Özel Haber: Sümeyye Aksu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda kamu avukatlarının çalışma ve özlük haklarının iyileştirilmesi için de sözler verilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda, “Kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik iyileştirme yapılacaktır” denilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Kamuda görev yapan avukatların farklı statülerde çalışmaları, denetimleri, mali ve özlük hakları ile ilgili konuların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Maaş ve özlük haklarının yetersiz olması sebebiyle kamuda avukat çalıştırmak güç oluyor. Statülerini ve özlük haklarını yeniden düzenleyerek kamuda görev yapan avukatların sorunlarını çözüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. İsmini vermek istemeyen Ankara Barosu Kamu Avukatları Yönetim Kurulu Üyesi, kamu avukatlarının talepleriyle ilgili Elips Haber’e özel açıklamalarda bulundu.
“Çeşitli kamu kurumlarında istihdam ediliyorlar”
Kamu avukatlarının çalışma haklarından detaylı bahseder misiniz?
Kamuda çalışan avukatlar, bağlı bulundukları kamu idarelerinin özgü koşullarına göre temel olarak 657 sayılı Kanun ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak çalışmakla birlikte; belediyelerde daimî veya sözleşmeli statüde, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT) ve bağlı ortaklıklarda ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre çeşitli kamu kurumlarında istihdam edilmektedir.
“İşçi avukatlığına benzemektedir”
Kamuda çalışan avukatlar, yalnızca görev yaptıkları kamu idarelerinin işlemleri bakımından temsil yetkilisi olmaları hasebiyle müvekkil seçme ve iş reddetme gibi avukatlık mesleğinin sahip olduğu kimi meslekî bağışıklıklardan yoksundur. Bu yönüyle işçi avukatlığa benzemektedir. Genel itibariyle, devlet memuru olarak görev yapan kamu avukatlarının vergi ve primleri kaynakta kesilmekte; taraf oldukları davalardan elde edilen vekalet ücretleri, memur maaş katsayısına endeksli olarak yıllık güncellenen tavan ödemeyi geçmeyecek şekilde yıllık olarak dağıtılmakta, kalanı Hazineye irat kaydedilmektedir. Ancak kimi kamu idarelerinin iş yüküne rağmen vekalet ücreti hükmedilmeyen yahut tahsil kabiliyeti bulunmayan davaların ağırlıklı olması sebebiyle buralarda görev yapan meslektaşlarımız bu vekalet ücreti ödemesinden faydalanamamaktadırlar.
“Yıllardan bu yana devam eden itibar mücadelesi”
Eylem planında avukatların haklarıyla ilgili bir yasalaştırma olmamasını nasıl buluyorsunuz?
Kamu avukatlarının sorunları yeni ortaya çıkmış değildir. Kamu avukatlarının özlük itibarı ve statü mücadeleleri yirmi yılı aşkın bir süreci var esasen. Dönem dönem barolar birliğimiz veya avukatların kendi kurdukları platformlar eliyle basın bildirileri yayınlandı, basın açıklamaları yapıldı. Yıllardan bu yana devam eden malî ve özlük haklarına ilişkin talepleri aslında bir itibar mücadelesidir. Bugün gündemde olan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2019 yılında açıklanmıştır. Kamu avukatlarına verilen sözlerin tarihçesi ise çok daha eskiye dayanmaktadır. Eylem planında kamuda çalışan avukatların özlük ve malî haklarının iyileştirileceği öngörülmüş; gerekli adımların atılması bakımından Adalet Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonunda 2 yıllık süre verilmiştir. Şuan Meclis önünde olan 7. Yargı paketinde de kamuda çalışan meslektaşlarımız için herhangi bir düzenleme bulunmuyor olması kabul edilebilir değildir. Devlet’in resmi taahhüdü olarak gördüğümüz eylem planı ile verilen sözlerin kamuda çalışan avukatlar nezdinde yarattığı haklı beklenti hayata geçirilmelidir.
“Mali ve özlük haklarımız çok çok gerisinde”
Verilen süreyi de çokça geçmiş bulunuyoruz. Halihazırda dördüncü senesinde. Maalesef halen bir iyileştirme yapılmadı. Biz kendimizi devletin avukatı olarak tanımlayan insanlarız. Devletin avukatları nezdinde itibarsızlaştırıldıkları, değer görmedikleri aslında ne iş yapıldığının farkına varılmadığı gibi olumsuz duygular uyandırıyor ve iş barışını bozar nitelik alıyor. Çünkü biz hakim savcılarla bilhassa savcılıkla yargının sac ayağını oluşturmaları hasebiyle aynı statüye sahibiz aslında. Fakat bunun karşılığı isabet eden mali ve özlük haklarımız çok çok gerisinde.
“Avukatlar tek çatı altında birleştirilmeli”
Kamuda çalışan avukatların çalışma hakları ile ilgili talepleri nelerdir?
Kamuda çalışan avukatların talepleri yalnız paraya taallûk etmemektedir. Bu mücadele Devletin müşaviri ve savunmanı olan meslektaşlarımızın temsil yetkilerine yaraşır statüye kavuşturulmasına yöneliktir. Esasen bu taleplerin yargı paketi ile yapılacak ufak tefek iyileştirmeler ile değil; köklü bir reform ile kamuda çalışan avukatların tek çatı altında birleştirilmesi, avukatlığın kariyer meslek grubu olarak tanımlanması gibi düzenlemeler içeren ve münferiden kamu avukatlarının statülerini düzenleyen bir Kanun ile hayata geçirilebileceğini düşünüyoruz.
“Kamu avukatlığı her geçen gün kan kaybetmekte”
Öte yandan, böylesi bir çalışmanın tamamlanmasına kadar geçecek sürede birtakım iyileştirmelere de acilen yer verilmelidir. Kamuda yargının sac ayaklarını oluşturan dengi meslektaşları olan hakimlik ve savcılığın sahip olduğu özlük ve malî haklar karşısında itibarsızlaşan kamu avukatlığı her geçen gün kan kaybetmekte; kamu idareleri tarafından bu kaybı karşılayacak ölçüde alım yapılmadığından, iş yükü dramatik boyutlara ulaşmakta; böylece meslekte nitelik kaybı yaşanmaktadır.
“Kamu avukatlığı istenilen hedef olmak zorunda”
Yerine avukat alınmadıkça da bir avukat başına düşen dosya sayısı astronomik rakamlara ulaşıyor. Tabii bu aynı zamanda kamuda hukukta hukuk ve ceza davalarının takibi noktasında da kalitenin düşmesine enfekte sebebiyet veriyor. Dolayısıyla devletin mahkemet hizmetlerinin de daha verimli yürümesi anlamında kamu avukatlığı istenilen bir hedef olmak zorunda. Yani özlük mali statü hakları bakımından bir konuma yükseltilmeli ve avukat istihdamı da arttırılmalı ki kamudaki bu kısır döngü kırılmış olsun.
“Tavan uygulamasına son verilmelidir”
Bu minvalde ve acilen yapılacak kanuni düzenleme ile kamu avukatlığının bir kariyer meslek grubu olarak tanımlanması, yüzde 300 Özel Hizmet Tazminatı, 2000 Makam Tazminatı, 30000 üzerinden Temsil Tazminatı, 6400 Ek Gösterge hakları verilmeli ve vekalet ücretlerinin tamamının Avukatlık Kanunu gereğince avukatına ait olması gerektiğinden hareketle vekalet ücretlerinde tavan uygulamasına son verilmelidir. Kamuda görev yapan avukatların sayısı yaklaşık 4500 civarındadır. Yapılacak iyileştirmenin Hazine’ye yük getirmeyeceği; dağıtılmayan vekalet ücretlerinin her sene Hazine’ye irat kaydedildiği de göz önüne alındığında yalnızca bu kaynağın aktarılması ile dahi sorunun çözülebileceği açıkken yapılacak iyileştirmelerin niçin senelerdir gerçekleşmediğini anlayabilmek güçtür.
“Kamu avukatlarının fonksiyonları görmezden geliniyor”
Nihayet, Yargının iş yükünün azaltılması amacıyla pek çok düzenleme yapılır iken kamu avukatlarının fonksiyonlarının da görmezden gelindiği kanaatindeyiz. Devlet’in taraf olduğu uyuşmazlıkların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Güçlendirilmiş bir avukatlık hizmetleri sınıfının, gerek müşavirlik hizmeti kapsamında verilecek hukuki görüşlerle en başında hukuka uygun işlem tesis edilmesi, gerekse de doğacak bir ihtilaf henüz yargıya intikal etmeden sulh ile çözümü sağlanması gibi çok ciddi faydası olacağı kanaatindeyiz.
“Vazgeçilmez taleplerimiz”
Görev yaptıkları idarelerin mevzuatına, kurum kültürüne ve bu alandaki yargı pratiğine hakim olan kamu avukatları, günümüzde önemi giderek artan koruyucu avukatlığın Devlet cephesindeki temsilcisi olacaklardır. Ancak bunun için kamu avukatlarının meslekî bağışıklıklarının güçlendirilmesi gerektiğinin yeniden altı çizilmelidir. Bunun dışında kamuda çalışan tüm avukatların Baroya kayıtlı olması, Baro aidatlarının Devlet tarafından karşılanması, her bir meslektaşımızın primi Devlet tarafından ödenecek meslekî sorumluluk sigortası ile güvence altına alınması da vazgeçilmez taleplerimiz arasındadır. En başta da söylediğim gibi biz devletin avukatıyız. Devlete karşı açılan davaları devleti temsilen yürütüyoruz bu çok önemli. Buna karşılık yaraşır ek gösterge, ek tazminatlar gibi ölçütlerle karşılanabiliyor. Bizim asıl temeldeki ulaşmak istediğimiz hedef münferit bir meslek kanunu çatısı altında birleşmek ve hukuki olarak emsalimiz olan Cumhuriyet Savcılarıyla eşit, mali, özlük haklarına sahip olmak aslında.