Brüksel’de yapılan Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısında Türkiye ile ilişkilerin geleceği konusu masaya yatırılmış; lmanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, AB’nin Türkiye’yle ilişkilerini tekrar gözden geçirmesi gerektiğini açıklamıştı. Baerbock, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar canlandırılmasını talep ettiği AB’yle müzakerelerin, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi temel konulardaki eksikliklerden dolayı ‘derin dondurucunun derinlerinde’ olduğunu ifade etmişti. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’sa “İnsan hakları savunucuları zindanlarda yatarken, AB’ye üyelik konusu milim ileriye gidemez” ifadelerini kullanarak kapıları kapatmıştı.

AP raportörü: AB üyeliği zor

Konuya yönelik Gerçek Gündem’e konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’nin mevcut sistemde AB’ye yaklaşmasının zor olduğunu, ilişkilerin kaderinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde olduğunu açıkladı.  Amor’a göre uygulanan politika ve düzenlemelerden dolayı Türkiye her geçen gün Avrupa Birliği’nden uzaklaşıyor. 

Vize serbestisi için altı kriter

Amor, Türkiye’nin vize serbestisi hususunda hala hiçbir ilerleme kaydedememesinin nedeninin ‘altı kritere’ uyulmaması olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin AB’ye üyelik hususunda uyması gereken altı kriter şu şekilde:

-Terörle mücadele, yolsuzlukla mücadele, Europol ile iş birliği, kişisel verilerin korunması, AB üyeleri ile adli yardımlaşma, geri kabul anlaşması.

Amor, bunlarla ilgili, “Bin kere tekrar ediyorum. Eğer AB’yi istiyorsanız altı kritere uymak zorundasınız. Bunu Türk hükümeti de çok iyi biliyor” diye konuştu.

AP Türkiye raportörünün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

-Benim fikrim ilişkimizin ana çerçevesi olan katılım sürecinin bir süre daha devam etmeyeceği yönünde.

-Demokratik olmak tamamen Türk toplumunun kendi elinde. Demokrasi olduğu zaman AB üyeliğini isteme hakkınız olur. Ancak bu bir pazarlık değil. Tamamen özgür bir şekilde, demokratik olmaya istekli bir toplum olduğunuza karar vermelisiniz.

‘AYM kararlarına uyulsun’

-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AYM) HDP ile ilgili karalarına uyulmalı, gazeteciler serbest bırakılmalı ve ülkenin yarısından fazlasının terörist olarak görülmesinden vazgeçilmeli. Katılım sürecini yeniden rayına oturtmak için samimi bir istek görmeliyiz. Sadece kağıtlar, reformlar veya eylem planları istemediğimize dair sinyaller bekliyoruz. En başından beri söylediğim şeyi tekrar ediyorum, benim okuduğum tek belge mahkeme kararları. Ben sadece mahkeme kararlarına bakıyorum.

-Maalesef bu da Türkiye’deki mevcut siyasi sistemde, saraydaki tek bir odaya bağlı. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan samimi olarak değerlendirme süreciyle ilgili daha normal bir duruşa geri dönmek istiyorsa, bu bir hafta içinde yapılabilir. Ancak yeter ki samimi olsun.

Türkiye’den beklenenler

-Aslında Türkiye’den istediğimiz şey, iyi davranışlara geri dönmeleri. Erdoğan komşularına veya Avrupa ülkelerine hakaret etmemeli. Hiçbir AB yetkilisinden Erdoğan’a yönelik bir hakaret duyamazsınız. Ancak Erdoğan uzun yıllardır Avrupalı liderler ve ülkeler hakkında çok kötü şeyler söylüyor.

‘Kobani davasını kapatmalı’

-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymalı, HDP’li belediye başkanlarını görevlerini yapmaları için rahat bırakmalı, Kobani davasını kapatmalı, gazetecilere olan baskıyı sona erdirmeli, HDP’nin kapatılmasıyla ilgili olan prosedürü kapatmalı ve muhalifleri susturmak için küçük eleştiriler bulmaktan vazgeçmeli.