DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, 103 kişinin hayatını kaybettiği Ankara Tren Garı katliamı davasına bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada avukatların sunduğu dilekçe ile katliam öncesinde iki canlı bombayı Ankara'ya getiren araca eskortluk yapan IŞİD üyesi Yakub Şahin'in telefonlarının katliamdan 3 gün önce Emniyet tarafından dinlendiği ve fiziki olarak takip edildiği ortaya çıktı.
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı Meydanı'nda Emek, Barış ve Demokrasi mitingi için bir araya gelenleri hedef alan terör saldırısı sonucunda Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarından biri yaşanmıştı. 103 kişinin hayatını kaybettiği, 500'den fazla devam kişinin yaralandığı katliamda, kamu görevlilerinin ihmali sıkça gündeme geldi.
Katliamdan 11 gün önce amonyum nitrat almaya çalıştı
İşte o ihmale ilişkin 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, önemli bir belgeye daha ulaştı. O belge ise katliamdan 11 gün önce Gaziantep'in Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden patlayıcının etkisini artırmak için kullanılan amonyum nitrat gübre almaya çalışırken ihbar edilen, polis tarafından kimliği tespit edilmesine karşın gözaltına alınmayan Yakub Şahin'e ilişkin oldu.
Yakup Şahin, katliamda IŞİD üyesi Yunus Emre Alagöz ve yanındaki yabancı uyruklu IŞİD üyesini Ankara'ya getiren araca da eskortluk yapmıştı.
Polis katliamdan üç gün önce dinliyormuş
Yakup Şahin'in, bombacıları Ankara'ya getirirken polis tarafından teknik takip kapsamında altında izlendiği anlaşıldı. Gar davası avukatlarının ulaştığı belgelere göre, Nizip'teki gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığının ihbar edilmesi üzerine Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, Ekim 2015'te Yakub Şahin hakkında işlem başlattı.
Nizip Emniyet Müdürlüğü'nün yazısı üzerine, Gaziantep İstihbarat Şube Müdürlüğü, 1 Ekim 2015 tarihinde Yakup Şahin ile ilgili bilgileri Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na bildirdi.
Beş gün önce telefon dinleme talebi
Aynı zamanda Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından katliamdan 5 gün önce yani, 5 Ekim 2015 tarihinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Yakub Şahin ile ilgili iletişime müdahale tedbir kararı talep edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi de 7 Ekim 2015 tarihinde Yakup Şahin hakkında iletişime müdahale kararı alındı. Yani katliamdan 3 gün önce, bombacılara eskortluk yapan Yakup Şahin'in hem telefonları dinleniyor hem de fiziki olarak izleniyordu.
Avukat Ünüvar: Katliam polis takibi altında yapıldı
Gar davasının bugün yapılan duruşmasında söz alan müşteki avukatlarından Erkan Ünüvar, mahkemeye dilekçe vererek, Yakub Şahin ile ilgili iletişime müdahale tedbir kararı ile bu karara dayanak olan tüm soruşturma evrakının istenmesini talep etti. Dilekçede, "Buna göre Yakub Şahin katliam öncesinde emniyet tarafından telefonlarının dinlendiği, buna rağmen katliamla ilgili faaliyetlerine devam ettiği ve sonuçta 10 Ekim 2015 tarihinde de katliamın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bunun anlamı ise gayet açıktır. Katliam faillerinden Yakub Şahin polis takibi altında bu katliamı gerçekleştirmiş ve Emniyet bunu izlemekle yetinmiştir" denildi.
"Bu gerçek yıllardır saklanıyormuş"
Dilekçede, Şahin'in polisin teknik takibi altında katliamı gerçekleştirdiği gerçeğinin, "esasen katliamın hemen ertesinde gerek Emniyet, gerek yargı makamları, gerekse hükümet yetkilileri tarafından bilinmesine rağmen bugüne kadar elbirliğiyle ve büyük bir titizlikle gizlendiği" vurgulandı.
Telefonları dinlenen diğer üç IŞİD'li kim?
Dilekçede ayrıca Yakub Şahin'in yanı sıra o dönem katliamdan önce telefonları dinlenen üç IŞİD üyesi daha olduğunu ancak 8 yıldır bunların isimlerinin saklandığı ifade edildi. Avukatlar, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılarak bu üç IŞİD üyesinin isimlerinin sorulmasını talep etti.
Diğer yandan bombacıların içinde bulunduğu aracı kullanan IŞİD üyesi Halil İbrahim Durgun ile bu araca eskortluk yapan Yakub Şahin'in 9-10 Ekim günlerinde kullandıkları bir günlük telefonun katliamdan sonra 14 Ekim'de Emniyet tarafından kolayca tespit edildiğine işaret edildi. Dilekçede, "Bu durum bu sanıkların telefonlarının ve iletişimlerinin katliam öncesinde de kontrol altında olduğu izlenimi doğurmaktadır" denildi.
MİT ve Emniyet İstihbarat'tan talep
Bu katliam faillerin istihbari takip altında olduğuna işaret edilen dilekçede, ayrıca Gaziantep'ten gelen dava dosyalarının katliam sanıklarının 2012'den beri adım adım izlendiği kaydedildi. Avukatlar bu nedenle MİT, Emniyet İstihbarat ve Jandarma İstihbarat'a yazı yazılarak Şahin ve Durgun'un tüm istihbarat raporlarının dosyaya getirilmesini istedi.
10 Ekim davası avukatlarından Senem Doğanoğlu, bu belgelerin kamu görevlilerinin katliamdaki sorumluluğunun bir kez daha tartışılmasına neden olacağını belirterek, "Bu nedenle ihbar dosyasındaki yazışmalar kamu görevlilerinin sorumluluğunun tartışılmasını gündeme getireceği için ısrarla saklandı. Şimdi bir gerçeğin katliamdan 8 yıl sonra apaçık bir biçimde ortaya çıkmasını sağlamıştır" dedi.
İhmale soruşturma izni çıkmadı
Öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın, Yakub Şahin'in katliamdan 11 gün önce Nizip'te amonyum nitrat almaya çalışmasına karşın yakalanmamasına ilişkin yapılan şikayetle ilgili soruşturma izni vermediği de anlaşıldı. Bu kapsamda yürütülen idari soruşturma sonucunda hazırlanan ön inceleme raporu mahkeme dosyasına girdi. 29 Aralık 2023 tarihli raporda, kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi kararı çıktı. Raporda, Yakub Şahin'in adının tespit edildikten sonra gerekli işlemlerin yapıldığı, herhangi bir aksamaya mahal verilmediği, emniyet görevlilerinin kusuru veya ihmali bulunmadığı savunuldu.