Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bu akşam Habertürk TV'de katıldığı bir programda ertelenen Süper Kupa maçıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Ali Koç'un açıklamaları şu şekilde:
"Bu konuyla ilgili ilk kez konuşacağım. Konunun ciddiyeti, ağırlığı açısından birebir program yaptığınız için teşekkür ediyorum."
"Kesinlikle konuşmayı düşünmüyordum. Konuşmak zorunda bırakıldım. Konuşmayacaktım. Riyad'daki kriz toplantısından sonra yetkililer konuşsun, kulüpler konuşmasın istemiştim. Bilgi kirliliği var, masumane bilgi kirliliği var, artniyetli bilgi kirliliği var. Dezenformasyona hizmet etmeme adına konuşmamayı tercih etmiştik. Son 5 gündür Fenerbahçe ve benim şahsımın etrafından döndürülmesi, iftiralar, yalanlar, belli merkezden düğmeye basılarak yapılan müthiş bir iletişim operasyonuna başladılar."
"TFF İLE HİÇBİR ANLAŞMAMIZ YOK"
"Biz bir mektup yazdık, hafta içinde federasyona. Protokolü rica ettik. Protokolu değil, maç öncesi süreçteki iki taraf arasındaki yazışmaları da istedik. Bizimle TFF arasında hiçbir anlaşma yok. Bence aslında sürecin çok amatörce yürütüldüğünü konulardan biri. Bizimle TFF arasında sözleşme yok. TFF ile Riyadh Season firması arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. İddia ediliyor ya 'Sözleşme var, kulüpler imza attı, son dakika bu sözleşme dışında şartlar dayattılar' deniyor. Biz hiçbir sözleşme görmedik."
"İKİ KULÜBÜN DE HABERİ YOK"
"İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta diyor ki kısaca, 'Gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız gelin, hukukçu yollayın gösterelim' deniyor."
"OLİMPİYAT'TA OYNASAK SIKINTI OLURDU"
"Yaz aylarında Sayın TFF Başkanı ile görüşürken, 'Süper Kupa ne olacak' dedim. Yurtdışını düşündüklerini İngiltere, Azerbaycan, Katar yanılmıyorsam ve Suudi Arabistan. Ben şahsen Almanya'nın iyi bir fikir olduğunu düşündüm. Almanlar'ın izin vereceğini tahmin etmiyordum, Alman takımı yoksa ki yok kabul etmediler. En iyi teklif Suudi Arabistan'dan geldi. Teklifi bir yana koyun. Tüm dünyanın gözü Suudi Arabistan'da futbol olarak. Müthiş yatırımlar yapıyorlar futbola. İspanya'nın Süper Kupası, Final Four gibi orada oynanıyor. Kıtalararası final orada oynadı. Dünya Kupası'nı aldılar gibi. Futbolla ilgili heyecan, dinamizm, yatırım vs vs var. Transfer piyasasını alt üst ettiler. 100. yıl hassasiyeti yoktu o sırada, Almanya olmayınca Suudi Arabistan'ı düşündüklerini söyledi. Biz de doğru olacağını düşündük. 100. yıl özelinde hatalı olduğunu gördük. Proje olarak 5 yıl, TFF orada Süper Kupa'yı oynatması... Biz de önümüzdeki sezonla birlikte 4'lü düşünülüyordu, şimdi ne olacak bilmiyorum. Özellikle bunu istememizin sebeplerinden biri, kamuoyu ve camia hassasiyetini, Yüksek Divan Kurulu'ndaki talebe rağmen Fenerbahçe Spor Kulübü olarak Suudi Arabistan'da oynanması için iki açıdan ısrar ettik. Sebeplerden biri, takvimin cilvesi diyelim, 5 gün önce İstanbul'da Fenerbahçe - Galatasaray derbisi olacaktı. Yıllardır biz birbirimize taraftar götürmüyoruz, bırakın futbolu kadın voleybola bile götürmüyoruz. İstanbul'daki maçta ne cereyan edecek, sıkıntı olacak mı belli değil. Gergin tansiyon olması ihtimalini düşündük. Olimpiyat'ta 40 bin Fenerbahçeli, 40 bin Galatasaraylı sıkıntı olabilirdi. Dursun Özbek Bey de aynı şeyi düşündü. TFF Başkanı da İstanbul'da oynayamayız, Samsun'da, Ankara'da oynatırlar herhalde dedi."
"GALATASARAY YABANCI HAKEM İSTEMEDİ"
"Süper Kupa maçı yurtdışında olursa yabancı hakem kadrosu da olabilir diye düşündük. Bu fikri öneriyi getirdik. TFF de sıcak baktı. Rakibimiz sıcak bakmadı. Zaman içinde öğrendik bunu. TFF yöneticileri sıcak baktı. Yurtdışında elit Türk hakemler var, Hollanda'da Serdar Gözübüyük ile temasa geçildi, TFF temasa geçmiş. Serdar Bey de gurur duyacağını söyledi."
"İKİ KULÜP DE BASKI ALTINDAYDI"
"Biz niye yabancı hakem istedik? Fenerbahçe'nin hakkı son 10 yılda o kadar çok yeniyor ki, bari bu tek maçta yabancı elit hakem olsun istedik. Bu yüzden Suudi Arabistan'da ısrar ettik ama bunların başımıza geleceğini bilmiyorduk. TFF bunu açıkladı ve ardından büyük tepkiler oluştu. Siyasi seviyede, taraftar seviyesinde, kongreler seviyesinde... 100. yılda olduğu için. Yurtdışında değil Türkiye'de olsun istendi. Biz demin söylediğim sebeplerden ötürü zikzak çizmedik, asıl planda kaldık. Yüksek Divan'da gitmeyin kararı çıktı, Galatasaray'da da benzer bir karar çıktı. Hem Fenerbahçe hem Galatasaray ciddi baskı altındaydı. Kulüpleri bu kadar baskı altına almaya gerek yok. Amir olan TFF. TFF bize nerede derse orada oynarız."
"Bu kesinlikle TFF'nin kendi başına aldığı karar değil. İstişare edildi. Fenerbahçe ve Galatasaray olarak baskı olmasına rağmen projeye devam ettik. Galatasaray Kulübü, TFF'ye bir yazı yolluyor 'oynanmasın' diye. TFF Başkanı bizleri çağırdı, 'Ne düşünüyorsunuz?' dendi. Biz aynı noktada durduk. Galatasaray 'Oynamayız demiyoruz ama amir olarak senin karar vermen lazım, üstümüzden bu yükü almalısınız' dendi. TFF açıklama yaptı, 'TFF kararı olarak Riyad'da oynanacağı' söylendi. Hatta orijinali 30 Aralık'tı, 29'una alındı ki oyuncular aileleriyle yılbaşını geçirsin diye..."
"BİZE BİR ŞART SORULMADI"
"Bize sorulan bir şart olmadı, biz de bir şart sunmadık. Biz yabancı hakem konusunda o kadar ısrarlıydık, olacağına o kadar çok inanıyorduk ki, TFF de bu görüşü satın aldı ve yurtdışında hakemle görüştü. Yumruk olayından sonra TFF Başkanı'ndan 180 derece dönüşüm oldu. Bu konu rafa kalktı. Bu konuda o kadar çok ısrarcıydık ki U19 takımıyla çıkmayı bile düşündük."
"Maç günü Suudi yetkililerle iletişimimiz oldu. Yazışmalar ortaya çıkarsa işin aslı astarı ortaya çıkacaktır. Ortada büyük bir fiyasko var. Dibine inmeye çalışıyoruz. Bu nasıl oldu?"
"PANKART VE TİŞÖRTLERİ ÇARŞAMBA GÜNÜ BİLDİRDİK"
"Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Lig maçları ve kupa maçları gibi. Maç haftası salı ve çarşamba günü, varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınız onlar size cevap verir. Şehitlerle ilgili mesajlar, AÇEV, LÖSEV vs gibi mesajları gönderirsiniz, cevap gelir. Maç günü bile olur. Son derbi öncesinde şehitler oldu, maç günü şehitler ile ilgili pankartlar ve tişörtlerle çıkmak istediğimizi söyledik, olur geldi. Allah bir daha bize 1 şehit bile vermesin. Biz çarşamba sabah 9.30'da yazı yazdık. Isınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız. Cevap alamadık eskisi gibi, çabucak. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk. Normali hafta içi yazarsınız, gayet normaldir. Şimdi TFF ne yaptı, Cumhuriyetimiz'in 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacağı, tüm dünyaya göstereceğiz demedi mi? Bizim çıkacağımız ısınma tişörtü bu. Bu tişört için başvurduk."
"28 Aralık'ta TFF'den bir yazı daha geldi. Çocuklarımızın sahaya çıkacağı formayla ilgili. Önde 100. yıl logomuz, arkada Atatürk'ün sözü vardı."
"ATATÜRK FORMASI İSTEĞİMİZ GAYET NORMAL"
"28 Aralık'ta bir yazı daha geldi TFF'den. Şehitlerimiz ile ilgili bir pankart. Bize diyorlar ya, 'Protokole son dakika ekleme yaptırıyorlar, FIFA kuralları, protokol, sözleşme', demek ki son dakika değişiklik kabul edilmiş. Bizim ısınmada Atatürk formasıyla çıkmasını düşünmemiz gayet normal ve doğaldır."
"ATAMIZ'IN SÖZÜ TARAF BELİRTMEZ!"
"Yabancı maçlarda genelde, savaş hali var. Galatasaray'ın 100. yıl formasına onay verildi mi, verilmedi mi bilmiyoruz. Verilmeyeceğine dair bir intibamız var. Biz klasik çubuklu formamızla çıkacaktık. TFF'nin de kendi pankartları vardı. Biz bu pankartı, çıkabilirsek çıkalım, savaşa dikkat çekmek için, hiç taraf tutmak değil. Gazze'deki savaşa dikkat çekmek için, Ukrayna - Rusya savaşında da kullandık. Yabancı maçlarda kullandık biz bunu. Atamız'ın çok önemli ve etkili bir sözü. Hiç taraf tutan bir söz değil. Pankartın üzerinde ısrar etmedik. TFF, belli tarihlerde bize 2 tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla ve bu pankartla çıkacaksınız dendi. TFF, bize 14 Aralık'ta yazı gönderdi. 14 Aralık'ta bu maça çıkacağımız pankart 'Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun!' pankartıydı."
"BİZE CEVAP BİLE VERİLMEDİ"
"Keşke bize izin verilmedi dense. Cevap gelmedi, ertesi gün takip ettik, orada takip ettik. 'Dışişlerinden izin bekliyoruz' vs. dendi. 27 Aralık'ta bu yazıyı gönderdik, üstüne gittik. 'Dışişlerinden izin bekliyoruz' dendi. Orada tekrar sorduk. Neden Dışişleri, bilmiyorum. Girdiğimiz toplantılarda hiçbir şekilde siyasi tutum falan denmedi. 28'inde tekrar sorduk, İstanbul'da daha. Biz tekrar soruyoruz, 'Haber bekliyoruz' dendi."
"SÖZLEŞME NASIL BİLMİYORUM"
"Bilmiyorum, sözleşme nasıl, kim neye karar veriyoruz. Türkiye'de maç olsa bu normalde olur. TFF'nin yerel bir maç gibi düzenlediği maç aslında, yabancı ülkede yapılıyor. Sözleşmede ne yazıyor bilmiyorum, yorum yapamıyorum. FIFA'ya bence sorulmamıştır. 'FIFA kuralları' diye bir yazı vardır belki, gerisi iki ülke arasında organize edilmiştir."
"HİÇBİR ŞEYİ SON DAKİKA DAYATMADIK!"
"Birincisi, biz hiçbir şeyi son dakikada dayatmadık. İkincisi; organizasyonu siz yapıyorsunuz, yazışmalar haftalar önce başlıyor, iki hafta önce bir heyet gidiyor gerekli organizasyon için, sizde de Cumhuriyet pankartı, 100. yıl logosu var, Atatürk görselleri var. Parla Marşı söylenecek dendi. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Hani Amerikalılar der ya 'business as usual', öyle."
"SÖYLESELER ONA GÖRE ORGANİZE OLURDUK"
"Bize bir kere şu, şu, şu kabul edilmiyor deseler, biz ona göre organize oluruz. Hakikaten kabul etmeyeceğimiz şeylerse de maçı orada oynamayız. Bunu maça saatler kala öğrendik."
"CUMA GÜNÜ PANKART BASTILAR!"
Ali Koç: "TFF sıkıntının farkında ama oraya gideriz bir şekilde hallederiz, takımlar oraya gittikten sonra maç oynanır düşüncesi hakim. Kulüpler bu pankartla çıkacak dedikleri pankart, programdan çıktı. Yeni pankart basıldı. "100. Yılımız Kutlu Olsun!" dendi."
Mehmet Akif Ersoy: "Cumhuriyet ibaresi mi çıkarıldı?"
Ali Koç: "Bize maç günü pankartın değiştiği söylendi. Suudi Arabistan'da cuma her yer kapalı ama orada pankart bastırdılar. Yine bize yazıyla söylenen, çocukların çıkacağı forma da programdan kaldırıldı."