Tüketici Hakları Derneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) önünde Özel Halk Otobüsleri’nin (ÖHO) kamulaştırılması talebiyle açıklama yaptı. Tüm Emekliler Sendikası Altındağ Şube Yönetim Kurulu üyesi Selma Solmaz, “Özel halk otobüsü şoförleri biz arabaya binerken hep arkamızdan hakaret edici, bizi incitici, kırıcı sözler söylüyorlardı. Biz sadece ÖHO’larla gelebiliyoruz. Belediye otobüsüne gitmemiz için yürümemiz gerekiyor. O yürüdüğümüz yolda da biz zaten dizlerimizden rahatsızız. Zaten yürüyemediğimiz için otobüse biniyoruz. Bizim imkânımız olsa, kendi özel arabamızla her yere gideriz. İmkânımız olmadığı için biz devlete sığınıyoruz. Devletin bize yardım etmesi lazım. Bu özel halk otobüslerini kamulaştırsın ve bize devlet imkanını sunsun” dedi.

Tüketici Hakları Derneği, bugün ABB önünde ÖHO’ların kamulaştırılması için basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Tüketici Hakları Derneği üyeleri, emekli ve 65 yaş üstü yurttaşlar, gençler katıldı. Basın açıklamasını okuyan Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, şöyle konuştu:

“Ankara'da ulaşım sistemi mevcut haliyle bir kamu hizmeti değil, kar odaklı bir alan haline gelmiştir”

“Ankara'da ulaşım sorunu geçtiğimiz haftalarda, özel halk otobüsleri şoförlerinin 65 yaş üstü ve ücretsiz geçiş hakkı olan yolcuları taşımak istememesi, otobüse almaması üzerine yeniden tartışılmaya başlandı. Ankara'nın sorunları konuşulmaya başlandığında ulaşım sorunu ilk sıralarda gelmektedir. Ankara'da ulaşım hem karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle sürekli olarak Kızılay aktarmalı gerçekleşme durumunda kalmaktadır. Hem de vatandaşın cebine ciddi bir yük oluşturacak şekilde pahalıdır. Benzer sorunlar diğer kentlerimizde de yaşanmaktadır.

Bu sorunun nedeni olarak maaliyet artışı gösterilmekte ve mevcut belediye yönetimi de aynı nedeni ileri sürmektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi seçildiği günden bugüne üç defa zam yapmıştır. Ulaşımın temel girdilerinin maliyeti her geçen gün artmaktadır. Benzin ve mazot fiyatları iktidarın vergi politikalarının da etkisiyle sürekli yükselmektedir. Ancak, Ankara'nın ulaşım sorununda vatandaşın aleyhine olan adımların atılmasının tek nedeni bu değildir. Ankara'da şehir içi ulaşım sisteminde özel halk otobüsleri denilen ve kamu hizmetinden ziyade kar odaklı bir şekilde hareket eden ulaşım araçlarının ciddi bir ağırlığı vardır. Yani, Ankara'da ulaşım sistemi mevcut haliyle bir kamu hizmeti değil, kar odaklı bir alan haline gelmiştir.

“Özel Halk Otobüsleri başta olmak üzere, tüm ülkede şehir içi ulaşım sistemi kamulaştırılmalıdır”

Ankara'da dolmuşların da içinde yer aldığı 2932 özel toplu ulaşım aracı en yoğun hatlarda çalışırken, EGO otobüsleri en düşük yoğunluğa sahip hatlarda çalışmaktadır. Bu durum da yurttaşların ulaşıma ödediği ücretler üzerinden büyük bir rant alanı yaratmaktadır. Buna rağmen, Ankara Büyükşehir Belediyesi ‘Gelir Desteği’ adı altında özel halk otobüslerine kaynak aktarmaktadır. Halbuki, kamusal bir hak olarak ele alınması gereken ulaşımın tamamı Belediyeye ait olsa, ortaya çıkan kaynaklar fahiş karlar haline gelmek yerine ulaşım hakkını daha nitelikli hale getirmek için kullanılsa bu sorunların önemli bir kısmı çok daha kolay çözülebilecektir.

Tam da bu yüzden diyoruz ki; özel halk otobüsleri başta olmak üzere, tüm ülkede şehir içi ulaşım sistemi kamulaştırılmalıdır. Zaten, son süreçte yaşanan karşılıklı açıklamalarla devam eden görüş ayrılıklarında da bu durum dile getirilmiştir. Bizler, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bu fırsatı değerlendirmesini, ulaşımın kamulaştırılması gerektiğini Ankaralı yurttaşlar, yolcular olarak söylüyoruz ve istiyoruz. Aynı şekilde, benzeri sorunların yaşandığı diğer tüm kentlerde şehir içi ulaşımın kamulaştırılması konusunda belediye yönetimlerine çağrıda bulunuyoruz.

Tüm Emekliler Sendikası Altındağ Şube Yönetim Kurulu üyesi Selma Solmaz, şunları söyledi:

 “Bu konuda Mansur Yavaş’a çok teşekkür ediyoruz. Mansur Yavaş, bu konuda halkın yanında. Özel halk otobüsü şoförleri biz arabaya binerken hep arkamızdan hakaret edici, bizi incitici, kırıcı sözler söylüyorlardı. Bizim çevremizde sadece ÖHO’larla gelebiliyoruz. Belediye otobüsüne gitmemiz için baya bir yol yürümemiz gerekiyor. O yürüdüğümüz yolda da biz zaten dizlerimizden rahatsızız. Zaten yürüyemediğimiz için otobüse biniyoruz. Bizim imkânımız olsa, kendi özel arabamızla her yere gideriz. İmkânımız olmadığı için biz devlete sığınıyoruz. Devletin bize yardım etmesi lazım. Bu özel halk otobüslerini kamulaştırsın ve bize devlet imkanını sunsun.

“65 yaş kartı değil emeklilik kartı yapılsın”

65 yaş kartı değil de emeklilik kartı yapılsın. Kaç tane arkadaşım babalarından, eşlerinden aylık alıyorlar. Bedava kartları ve imkanları olmadığı için Pursaklar’dan 15 kişi buraya gelemedi. Bizim sendika üyemiz o 15 kişi. Buna emeklilik kartı yapılsın. 60-65 yaş kartı değil.”

Tüm Emekliler Sendikası Altındağ Şube Başkanı Murtaza Ak, şöyle konuştu:

“İnsanlar işkence çekiyor hayatlarında mutsuzlar. Nasıl mutsuz oluyorlar? Ben 15 lira ödüyorum otobüse bindiğim zaman. Ama bir halk otobüsü sahibi yolcu başına belediyeden 1 dolar para alıyor belediyeden. Biz bu belediyenin bütçesini, gelirlerini korumak istiyoruz. Bu belediye, bizim belediyemiz. Halkın belediyesi. Hiç kimse benim hakkımı buradan soyguncuya, hırsıza, çapulcuya veremez. Maliyetlerin 19-20 lira olduğunu biliyoruz. 27,5 lirayı neden alıyor bu arkadaşlar? Bir de üstüne eylem yapıyorlar. Bu sözleşmelerin iptal edilip kamulaştırma yapılması lazım. Toplu taşıma kamulaştırılmalıdır. Tıpkı sosyal devlet anlayışında olduğu gibi. Sosyal devlette eğitim ve sağlık ücretsiz olur. Oysa bizim ülkemizde ticaretin, özel sektörün, vahşi kapitalizmin ‘şefkatli’ kollarına halkımızı teslim etmiş oluyoruz. Yazık oluyor. Gelecek kuşakları batırıyoruz, ülkemizi mahvediyoruz. Ahlakı bozuyoruz. Ahlak bozulunca bir daha geri gelmez.”

Tüketici Hakları Derneği üyesi Celal Karaaslan bir yurttaş şunları söyledi:

“Sıkıntı özelleştirmelerden kaynaklanıyor”

“Türkiye’de bu sıkıntılar hala devam ediyor. Sadece bu Özel Halk Otobüsü işletmeciliği falan değil. Sıkıntı özelleştirmelerden kaynaklanıyor. Küresel sermaye, buradaki iş birlikçileriyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin elindeki varlıkların alınması. Sıkıntı hep burada. Bir otobüs kaç para? Öğrenci kaç para. 7.5 TL. Asgari ücret 11 bin 402 TL iken bir asgari ücretli çocuğunu nasıl okula gönderecek? Çocuğunun çantasına ne koyacak? Mümkün değil. Türkiye’de ulaşımın ücretsiz olması lazım. Köprüler, otoyollar, tüneller, hastaneler peşkeş çekilirken, sermayeye dolar üzerinden para var. Ama memuruna, öğrencisine, halkına para yok. Siyasal iktidarın, küresel sermayenin maşası olduğunu inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti tehlikede bunu görmüyorlar. Bu tehlikeyi herkes biliyor. Bu iktidarla bir yere gidilmez. Bunlardan iktidar da olmaz. Bunlar sadece küresel sermayenin, ABD’nin, İngiltere’nin, Avrupa’nın uşaklığından başka bir şey yapmıyorlar.”

Tüketici Hakları Derneği Çankaya Şube Başkanı Şirzad Mugan, şöyle konuştu:

“Halk otobüsleri kamulaştırılmalıdır”

“Halk otobüslerinin işletmecileri ve şoförleri bir eğitime tabii tutulmalıdır. Otobüs duraklarında yaşlı birini gördüğü zaman tam tersi durması gerekirken bu yaşlı insanların binmemesi için durmuyorlar. Durdukları zaman da suratları, söylenmeleri olsun hakaretvari kelimeler kullanıyorlar. Birçoğuyla tartıştım. Bu işi severek yapmıyorsanız, bu işten karınız ve kazancınız yoksa kazanmıyorsanız bu işi bırakacaksınız. Devlet, 65 yaş üstüne bu hakkı verdiyse herkes bu yasaya tabii olmak zorundadır. Bu nedenle halk otobüsleri kamulaştırılmalıdır. Kamu yararına çalıştırılmalıdır. Ticaret amaçlı olmaktan çıkarılmalıdır.”

Editör: Selim Ercan