Özel Haber: Deniz Dalgıç

Akaryakıt fiyatlarına üst üste gelen zamların ardından Ankara’daki özel halk otobüslerinin maliyetleri arttı. Ankara Özel Halk Otobüsçüleri (ÖHO) Esnaf Odası Başkanı Ercan Soydaş, bir kişinin otobüse biniş maliyetinin 16,5 liraya yükseldiğini belirterek, “Akaryakıt bizim en büyük gider kalemimiz olduğu için direkt etkiliyor. Ulaşıma zam beklentimiz var. Çünkü dolarda artış olduğu zaman her şeye zam geliyor. Sadece yolculuk gelirleriyle giderlerini karşılayan bir sektörüz. Dolayısıyla araçların yürütülmesi biraz zor. Sadece akaryakıta gelen zamlar değil, yedek parça, trafik sigortası, bakım, amortisman, personel giderleri başta olmak üzere her şeyin fiyatı arttı. Ulaşım ücretlerinin arttırılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Tam biniş ücretinin 9 lira 50 kuruş, indirimli ücretin ise 4 lira 75 kuruş olduğunu söyleyen Soydaş, “Bir otobüs günde ortalama 800 ila bin kişiyi taşıyor. Her binen yolcudan 9,5 lira alındığı düşünüyor ama aktarma ve abonmanlarla birlikte bir biniş 4,5 lirayı geçmiyor. Ankara'daki bir otobüsün günlük aldığı yakıt 3 bin ila 3 bin 500 lira, nöbetçi otobüsün aldığı yakıt ise 3 bin 550 lira ile 4 bin lirayı buluyor. Gelirle gider dengesini bir türlü sağlayamıyoruz” diye konuştu. Soydaş, abonman, ücretsiz ve indirimli biniş uygulamalarının yolculuk gelirini düşüren etkenler olduğuna dikkat çekerek, “16,5 lira civarında bir maliyet var. Ancak abonmanı hesapladığımızda bir biniş 2 lira 40 kuruşa denk geliyor. Dolayısıyla halk otobüslerinin bu maliyetler ve bu rakamlarla işlerini sürdürülebilmesi zor. Belediyeler kamu kaynağı kullandığı için bu durumu bir şekilde sübvanse ediyorlar. Ama özel sektör bu yükü kaldıramıyor” ifadelerini kullandı.

Ankara ÖHO Başkanı Soydaş, ELİPS HABER’e halk otobüslerinin maliyet artışlarını anlattı. Soydaş’a sorduğumuz sorular ve yanıtları şu şekilde:

“Bir kişinin biniş maliyeti 16,5 liraya yükseldi”

Akaryakıta gelen zamlar halk otobüslerini nasıl etkiledi?

Şu anda bir kişinin biniş maliyeti 16,5 lira civarına yükseldi. Akaryakıt bizim en büyük gider kalemimiz olduğu için direkt etkiliyor. Ulaşıma zam beklentimiz var. Çünkü dolarda artış olduğu zaman her şeye zam geliyor. Kamu hizmeti yaptığınız için işin sürdürülebilirliği açısından hayatın olağan akışına göre ulaşıma zam yapılması beklentimiz var. Çünkü sadece yolculuk gelirleriyle giderlerini karşılayan bir sektörüz. Dolayısıyla araçların yürütülmesi biraz zor. Sadece akaryakıta gelen zamlar değil, yedek parça, trafik sigortası, bakım, amortisman, personel giderleri başta olmak üzere her şeyin fiyatı arttı. Dolayısıyla bu maliyetlerin ulaşıma yansıtılarak, ulaşım ücretlerinin arttırılması gerektiğini düşünüyoruz.

5 Ekim spot piyasada doğal gaz fiyatları belli oldu 5 Ekim spot piyasada doğal gaz fiyatları belli oldu

“Özel sektör bu yükü kaldıramıyor: Maliyetler ulaşım ücretlerine yansıtılmalı”

Ne kadar zam gelecek?

Makul ölçülerde vatandaşlarımızı çok sıkıntıya sokmayacak şekilde zam gelecek. Ankara’da bildiğiniz gibi aktarmalar, indirimli binişler ve abonman uygulaması var. Bu uygulamalar yolculuk gelirini düşüren etkenler olarak karşımıza çıkıyor. 16,5 lira civarında bir maliyet var. Ancak abonmanı hesapladığımızda bir biniş 2 lira 40 kuruşa denk geliyordu. Dolayısıyla halk otobüslerinin bu maliyetler ve bu rakamlarla işlerini sürdürülebilmesi zor. Belediyeler kamu kaynağı kullandığı için bu durumu bir şekilde sübvanse ediyorlar ama özel sektör bu yükü kaldıramıyor. Hiçbir özel sektörde olmayan ücretsiz taşıma uygulaması var. Artan maliyetlere ücretsiz taşımanın maliyeti de eklendiği zaman yürütülmesi zor bir sektör oldu. Toplu taşıma artık belediyeler açısından da sürdürülmekte zorlaştı. Bu gerçekten maliyetler çok yüksek. Asgari ücrete yeniden zam gelecek. Biz bu zammı personellere aynı oranda yansıtmak zorundayız. Bunların sosyal hakları var. Ciddi bir yük biniyor. Dolayısıyla ulaşım ücretlerine de yansıtılması gerektiğini düşünüyoruz.

“Gelirle gider dengesini sağlayamıyoruz”

Şu an bir tam biniş ücreti 9 lira 50 kuruş, indirimli 4 lira 75 kuruş. Bir otobüs günde ortalama 800 ila bin kişiyi taşıyor ama aktarma ve abonmanlarla birlikte biniş ortalaması 4 lira 50 kuruşa ya da 4 lira 75 kuruşa denk geliyor. Her binen yolcudan 9,5 lira alındığı düşünüyor ama aktarma ve abonmanları eklediğiniz zaman bir biniş 4,5 lirayı geçmiyor. Zaten Ankara'daki bir otobüsün günlük aldığı yakıt 3 bin ila 3 bin 500 lira. Nöbetçi otobüs ise 3 bin 550 lira ile 4 bin lirayı buluyor. Gelirle gider dengesini bir türlü sağlayamıyoruz.  

“Zam istediğiniz zaman ciddi tepki alıyoruz”

Maliyet artışlarından dolayı halk otobüsleri Ankara’da kontak kapatmıştı. Yeniden aynı durum olur mu?

Kimse bile isteye işinden vazgeçmek istemez. İnsanlar araçlarına yakıt alamadığı için çalışamadılar. Böyle bir sorun yaşadık. Bir de Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ücretsiz taşımaya verdiği bir destek vardı. Belediye ilave gelir desteği verdi. O esnafımızı biraz ayakta tuttu. Biz kendi ücretini kendi belirleyemeyen tek özel sektörüz. Dolayısıyla biz belediyelere bağlı ve onların denetiminin, kontrolünün ve belirleyici kararlarıyla hareket edebilen bir sektörüz. Bu sektörün korunması lazım. Zam istediğiniz zaman ciddi tepki alıyoruz. Biz de diyoruz ki herkes nasıl gelirine, maaşına zam istiyorsa bizim de bu doğal hakkımız. Çünkü bizim geçim kaynağımız bu. Kimse de bunca yıllık çalıştırdığı, emek harcadığı iş yerini kaybetmek istemez. Dolayısıyla bu sektörde ayakta durmak istiyoruz.

“Akaryakıtta ÖTV muafiyeti getirilsin”

İstekleriniz oldu mu?

Hükümet kanadından akaryakıtta ÖTV muafiyeti istedik. Bunu isterken ‘Türkiye'de tek ücretsiz hizmet yapan özel sektör biziz. Bir istisna olmalı’ dedik. Ücretsiz taşımayla ilgili hükümet kanadından taleplerimiz oldu. Kişi başına ya da en az bir asgari ücret tutarında ödeme yapmalarını istedik. Çünkü ücretsiz taşıma yüzde 35’lere ulaştı. Bu ciddi bir maliyet demek. Türkiye'de hiçbir özel sektöre ücretsiz hizmet yaptırılmıyor biliyorsunuz. Hiçbir özel sektörde ücretsiz hizmet yapmak istemez. Ama bizim işimizin doğasında bu var. Biz de esnaflarımıza bu konuda hakkı ödensin istiyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nin ücretsiz binişler için verdiği bir destek vardı. Onun devamı yönünde esnaflarımızın bir beklentisi var. Öyle olursa ücretsiz binen vatandaşlarımız da, belediye de, esnafımız da mutlu oluyor ve şikâyetler bitiyor. Güzel bir uygulamaydı. İnşallah Büyükşehir Belediye Başkanı'mız bu uygulamyı devam ettirir.

“Ücretsiz binişler suiistimal ediliyor”

Talepleriniz karşılandı mı ?

Bir önceki Hazine Bakanımız şöyle bir sıkıntı iletti bize; ‘Size verildiği zaman bunu bütün sektörler yani diğer ticari araçlar, işte uzun yol otobüsleri, kamyonlar istiyor. Bunun altından kalkamayız’ dedi. Onun dışında gelir desteğinde bir yıl içerisinde yüzde 200’ün üzerinde bir artış yapıldı ama bu 2 günlük ücretsiz taşımayı ancak karşılıyor. Ayın geri kalan 28 gününde esnaflarımız kendi imkânlarıyla bu işi sürdürüyorlar. Dolayısıyla esnafın hakkının verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda taleplerimizi ilettik. Ayrıca ücretsiz binişlerde inanılmaz bir suiistimal oluştu. Bu durum farklı illerde de Ankara’da da yaşanıyor. Bir yaşlımız bir günde 30’un üzerinde biniş yapıyor. Türkiye’de verilen bireysel haklar kolay kolay geri alınamadığı için “Bu suiistimal edilmesin. Bir saat ya da biniş kotası koyalım” istiyoruz. Bir de engelli vatandaşlarımızın topluma kazandırılması ve araçlardan ücretsiz faydalanması konusunda bir düzenleme yapılmıştı. Ama bakıyoruz ki artık hastalara da yüzde 40 veriliyor. Yüzde 40 raporu alan herkes bu imkândan faydalanıyor. Bu sefer iş amacını aştı. Burada da engelli ve hasta ayrımının yapılmasını, sadece engelli vatandaşlarımızın bu hakkı kullanmalarını istedik. Cumhurbaşkanımız yeni ticari araç alımlarında ÖTV alınmayacağının müjdesini vermişti. Biz de, ‘ÖTV zaten yüzde 1 ve bizi bizi kapsamıyor. KDV muafiyeti olsun’ dedik. Bakan Nebati Bey ‘Tamam’ demişti ama şimdi nasıl bir düzenleme yapılacağını takip edeceğiz. Bu gittikçe büyüyen bir sektör. Çünkü belediyelere çok büyük maliyet getirdiği için genelde belediyeler toplu taşımayı özelleştiriyorlar. Dolayısıyla istihdam ve ekonomiye önemli katkılar sağlayan bir sektörüz. Çalışan her araçta iki personel çalışıyor. Tamirini yapanlar, akaryakıt aldığımız istasyonlar, araç yıkayanlarla birlikte ciddi katma değer sağlayan bir sektörüz ve ayakta tutulması gerektiğini düşünüyoruz.

Editör: Deniz Dalgıç