Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklarla bulundukları cezaevinden videokonferans yöntemiyle bağlantı kuruldu, taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı katılan beyanlarının bir önceki celse alındığını belirterek, beyanda bulunmayan sanık Erman Ekici'nin avukatının duruşmalara katılamayacağını bildiren mazeret dilekçesini tekrar mahkemeye gönderdiğini söyledi.
Dilekçenin kabul edilip edilemeyeceği konusunda Mahkeme Başkanı tarafından görüşü sorulan savcı, Erman Ekici'nin avukatının mazeret dilekçesinin reddedilerek barodan yeni avukat atanmasını talep etti.
Ara karar kuran mahkeme heyeti, Erman Ekici'nin avukatının mazeret dilekçesini reddetti, duruşmanın karar aşamasında olması sebebiyle Ekici'ye barodan yeni avukat atanması hususunda müzekkere yazılmasına karar verdi.
Duruşmada daha sonra katılanların beyanları alındı.
Öğretmen Mehmet Murat Akçalı, "Arkadaşımla dinlenmek için oturduk ve bomba patladı. Vücudumda 20 şarapnel parçası var. Hiç tanımadığım insanlar öldü, bana siper oldular." dedi. Hastaneye pankartlarla taşındıklarını, şans eseri hayatta kaldıklarını söyleyen Akçalı, "Biz oraya bu ülkede kimse ölmesin diye gittik. Ben öğrencilerime kimsenin yaptığı yanına kar kalmadı demek istiyorum. Hukuk devleti gereğini yaptı demek istiyorum." diye konuştu.
Katılan Cevat Aktaş ise adaletin tecelli etmesini görmeye geldiklerini belirterek, "Biz adalete giden yolda artık vicdanınıza seslenmek istiyorum. Biz burada adalete giden yolda adım atacak mıyız?" ifadesini kullandı.
Katılan diğer aileler ve taraflar da katliamın suçlusu ve sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Sanıkların son savunmaları alınıyor
Mahkeme Başkanı, katılan beyanlarının ardından son savunmalarını yapmak üzere sanık ve avukatlarına söz verdi.
Sanık avukatları, müvekkillerinin beyanlarına katıldıklarını belirterek, beraatlerini talep etti.
Sanık Hakan Şahin, önceki duruşmalarda defalarca olayla alakasının olmadığını anlattığını ve buna yönelik delilleri mahkemeye sunduğunu, suçlamaları kabul etmediğini öne sürdü.
Sanık Resul Demir, arkadaşı Halil Durgun yüzünden dosyaya dahil olduğunu iddia ederek, "Polis evime geldiğinde Halil'in telefonunun evimde sinyal verdiğini söyleyip arama yaptı. Olayla bir ilgim olmadığını söyledim. Halil başka bir mevzu yüzünden telefonunu benim evimde bırakmıştı. Polisler Halil'in Ankara garını patlattığını söylediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum." şeklinde savunma yaptı.
Sanık Halil İbrahim Alçay ise savunmasında, sahte belgeler oluşturulduğunu, gerçek suçluların serbest bırakıldığını, suçsuzların yargılandığını iddia ederek beraat talebinde bulundu.
Sanık Hacı Ali Durmaz'ın savunması sırasında kullandığı, "Bizim Müslümanlığımız şov değildir." cümlesi üzerine duruşma salonundaki izleyiciler sanığa tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, izleyicileri sessiz olmaları konusunda uyardı. Katılan tarafın tepki göstermekte haklı olduğunu belirten mahkeme başkanı, sanığa da savunmasını dosya kapsamının dışına çıkmayacak şekilde yapması konusunda uyarıda bulundu.
Beyanların alınmasının ardından, Mahkeme Başkanı, sanık Erman Ekici için atanan Ankara Barosu avukatının salonda hazır bulunmaması sebebiyle duruşmaya ara verdi. Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.