Antarktika, doğal insan yerleşimine sahip olmayan tek kıta olabilir, ancak araştırmacılar arasında gelişen bir “Antarktika aksanı” artık konuşuluyor. Çeşitli ülkelerden gelen bilim insanlarının kıtadaki izole yaşamı ve sürekli etkileşimi, dil üzerinde ölçülebilir değişikliklere neden oluyor.

Antarktika, doğal yerleşime sahip olmamasına rağmen, yılın belirli zamanlarında yaklaşık 5.000 kişiyi ağırlıyor. Bu yoğun etkileşimli ortam, araştırmacıların aksanlarında dikkat çekici değişiklikler oluşturuyor. Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, farklı ülkelerden gelen bilim insanlarının konuşma tarzları, uzun süre birlikte zaman geçirdikçe birbirine benzemeye başlıyor.

2019 yılında yapılan çalışmada, İngiltere, ABD, Almanya ve İzlanda’dan gelen 11 araştırmacının ses kayıtları her altı haftada bir analiz edildi. Araştırmacıların zamanla daha uzun ünlü sesler kullanmaya başladıkları gözlemlendi. Ayrıca, “ou” sesi gibi belirli seslerin ağızlarının ön kısmından çıkarıldığı tespit edildi. Bu değişiklikler, izole bir ortamda yoğun insan etkileşiminin dil üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor.

Araştırmanın baş yazarı Jonathan Harrington’a göre, bu aksan henüz algılanabilir bir düzeyde değil; ancak akustik olarak ölçülebilir bir fenomen. Harrington, Antarktika aksanının, katılımcıların kendi aksanlarının bir karışımı ve yeni bir yenilik olduğunu belirtiyor. Bu fenomen, dilin zamanla nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunuyor.

Meta, Trump’ın istediği gibi: Bütün ifade kısıtlamaları kalkıyor Meta, Trump’ın istediği gibi: Bütün ifade kısıtlamaları kalkıyor

Kıtada kısa bir süre içinde gelişen bu aksan, dil değişimlerinin tarihi süreçteki doğal evrimine kıyasla hızla gözlemlenebilir bir örnek sunuyor. Bu durum, özellikle dil bilimciler için eşsiz bir fırsat anlamına geliyor. Antarktika’nın ekstrem izolasyonu ve küçük insan grupları, dilin sosyokültürel ve fizyolojik yönlerinin nasıl etkilendiğini anlamak için bir laboratuvar işlevi görüyor.

Kaynak: Haber Merkezi