Haziran ayının ilk haftalarına kadar süren mevsimsel alerjik hastalıklar, öksürük, nefes darlığı, hırıltı, burun akıntısı, hapşırık atakları, burun tıkanıklıkları, gözlerde kaşınma ve yanma, kızarıklık vücutta kaşıntı gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Türkiye Solunum Araştırma Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, nisan ve mayıs aylarında en yüksek seviyeye ulaşan alerji, alerjiden korunma ve tedavi yöntemleri hakkında Elips Haber’ özel açıklamalarda bulundu.

“Genetik yatkınlığı olan bireylerde gelişir”

Alerjinin vücudun savunma sisteminin normalde diğer sağlıklı bireylerin reaksiyon vermediği maddelere karşı aşırı reaksiyon vermesi olduğunu söyleyen Aksu, “Genetik yatkınlığı olan bireylerde gelişir. Bir alerjene karşı reaksiyon verebilmek için bireyin önceden o alerjenle, alerjiye sebep olan etken madde karşılaşıp ona duyarlı hale gelmesi gerekir” diye konuştu.

“Gelecek risklerin önlenmesi”

“Alerjik rinit tedavisinde amaçlardan ilki kişiyi şikayetlerinden kurtarmaktır” ifadelerini kullanan Aksu sözlerini şöyle sürdürdü;

“Hastanın şikayetlerini gidermek, hastanın yaşam kalitesini iyileştirmek, bunu yaparken ilaç yan etkilerini en az seviyede tutmak ve astım gibi eşlik eden durumları tedavi etmektir. İkinci amaç ise gelecek risklerin önlenmesidir. Bu da hastalığın ilerlemesinin önlenmesi, yeni alerjen duyarlılık gelişmesinin önlenmesi ve astım gelişiminin önlenmesidir. Alerjik rinit tedavisi çevresel ve tetikleyici faktörlerin kontrolü ve farmakolojik tedavi yöntemleri ile sağlanır. Alerjik rinit tanısının doğrulanması, risk faktörlerinin belirlenmesi, enfeksiyon ve diğer nedenlerin dışlanması ve izlemde ilaç uyumunun kontrol edilmesi ile tedavi başarısı artar”

“Rinit ilişkili göz semptomların giderilmesinde etkili”

H1 antihistaminiklerin  (ağızdan hap şeklinde alınan ya da burun içi uygulanan), alerjik rinit tedavisinde kullanılan birinci basamak ilaçlar olduğunu belirten Aksu, “Hafif intermittan ve persistan alerjik rinit tedavisinde ilk basamak ilaçlardır. Düşük maliyet, hızlı etki başlangıcı ve aralıklı olan semptomlar için etkinlik en önemli avantajlarıdır. Çocuklarda ve erişkinlerde burun akıntısı, hapşırık, kaşıntı ve burun tıkanıklığı gibi semptomların yanı sıra alerjik rinit ilişkili göz semptomların giderilmesinde etkilidirler”

“Erişkin ve çocuklarda en etkili ilaç”

Aksu, “İntranazal kortikosteroidler güçlü anti-enflamatuar özellikleri nedeni ile alerjik rinit tedavisinde etkili ilaçlardır. İntranazal kortikosteroidler orta-ağır persistan alerjik rinitli erişkin ve çocuklarda kullanılan en etkili ilaçlardır. Mevsimsel ve yıl boyu alerjik rinit semptomları olan erişkin ve çocuklarda ilk tedavi seçeneği olarak önerilmektedir. Sisteinil lökotrien reseptör antagonistleri (LTRA) Montelukast, Türkiye’de alerjik rinit için onaylanmış tek sisteinil LTRA’dır. Montelukastın, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntı ve hapşırma dahil olmak üzere alerjik rinitin dört ana semptomu üzerine etkili olduğu gösterilmiştir. Ancak, sadece monoterapi olarak ilk tercih olarak kullanılmamalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“İmmünoterapi seçeneği değerlendirilebilir”

Aksu, hasta kendisine önerilen tedavilerini düzenli olarak kullandığında reaksiyonların devam etmesi durumda ne yapılacağına ilişkin şunları söyledi;

“Alerjik rinit semptomlarından sorumlu alerjene özgü IgE duyarlılığı olan, uygun ilaç tedavisi ve çevre önlemlerine rağmen günlük aktiviteyi veya hayat kalitesini etkileyen semptomların devam etmesi durumunda, hastanın ilaç tedavisine alternatif uzun dönem etkinliği olan bir tedavi seçeneğini istemesi ve ilaç tedavisinin arzu edilmeyen yan etkilerinin gözlenmesi durumunda alerjene özgü immünoterapi tedavi seçeneği değerlendirilmelidir”

“Tedaviler ile rahatlıkla kontrol altına alınabilir”

“Alerjik rinit tanısı, tipik bir alerjik şikâyet öyküsü ile tanısal testler arasındaki koordinasyona dayandığını vurgulayan Aksu sözlerini şöyle tamamladı;

“Tipik şikayetler ise; sulu burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı ve bu şikayetlere eşlik eden gözlerde olan kaşınma, sulanma, kızarma gibi şikayetlerdir. Şikayetlerin tek taraflı olması, diğer şikayetler olmadan tek başına olan burun tıkanıklığı olması, sümüksü kötü kokulu burun akıntısı, ağrı, tekrarlayan burun kanaması, koku almada azalma ya da koku alamama alerjik rinit ile uyumlu olmayan şikayetlerdir. Alerjik rinit ile uyumlu şikâyeti olan kişilerde yapılan alerji deri testi ile alerjen duyarlılığının gösterilmesi alerjik rinit tanısını koydurur. Bahar mevsimi hapşırmaya başlayan, burnu akmaya-tıkanmaya başlayan, öksürükleri başlayan bir kişide yapılan fizik muayene alerjik riniti düşündürüyor ve alerji deri testinde polen duyarlılığı gösteriliyorsa mevsimsel alerjik rinit tanısı konulmuş olur. Alerjik rinit tanısı konulan hastaların şikayetleri uygun tedaviler ile rahatlıkla kontrol altına alınabilir”

Editör: Sümeyye Aksu