Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin Bartın Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle 25-28 Nisan, 3-5 Mayıs ve 24-25 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmaların ardından davanın dördüncü oturumu, üçüncü gününde devam ediyor.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.
Tanıkların dinlenilmesiyle süren duruşmada, maden işçisi Özgür Güngör, patlama günü vardiyada olduğunu ve -300 kotunda çalıştığını söyledi.
Patlama anında sesle beraber basınç geldiğini, patlamada hayatını kaybeden Yener Saygın'ın diyafonla kendisini arayarak deprem olduğunu ve yukarıya çıkmalarını söylediğini anlatan Güngör, "Patlama olduğunu anladığımızda arkadaşlarımızı kurtarmaya başladık. Bana haber veren Yener Saygın'ın hayatını kaybettiğini gördüm. Patlamanın -350 kotunda olduğunu düşünüyorum ve o bölgede taş tozu uygulaması yoktu." diye konuştu.
Maden işçisi İsa Çoban da patlama anında -250 kotunda çalıştığını, uzaktan bir patlama sesi duyduğunu ve bulunduğu yerde de yoğun toz bulutu olduğunu kaydetti.
Çoban, "Diyafonlardan sürekli yardım sesleri geliyordu, tam bir kaos ortamı vardı. -350 kotunda taş tozu uygulaması yoktu. Aşırı bir üretim baskısı vardı. Zaman zaman metan gazı olduğunda da çalıştığımız oluyordu." dedi.
Nakliyat servisinde motorcu olarak çalışan tanık Muharrem Sarıyıldız ise -350 kotunda taş tozu uygulaması yapılmadığını dile getirdi.
Maske eğitimlerinin de yeterli olmadığını belirten Sarıyıldız, "Mühendislerimiz bize maskelerin çok maliyetli olduğunu söylerdi. 20 kişi eğitime girerdik, sadece bir maskeyi açıp bize gösterirlerdi. Üretim baskısını bize amirlerimiz uyguluyorlardı, herhangi bir vardiyada işçi gelmese bile aynı işi bizden istiyorlardı." ifadelerini kullandı.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Nisan ve mayıs aylarında iki celse ve 7 gün süren duruşmalarda tutuklu ve tutuksuz sanıkların ifadeleri, 24-25 Temmuz'da da müşteki ifadeleri alınmıştı.
Süreç
Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.
İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050'şer yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12'şer yıla kadar hapis talep edilmişti.
Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi istenmişti.
Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.