Özel Haber: Büşra Sağlam

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) yapılan zamlar, motorine ve benzine litre başına 5 lira ve LPG’ye ise 4 lira zam olarak yansıdı. 21 Temmuz Cuma günü itibarıyla 1 lira 55 kuruşluk bir zam daha yapılan motorinin litresi 34 liraya yükseldi. Benzinin litresine bugünden geçerli olmak üzere 2 lira 4 kuruş daha zam geldi. Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, akaryakıta gelen zamlardan çiftçinin de etkilendiğini belirterek, “Mazot ve elektriğe gelen zamlar gerek çiftçinin üretimini gerekse hayvancılık üretimini olumsuz etkiledi” diye konuştu.

Hüseyin Demirtaş, günden güne artan akaryakıt fiyatları nedeniyle çiftçinin yaşadığı zorlukları ELİPS Haber’e anlattı. Demirtaş'a sorduğumuz sorular ve cevapları şöyle:

“Çiftçi, ÖTV ve KDV’den muaf tutulsa bu kadar sıkıntı yaşanmayacak”

Mazot ve elektriğe gelen zamlar çiftçiyi nasıl etkiledi?

Mazot, yem, elektrik ve tohumun zamlanması elbette çiftçiyi olumsuz yönde etkiledi. Bu zam fahiş bir zam. ÖTV ve KDV'den kaynaklanan bir zamdır. Örneğin; 16 Temmuz 2023'te aynı ayın birine göre yüzde 1 zam artışı meydana geldi. Yani 32 lira 80 kuruş oldu. Türkiye'de 25 milyar metre küp mazot var bunun 3 milyarı tarımda kullanılıyor. Çok büyük miktar değil aslında. Siyasi iktidar, yöneticiler ve siyasi erkin bu konu hakkında verimli çalışmaları gerekir. Çiftçi ÖTV'den ve KDV'den muaf tutulsa bu kadar sıkıntı yaşamayabilir.

Çiftçi, lüks bir şey istemiyor sonuçta. 80 - 90 milyon insanı besliyor. Seçim bitti ama zamlar peş peşe yağmur gibi yağmaya devem ediyor. Her gün veya bazen gün aşırı zam geliyor. Tüketiciyi ve üreticiyi sadece mazota gelen zam değil, elektrik, su ve gıda gibi ürünlere de gelen zamlar olumsuz yönde etkiliyor. Bu durum çiftçinin üretimden çekilmesine neden olabilir.

Çiftçi mazot için 38 milyar para ödüyor. Eğer bunun matematiğini ve onun muhasebesini yaparsak, çiftçi önünü görmeden bu işi yapmaya devam eder mi? Ne olacak bunun devamında? 2 yol var;

Birincisi; çiftçi, kırsalda yaşıyorsa kendi ülkesi için üretim yapabilir veya gelenek olarak üretimi devam ettirebilir. İkincisi ise zorunluluktan dolayı tarlayı boş bırakmamak için zararına da olsa bu mesleği devam ettirir. Bu da ekin alanların küçülmesine ya da daraltılmasına neden oluyor. Bu sene eylül ve aralık ayı çok kurak geçti ama bahar yağışları iyi geldi diyebiliriz, çiftçi bahar yağışları ile rahatladı. Çiftçi buğdayın taban fiyatını seçimden önce belirleyelim dedi ama olmadı yapmadılar. Böylelikle çiftçi buğdayın fiyatını 6 liraya zararına sattı. Tüm işlerde mazot kullanılıyor ve bu yüzden de diğer şeyler de zamlanıyor. Çiftçi akaryakıttan dolayı borçlu. İlaç ve yem gibi ürünleri çiftçi yazdırıyor. Enflasyon ve zamlardan dolayı tüketici ve üretici kaybediyor. Çiftçilere güzel destekler verilse sorun kalmayacak.

“Yeterli olduğumuz ürünlerde de yeterliliği kaybediyoruz”

Akaryakıta zammın gelmesi üretimi nasıl etkileyecek? Bu durum ürünlere nasıl yansıyacak?

Yeterli olduğumuz ürünlerde de yeterliliği kaybediyoruz. Ürünlerin fiyatlarında arz açığı olunca ve ürün yetersiz olduğu zaman fiyat yükselecek. Bitkinin ihtiyacı olan su verilmezse üretim düşecek. Niye bizim fiyatlar sürekli yükseliyor? Hep bundan kaynaklanıyor. Gıda fiyatlarında bir düşüş meydana gelmez. Ekmeğe kadar zam geldi. Örneğin; Toptan Mahsuller Ofisi, indirimli buğday desteği veriyordu. Ama o da kalktı. Fırıncılar Odası haklı olarak ayaklandı. Çünkü bunun mayası, elektriği ve sigortası var. Hal böyle olunca işin içinden çıkamıyorlar. Seçime kadar zam konusunda bir şey yapmadılar ama seçimden sonra döviz kurlarının da artmasıyla işler zorlaştı. Yöneticiler vergileri kaldırdığı gibi bu duruma bir an önce çözüm bulmalıdır.

“Tarıma yönelik çalışmalar yapılıyor ama sonuç alınamadan bakan değişiyor”

Tarıma yönelik çalışmalar nelerdir, bu çalışmalar yeterli mi?

Elle tutulur pek bir şey göremiyorum. Örneğin sulamada GAP projelerinin yüzde 30 civarı tamamlandı. Bütün sulama alanındaki çalışmalar tamamlansa sıkıntı biraz azalır. Özellikle su yönetiminde tasarruf yapılmasını önerdiler. Su, elektrik tasarrufu, otomasyon sulama (damla sulama) bunların hiçbiri yeterli değil. Birçok konuda güzel projeler çıkıyor ama sonuç alınamadan bakan değişiyor. Gelen bakan da projeleri devam ettirmediği için bu konu askıda kalıyor.

Her gelen bir sistem çıkarıyor. Örneğin Milli Tarım Projesi faydalıydı. Paranın yarısını devlet diğer yarısını ise üretici ödüyordu. Gayet güzel bir sistemdi ve biz bunu destekledik. Bu proje lafta kaldı ve yıllar sonra adı Tarımda Milli Birlik Projesi olarak değişti. Bu proje fayda sağlayacaktı ama çiftçinin çekilmesi anına denk geldi. 100 koyun projesi gibi tarıma yönelik birçok çalışma yapıldı. Lakin bu işlerin lafta olmayacağını söylüyoruz. Bu konular günübirlik yapılırsa sonuç alınmaz.

Üretim yok çünkü şu an çiftçi zarar ediyor.  Üretici et, et ürünleri, süt, süt ürünlerinde zarar ediyor. Bir de şap hastalığı çıktı. Kurban bayramından sonra fiyatlar fırladı. Hayvan yemi ve saman bunların hepsini ithal ediyoruz. Bizim bölgemizde her şey yetişiyor ama yabancıyla rekabet edemediğimizden yabancıya satıyoruz. Çiftçiye yeteri kadar destek verilirse üretim çok olacağından fiyatlar da düşer. Yabancı ülkeler gibi artık domates veya karpuzu taneyle almaya başladık. Mazot fiyatlarındaki artış çiftçiyi olumsuz etkiledi. Çiftçi bu tarz zamlardan muaf olmalı yani pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır.

“Çiftçiye destek sağlanıyor ama yeterli değil”

Çiftçiye 1600 TL’lik mazot yardımı sağlanıyor mu?

Evet. Çiftçiye mazot desteği sağlanıyor ama bu destek yeterli değil.

“Çiftçiyi köyde tutarak üretime katkı sağlanmalıdır”

Üretime teşvik için neler yapılmalı?

Çiftçiyi ve toprağı küstürdük. Çiftçiyi toprakta tutmamız lazım. Çiftçiye, sosyal yaşamdan tutun, eğitim, internet birçok konuda fayda sağlanmalıdır. Bu işi genellikle yaşlı kesim yapıyor. Üretim için köyleri biraz merkez hale getirmek gerekir. İşe, endüstri ve küçük işletmelere destek verilerek başlanmalıdır. Tarımsal desteğin artırılması lazım. Doların fiyatı düşürülmeli yoksa gelecek sezon bunun sıkıntılarını daha fazla yaşayabiliriz. Çiftçiyi köyde tutarak üretime ve ülkeye katkı sağlanmalıdır.

Editör: Kadir Gürhan