Ankara Barosu’nun dün başlayan 68. Olağan Genel Kurulu’nda bugün seçim yapıldı. Atatürk Kapalı Spor ve Sergi Sarayı’ndaki Olağan Genel Kurulda saat 09.00'da başlayan oy verme işlemleri saat 17.00'da sona erdi. 7 grup ve 1 bağımsız aday olmak üzere toplam 8 ismin yarıştığı seçimlerde oy sayma işlemlerine geçildi.
Toplam 24 bin 453 üyesi olan Ankara Barosu'nun seçimlerinde 14 bin 443 oy kullanıldı. Seçimlerde Demokratik Sol Avukatlar (DSA) grubu adayı Mustafa Köroğlu 4544 oy aldı. 100. Yıl Demokratik Sol Avukatlar (100. Yıl DSA) adayı Bülent Yücetürk 3534 oy, Ankara Barosu Değişim Grubu adayı Mehmet Zeki Kaplan 310 oy, Avukat Hakları Grubu adayı Ebru Dönmez 2027, Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu adayı Hakan Erdem 2110 oy, Mücadeleci Avukatlar Grubu adayı Özgür Piroğlu 166 oy, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar grubu adayı Doğukan Tonguç Cankurt ise 784 oy aldı.
Bülent Yücetürk: "Demokratik sol kendine çeki düzen vermeli"
Sonuçların açıklanmasının ardından salonda bulunan adaylar konuşma yaptı. İlk olarak söz alan avukat Bülent Yücetürk, dün yaşanan olaylara tepki göstererek 1Biz toplumdaki şiddete karşı hak savunucularıyız. Şiddeti lanetleyen ve şiddete karşı çıkan meslek grubuyuz. Ancak dün burada meslektaşlarımız, meslektaşlarımıza şiddet uyguladılar. Bu avukatlık mesleğinin zarar görmesine neden olur ve saygınlığını da azaltır. Kimse bizden bu performansı beklemiyordu ama ben yol arkadaşlarımın hepsini tek tek kutluyorum. Demokratik Sol geçtiğimiz seçimlerde aldığı oyların büyük bir kısmını kaybetti. Demek ki kendine çeki düzen vermeli. O yüzden hep beraber oturalım başkan buna öncülük etsin derhal Demokratik Sol’un kongresinde konuşalım. Demokratik hukuk devletin, laik devletin, yargı bağımsızlığını, savunmayı savunmaya devam edeceğim." dedi.
Mustafa Köroğlu: Bugün ben değil biz; yani Ankara Barosu kazandı
İkinci kez Ankara Barosu Başkanı olarak seçilen Mustafa Köroğlu ise konuşmasına, "Seçimler kazanan ve kaybeden yaratır ama hayat kazanmak ve kaybetmek üzere kurulu değil. O yüzden bugün ben değil biz yani Ankara Barosu kazandı" diyerek konuşmasına başladı.
Köroğlu, şunları söyledi:
"Burada herşeye ve herkese rağmen, yalanlara, dolanlara, iftiralara rağmen bizlere inanmaktan vazgeçmeyen insanlar kazandı. Yalanın karşısında doğruluk ve dürüstlük kazandı. Kötülük değil, iyilik ve iyiler kazandı. Ayrıştıran ve kötüleştiren değil; dayanışma ve inanç kazandı. Bu makama bu mesleğin sorunlarını bilmeden gelemezsin, bu makama 2 gün önce başka mesleğin cübbesini çıkarıp da gelemezsin. Ankara Barosu avukatlarındır ve avukatlar tarafından yönetilecektir.
Birileri hep sizi yanlış bulacaktır. O noktada mücadele etmek ve savaşmak arasında bir tercih edersin. Ben mücadeleyi seçtim. Benimle mücadele etmek isteyen varsa onlar da şunu bilsin; evet bizi eleştirebilirsiniz ama unutmamanız gereken tek bir şey var ben asla vazgeçmem. Elbette ki şu mesajı alıyoruz demek ki tüm bu çalışmaya rağmen kendimizi daha iyi anlatamamışız. Mesajı aldık ve bu konuda da gerekeni yapmaya hemen başlayacağız hiç merak etmeyin. Hep beraber bu ülke için ve mesleğimiz."
"Bu mücadeleyi daha da sert yapacağız"
Öte yandan, ANKA Haber Ajansı'na seçim sonuçlarını değerlendiren Köroğlu, şunları söyledi:
"İnsanların büyük bir inancı ve gücünü arkamda hissediyorum. 100 yıllık Ankara Barosu'nun şu anda 24 bine ulaşmış avukatların inancını ve gücünü hissediyorum. Evet kazandık bunu yaparken de 2 yıldır sadece mesleğimiz için büyük bir mücadele vererek, insanların ve meslektaşlarımızın yararına işler yaparak kazandık. Dürüstlükle kazandık. Kimseye yalan söylemeden kazandık. Meslek içindeki küçük kavgalara kulak tıkayarak, bu ülkede hukukd evletinin inşası için hukuk mücadelesi vererek kazandık. Şimdi ikinci kez bana verilen bu görevin hakkını sonuna kadar mücadele ederek vereceğim.
Ankara Barosu üyesi olan her bir avukat ülkede adaletin tesisi için mücadele etmek zorunda olduğunu bilir. Bunun başkanı olarak ben de tabii bu ülkede gider ayak sıradanlaşan bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması ve insanların hukuka olan inancı ve bilinci yeniden yerleştirmek için bir mücadele başlayacağız. Ve bu mücadeleyi daha da sert yapacağız. Başlayacağız dememin sebebi bu. Biz 100 yıldır zaten bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Ama artık bu mücadele dilinden anlamayanlarla anladığı dilden konuşacağız."