Röportaj: Dursun ERKILIÇ

Ankara’nın simgeleri arasına katılan Kızılca Gün Anıtı, heykeltıraş Aslan Başpınar’ın tarihe kazandırdığı bir eser olarak Başkentlilere gurur ve ilham veriyor. Başpınar, eserleriyle sadece tarihi yontmakla kalmıyor; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Ankara’nın tarihine anlam katan eserlerden biri olan Kızılca Gün Anıtı, Atatürk’ün Ankara’ya gelişini ve milli mücadelenin ruhunu simgeliyor. Atatürk'ün 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara'ya gelişini simgeleyen rölyef de bulunan heykel, Başkent’e damgasını vuran bir sembol haline geldi. Bu eserin yaratıcısı, sanat dünyasında başarılarıyla adından sıkça söz ettiren heykeltıraş Aslan Başpınar. Kendisiyle sanatı, Kızılca Gün Anıtı’nın anlamı ve bir sanatçının tarih ile ilişkisi üzerine konuştuk.

- Sayın Başpınar, Kızılca Gün Anıtı’nın hikayesi nasıl başladı?

- Bu anıtın hikayesi, aslında Ankara’nın tarihinden ilham alıyor. Atatürk’ün Ankara’ya gelişini, halkın coşkusunu ve Kızılca Gün ruhunu yansıtmak için bir eser yaratma fikriyle başladı. Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ın bu konuda kararlılığı ve tarihi yaşatma isteği beni harekete geçirdi. Böyle anlamlı bir projeyi gerçekleştirmek benim için büyük bir onurdu.

- Anıtın tasarım sürecinde sizi en çok etkileyen şey neydi?

- En çok etkileyen şey, 1919’daki atmosferi yeniden canlandırma fikriydi. Tarihi bir olayı heykel diliyle anlatmak çok katmanlı bir çalışma gerektiriyor. Seymenler, Bacıerenler ve halkın coşkusu; Atatürk’ün duruşundaki kararlılık... Tüm bunları bir kompozisyonda bir araya getirmek benim için hem zorlu hem de ilham verici bir süreçti.

- Kızılca Gün Anıtı’nın sanatsal özelliklerinden bahseder misiniz?

- Anıt yaklaşık 10 metre yüksekliğinde olup tamamen cam elyaf takviyeli epoksi dökümden yapılmış ve bronz boyayla kaplanmıştır. Atatürk, kalpağı ile “Güneş doğudan yükselir” mesajını veriyor. Onun yanında dönemin önemli isimlerinden Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ve Ankara Valisi Yahya Galip bulunuyor. Arkalarında ise halkın farklı kesimlerinden figürler var. Bu figürler, milli mücadelenin kolektif ruhunu simgeliyor. Anıtın rölyef kısmında Seymenlerin zeybek oynadığı sahne, Kızılca Gün’ün coşkusunu yansıtıyor.

- Bir heykeltıraş olarak tarihle olan bağınızı nasıl tanımlarsınız?

- Tarih, heykellerin ruhudur. Benim görevim, geçmişin sessiz tanıklarını bugüne taşımak ve geleceğe bırakmaktır. “Anıtları tarih tasarlar; biz sadece tarihin sesi oluruz” dememin sebebi de bu.

- Kızılca Gün Anıtı dışında başka projeleriniz de var. Bunlardan biraz bahseder misiniz?

- Tabii, Kızılca Gün Anıtı dışında Yüzüncü Yıl Anıtı da çok önem verdiğim bir proje. Batıkent’te yer alan bu eser, Cumhuriyetimizin temellerini ve Çanakkale ruhunu simgeliyor. Ayrıca memleketim Yozgat’ta Atatürk ve Nida Tüfekçi anıtları yaptım. Her bir eser, bulunduğu yerin tarihine ve kimliğine dair bir hikaye anlatıyor.

 

Ünlü yönetmen Christopher Nolan'ın yeni filminin konusu belli oldu Ünlü yönetmen Christopher Nolan'ın yeni filminin konusu belli oldu

- Sanat yolculuğunuz nasıl başladı?

- Her şey Yozgat’ta, ilkokul birinci sınıfta Atatürk büstünü incelerken başladı. Kil ile tanışmam, hayal gücümü şekillendiren ilk adımdı. Daha sonra dedem ve babamın zanaatkarlığını izleyerek el becerilerimi geliştirdim. Zamanla bu ilgi profesyonel bir tutkuya dönüştü ve Gazi Üniversitesi’nde konuk öğrenci yılları başladı.

- Son olarak, Kızılca Gün Anıtı’nın Ankara için anlamı nedir?

- Bu anıt, sadece bir heykel değil; Başkent’in tarihine ve ruhuna bir selamdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğini ve Ankara halkının ona olan sevgisini sembolize eder. İnsanların bu anıtı gördüğünde o günlerin coşkusunu hissetmesini istiyorum.

Muhabir: Dursun Erkılıç