Haber: Deniz Dalgıç
Genç Otonomi Teşkilatı Başkanı Tayfun Erden, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) yerli elektrikli araçlar için kredi kullanım tutarlarında alt sınırlarını yükseltme kararına ‘olumlu’ baktıklarını belirterek, “Muhtemelen teşvik amaçlı yapılıyor. Doğru bir karar. Biraz daha üste seviyeye çıkması daha iyi olurdu ama sadece elektrikli araçlara değil benzinli ve dizel araçlar için de aynı düzenlemenin yapılmasını istiyoruz” dedi. Araç fiyatlarının yükselmesiyle otomotiv piyasasında gözle görülür bir daralma olduğunu söyleyen Erden, “Vatandaş yüksek faiz oranları, düşük taksit sayıları ve alım gücünün gerilemesinden dolayı araç alamıyor” diye konuştu.
Genç Otonomi Teşkilatı Başkanı Erden, elektrikli araç piyasasını ELİPS HABER’e değerlendirdi. BDDK’nın yeni kredi düzenlemesi kararını ‘olumlu’ karşıladıklarını dile getiren Erden, “Muhtemelen elektrikli araçları teşvik etmek için yapılıyor. Doğru bir karar. Biraz daha üste seviyeye çıkması daha iyi olurdu. Ama sadece elektrikli araçlara değil benzinli ve dizel araçlar için de aynı düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Çünkü uzun zamandır esnafımızın en büyük sıkıntısı benzinli ve dizel araçlardaki taksit sayılarında ve faiz oranları. Bu konularda da yardımcı olmaları gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Alım gücü yüksek olacak ki insanlar araç alabilsin”
Erden, araç satışlarında hareketlilik yaşanmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin şu an bir kişi araç satın almaya geldiğinde, kredi kullanmak istediği zaman 300 bin liralık bireysel ya da taşıt kredisini 12 ayda ödemek zorunda kalıyor. Taşıt kredisinde 24 ayı geçemiyorsunuz. Bireysel kredide ise 6-8-10-12 taksitlere yapabiliyorlar. Alım gücü yüksek olacak ki insanlar 6 ayda, 8 ayda veya 12 aylık taksitlerle alabilsin. Şu anda bizim ikinci el taşıt kredilerinde aldığımız taksit sayısı 24’ü geçmiyor. Bunu 36 ila 48 aya kadar yapmaları gerekiyor.”
“Vatandaş elektrikli araçlara adapte olamadı”
Elektrikli araçlara talebin fazla olduğunu belirten Erden, vatandaşların elektrikli araç alırken yaşadığı tereddütleri şöyle anlattı:
“Elektrikli araç hayalini destekliyoruz ama insanlar elektrikli araçlara hemen adapte olamadılar. Elektrikli araçların 550 kilometre menzili görünüyor ama toplamda 350 kilometre yol yapabiliyor. 350 kilometre yol yapan bir araçla Ankara’dan İstanbul'a ya da İzmir’e nasıl gidilecek? İnsanlar, ‘Yolda kalırsam ne yapacağım?’ tedirginliğini yaşıyor. Şarj üniteleri yetersiz. Akaryakıt istasyonlarının tamamına kurulmadı. Şarj ünite ağlarının Türkiye genelinde akaryakıt istasyonları gibi acilen yaygınlaştırılması gerekiyor. Ya da insanların kafalarında ‘Elektrikli araçların bakım zamanı geldiğinde bakımı kime yaptıracağız?’, ‘Yedek parça stok durumu nedir?’ soruları oluşuyor.”
“Otomotiv piyasasında daralma var”
Araçların vatandaş için alınabilir olmaktan çıktığını belirten Erden, “Enflasyonla birlikte araç fiyatları çok ciddi şekilde yükseldi. Pandemiyle birlikte araç üretiminde problemler oldu. Çip sorunu yaşandı. Ardından Ukrayna-Rusya savaşı başladı. Otomotiv üretiminde kullanılan kurşun maddesi Ukrayna'nın Lviv kentinden dünyaya dağılıyor. Bundan dolayı insanlar elektrikli araca yöneldi ama bahsettiğim gibi bir ağ problemi var” dedi. Kur ve sıfır araç sıkıntısı nedeniyle ikinci el araç fiyatlarının da yükseldiğini söyleyen Erden, “Bu sefer kredi, aracın kasko değerinin üstünde olduğu için daha düşük kredi çıkıyor. Vatandaş yüksek faiz oranları, düşük taksit sayıları ve alım gücünün gerilemesinden dolayı araç alamıyor. O nedenle otomativ piyasasında bir daralma var” diye konuştu.