Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan Gürlek, söz konusu fotoğrafın Emniyet tarafından çekildiğine ilişkin kulağına laflar geldiğini belirtti. Gürlek, fotoğrafın çekildiği iddia edilen akşam için şu bilgileri verdi:
“Başsavcı vekilleri, hakim ve savcılarla iftar yapmıştık. Orada avukat arkadaşlar da vardı. Erken çıktım. Beni uğurlamaya geldiler. Avukatın yanında arkadaşı var. Onlar iki basamak aşağıda, ben iki basamak yukarıdaydık. Uygunsuz bir yer değil. Atalay’ın dosyasıyla ilgili bir görüşmemiz yok. Kendisini özel olarak çağırmamışım. Diyalogum yok. Bu arkadaşla ilgili sıkıntı var mı? Yok. Uygunsuz fotoğrafım var mı? Yok.”
Fotoğrafı görmediğini söyleyen Gürlek, böyle bir fotoğraf varsa da kimin çektiği yönünde “Büyük ihtimalle Emniyet içindeki gruplardır” tahmininde bulundu.
Şikâyetçi olmayı düşündüğünü söyleyen Gürlek, dinlendiği iddia edilen diğer bazı isimlerin kendisine ulaştığını belirterek şunları kaydetti:
“Mağdur arkadaşlar da bana geldiler. Değerlendirme yapıyoruz. ‘Ortak hareket edelim’ dediler. Bir idari teftiş başlatıldı, onu bekleyebilirim. Kimsenin günahını almam. Gerçekten fotoğraf var mı, yok mu, bilmiyorum. Ama bana söylenen bu. Bu fotoğrafı niye çektiler; nasıl bir senaryo yazacaklar, bilgim yok.”
Gürlek, Ayhan Bora Kaplan davasındaki gizli tanık skandalından sonra şüphelerinin daha da arttığını anlatarak, şöyle devam etti:
“Ben hakim savcı kökenliyim. Bu işleri bilirim. Selam-Tevhid soruşturmasına benzer bir süreç bu. Mahkeme kararı olmaksızın beni niye izliyorsun? Takip etmekteki amacın ne? Ben bakan yardımcısıyım. Herkesle görüşebilirim.”
Saymaz, “Gürlek ve Dinç’in karşı karşıya gelişi, Ayhan Bora Kaplan Davası ile açığa çıkan Emniyet’teki iç savaşın yargıya sıçradığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.