Özel Haber: Deniz Dalgıç
Ankara’nın altyapı sorunu her geçen gün artmaya devam ediyor. Her yağışın ardından Ankara'da cadde ve sokaklar göle dönerken, ev ve iş yerlerini su basıyor. Vatandaşlar, sürücüler zor anlar yaşıyor. Çankaya Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tunçer, küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan iklim değişikliğinin ani ve şiddetli yağışları beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, “Ankara'da altyapı sorunları var. Ankara'da suyun akacak yeri kalmadı. Ankara'ya yağan ani yağmurlar hemen sele dönüşüyor. Çünkü yerin altına gidecek toprak çok az. Her yer betonla kaplandı” dedi. ‘Ekolojik felaket’ yaşandığını söyleyen Tunçer, “Bu sorunları görmeye devam edeceğiz. Daha da artabilir. Hatta kuraklık dönemleri olacaktır. Son 25-30 gündür yağan yağmurlar çok önemli bir nimet. Bunu depolarda biriktirmek gerekiyor. Kanalizasyona akıtılmaması ve ayrı yerlerde toplanması gerekir. İleride yine seller olacaktır” diye konuştu.
Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, ELİPS HABER’e Ankara’nın altyapı sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu. Tunçer’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şu şekilde:
“Suyun gidecek yeri kalmadı: Her yer betonla kaplandı”
Son yıllarda Ankara'da her yağışın ardından sel, su baskını yaşanmasının nedeni nedir?
Birinci nedeni, iklim değişikliği var. Küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan iklim değişikliği çok ani yağışlar ve çok şiddetli yağışlar getiriyor. Arkasından çok büyük kuraklıklar dönemi getiriyor. Bu nedenle bütün dünyada seller, hortumlar, fırtınalar arttı. Bu önemli bir etken.
İkincisi, Ankara'da altyapı sorunları var. Bir kere Ankara'da suyun akacak bir yeri kalmadı. Ankara'ya yağan ani yağmurlar hemen sele dönüşüyor. Çünkü yerin altına gidecek toprak çok az. Her yer betonla kaplandı.
“Derelerin üstü kapatıldı: Ekolojik felaket yaşıyoruz”
Bir diğer neden, bütün derelerin üstünü kapatıp yol yaptık. Eskiden suyun doğal bir akışı vardı. Yağan yağmur suları derelere giderdi. Ankara'da, İncesu, Kirazlıdere gibi 25’ten fazla derenin üstü kapatıldı. Derelerin üstü kapanınca yağan sular yola gidiyor. Rögar kapakları yetmiyor. Derelerin üstünü kapatıp vadileri yok edince; ağaçları, ormanları kesince bir ‘ekolojik felaket’ yaşıyoruz. Bu Ankara'da önemli bir altyapı sorunudur. Kanalizasyona ani yağışlarla su gidemiyor, yetmiyor.
“Yağmurun kanalizasyona karışması doğru değil”
Bu yağışların nasıl depolanması gerekiyor?
Yağan yağmurun kanalizasyona karışması doğru bir şey değil. Çünkü temiz su yağıyor. Biz bu temiz suyu kanalizasyona karıştırıyoruz. Bunun ayrı toplanması gerekir. Normal kanalizasyon hattının yanına yolların kenarına yağmur yağdığı zaman ayrı bir drenaj hattı koyup, bunu toplayıp bir yerlerde depolamak ve kullanmak mümkün.
Ben evime 4 tane 600 litrelik depo aldım. Çatıdan akan boruları buraya bağladım. Her yağmurda ağzına kadar doluyor. Ben her yağmurda 2 ton su tasarrufu ediyorum. Bu suları bahçe sulamada kullanıyorum. Temiz suyu toplamak ve biriktirmek gerekiyor.
“Altyapı konusunda ihmali var”
Belediyenin bu konuda çalışmaları var mı?
Altyapı konusunda yılların ihmali var. Yağmur suyu kolektörü, drenaj hatları şartları birçok yerde yapıldı. Ama alt ve geçit üst geçitleri sürekli su basar. Hatta can kayıpları yaşandı. Alt geçitlerin drenajı ve ani yağışlarda su birikmesinin önüne geçilmemesi çok önemli bir sorun. Ben şaka yollu Ankara'da arabalara işte şişme, bot, lastik, şişme, bot, can yeleği, zorunluluğu getirilmesi gerektiğini söylüyorum. Bu bir espri ama gerçek payı da var. Yağmur yağıyor, yol tıkanıyor. Alt geçittesiniz. Bir anda her taraftan su akmaya başlıyor ve 10 dakika içerisinde orası doluyor. Bunu dikkate alan altyapı projelerinin yapılması lazım. Belediyemiz bazı derelerin üstünü açmaya çalışıyor. Bu dereleri yeniden hayata kazandırmaya çalışıyor. Birtakım projeler yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Tabii bu paraya da dayalı bir durum. Hem mühendislik projesi yapmak hem de büyük altyapı projelerine para bulmak gerekiyor. Devletin bu konuya el atması gerekir.
“Havza bazında yeniden planlama yapılmalı”
Bazı derelerin yeniden açılmaya çalışıldığından bahsettiniz. Bu mümkün mü? Dereler yeniden kazandırılabilir mi?
Evet, derelerin üstü yeniden açılabilir. Hepsini açmak mümkün değil ama mesela İncesu, Kirazlıdere gibi bazı önemli derelerin üzeri son yıllarda kapatılmış. Bu dereleri havza bazında; Yukarı havzadan başlayarak ele almak ve planlamak gerekir. Sel gelen noktalar saptanır. Bunu Devlet Su İşleri çok iyi bilir. Devlet Su İşleri ani yağışlarda bu alanlara sel gelmemesi ve aşağıyı basmaması için bir takım sel kapanları, kanallar, küçük barajlar, setler yapar. Yukarı havzada önlem almak gerekir. Biz planlamada bunu yapıyoruz. Havza bazında planlama 1/25.000 ölçekten başlayarak alt ölçeklere kadar inen ve bütün bu vadilerin, derelerin, akarsuların ‘yeşil-mavi altyapı’ şeklinde düzenleme yapılabilir.
“Taşkınlar bulaşıcı hastalıklara neden olabilir”
Yaşanan sel ve su baskınları sağlık sorunlarına yol açıyor mu?
Evet tabii ki sağlık sorunlarına yol açıyor. Rögarlardan yüzeye fıskiye gibi kanalizasyon çıkıyor. Kanalizasyon demek atık su, pis su, lağım suyu demektir. Yüzeye çıkınca yağmur suyuyla karışıyor ama bu her türlü hastalığı taşıyan bir pis sudur. Dolayısıyla insanların bunun içinde yürümeleri, bunun için de hayatlarını kurtarmaya çalışmaları her ne kadar dikkat etseler de kolera, tifo gibi bir takım bulaşıcı hastalıklara neden olabilir. Özellikle koleraya ya da bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir.
“Altyapı sorunları artabilir: Yine seller olacaktır”
Altyapı sorunları yaşanmaya devam edecek mi?
Evet, bu sorunları görmeye devam edeceğiz. Daha da artabilir. Hatta kuraklık dönemleri olacaktır. Son 25-30 gündür yağan yağmurlar çok önemli bir nimet. Bunu depolarda biriktirmek gerekiyor. Kanalizasyona akıtılmaması ve ayrı yerlerde toplanması gerekir. İleride yine seller olacaktır.
Ankara’nın Sıhhıye, Kızılay, Mamak gibi en çok sel alan noktalarının yeniden projelendirilmesi, alt geçitlerde, çukur noktalarda altyapının tekrar yapılması gerekir. Ankara bir çanak olduğu için bahsettiğim yerlerde hava kirliliği de fazla oluyor. Bu alanlarda acil önlem projeleri yapılabilir. Yağışı dikkate alan projeler yapılmalı. Yağmur suyu toplama depoları yapılmalı. Mesela bu yağmur suyu park ve bahçe sulamalarında kullanılabilir.
Bu sorunlar sadece Ankara'da değil, İstanbul, İzmir, Samsun gibi bir birçok kentte yaşanıyor. Geçtiğimiz aylarda deprem bölgelerinde oldu. Bu sadece belediyelere bırakılamayacak ulusal bazda ele alınması gereken önemli bir konudur.