suç işlediği iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

AYM TBMM'den değişiklik istemişti

Anayasa Mahkemesi de 10 Haziran 2021 tarihinde "Hamit Yakut" başvurusunda hak ihlâli kararı verirken, ihlalin TCK'nın 220/6 maddesinden kaynaklanan yapısal bir sorun olduğunu bildirmişti. Bu nedenle aynı konuda yapılacak başvuruların bir yıl süreyle ertelenmesine hükmeden AYM, yapısal sorunun çözümü için kararın TBMM'ye gönderilmesine karar vermişti. Ancak TBMM'den sorunu çözen bir yasa değişikliği çıkmamıştı. Hamit Yakut, 2011 yılında BDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde düzenlenen bir protesto eylemine katıldığı için 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek"ten 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. AYM de bu cezalandırmayı toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının ihlâli olarak değerlendirmişti.

Avukat ve siyasetçi Sıdkı Zilan, AYM’nin ‘Örgüt adına suç işleme’ hükmünü iptal etmesine dair Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

Sıdkkı Zilan

“Kişi örgüt üyesi olmadığını belirtse de cezadan kurtulamıyor”

Anayasa Mahkemesi ile AİHM’nin uyum bakımından kanunun iptaline karar verdiğini dile getiren Zilan, “Çünkü AİHM’de birçok dosya var buna ilişkin. Birde itirazlar var. Bilinen bir konu ceza avukatları ve ceza dairelerinde görev yapan hakimler açısından bir sürpriz değil, sır da değil” dedi. Kanunsuz ceza olmaz meselesine bağlandığını kaydeden Zilan, “220 maddesinin 6. Fıkrasında resen iki cümle daha boşa düşmüş oluyor. Türkiye’de meclis kanun çıkarıyor. Diyor ki; bu fiil suçtur. Vatandaş ise işlemediği bir suçun cezasını alıyor. Örgüt üyesi olması suçtur, doğrudur. Bizde örgüt üyesine cezasını verdik. Öyle demiyor ki düzenleme diyor ki; ‘Diyelim ki örgüt çağrı yaptı sizde yürüdünüz. Bir cam kırıldı. Kamu malından ceza ve örgüt üyeliğinden ceza veriliyor. Kişi örgüt üyesi olmadığını belirtse de cezadan kurtulamıyor” diye konuştu.

“Çok maddelerin, uygulamaların değişmesi lazım”

“Türkiye’de de başka bir sorun var” ifadelerini kullanan Zilan, “Özellikle son 8 yılda HDP cephesi ve çevresi veyahut Gülen cemaati mensubu olduğu iddiası ile örgüt üyeliğinden ceza alanların yüzde 99’u silahlı terör örgütü üyeliği için o kriterleri taşımıyor. Bu kanun değişikliği çok cüzi bir iyileştirmedir. Çok maddelerin, uygulamaların değişmesi lazım.  Mesela Fettullah gülen cemaatinin ne zaman terör örgütü oldu muğlak. Fettullah gülen cemaatinin terör örgütü olduğunu kim söylüyor? Hükümet söylüyor. Bunu mahkemenin söylemesi lazım. Terör örgütü olduğu yargı tarafından tespit edilmesi lazım. Vatandaşa bildirilmesi ve herkesin böyle kabul etmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“Kaplumbağa hızıyla da olsa değişim iyidir”

Avrupa Birliği’nin AİHM kriterleri kapsamında ‘Türkiye’nin değiştirmesi gereken 2 binden fazla mevzuatın olduğunu belirttiğini’ söyleyen Zilan sözlerini şöyle tamamladı;

MSB’den Suriye’deki olaylarla ilgili açıklama: Bölge kontrol atında MSB’den Suriye’deki olaylarla ilgili açıklama: Bölge kontrol atında

“Yani devede kulak 2 binde bir. Bin 999 kaldı yerinde. Birde uygulama günü var. O da ayrı. Fitneden ölüm cezasını çıkartanlar gibi hiçbir fark yok. Silahlı Terör örgütü üyeliğinden böyle sosyal soykırım diye tanımladığımız tam tamına budur. İnsanlarımız o kadar perişan ki artık hem hukuk açısından hem de ekonomi açısından en ufak bir şey dahi alkışlıyoruz. Kaplumbağa hızıyla da olsa değişim iyidir. Özgürlükçü yorum lehe yorum esastır”

Editör: Sümeyye Aksu