AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre yeniden değerleme oranı 2023 yılı için yüzde 58,46 olarak tespit edildi. Kararın resmi gazetede yayımlanmasıyla birlikte ehliyet, pasaport ve harç ücretlerine yüzde 60’a yakın zam yapıldı. AK Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı için aday adaylığını açıklayan Metin Külünk, pasaport, ehliyet ve trafik cezalarına gelen zamlarla ilgili Elips Haber’e konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in politikalarını beğendiğini belirten Külünk, “Ekonomide bir sıkılaşma dönemindeyiz. Bir önceki döneme göre bir politika değişikliği söz konusu. Buradaki temel mantık talep yönlü hareketliliği azaltarak yatırımı cazip hale getirmek ve TL'yi döviz karşısında dirençli hale getirmektir” ifadelerini kullandı.
Külünk: Bizim İstanbul aday adaylığımızın sloganı ‘Yeniden başlat’
AK Parti'den 3 dönem milletvekilliği yapan Metin Külünk adaylığını sosyal medya hesabından ‘Yeniden başlıyoruz. Biz İstanbul'uz’ notuyla duyurdu. Külünk, İstanbul’a neden aday olmak istediğini, adaylık sürecine başladığı sloganı, kentin ihtiyaçları ve mevcut politikalarla ilgili Elipshaber’e açıklamalarda bulundu.
Külünk, adaylık süreci ile ilgili şöyle konuştu:
“İstanbul rastgele bir şehir değil. Doğu Roma'nın Başkenti, Bizans'ın kalbi ve 1453 ile Türk Devleti'nin en önemli baş şehridir. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan dünyanın en stratejik köprüsü ve boğazı ile Akdeniz ve Karadeniz'i buluşturan bir geçiş güzergâhıdır. İstanbul dünyanın merkez şehridir. Bizim İstanbul aday adaylığımızın sloganı "yeniden başlat" mevcut dönemin her yönüyle yorduğu bu şehrin, yeniden dinamik ve yaşayan günlerine dönüşünü temsil etmektedir. Yeniden başlat çünkü bir sorun var. İstanbul'un en çok da kendine dönüş ihtiyacı var. Biz bugün sokağa çıkmadık. 50 yıllık siyasi mücadelede sokaktan bir an olsun kopmadık. Bu süreçte bir makamın veya bir işin peşinde değil halka hizmetin hakça yürütülmesinin mücadelesini verdik. Bu mücadele ve sokağın nabzına var olurken İstanbul'umuzun yaşadığı sorunlarla yüzleştik. Ekonomik, sosyal, kültürel, altyapı, üstyapı ve ulaşım gibi birçok konu başlığının yanı sıra özlenen şehir ve insana dokunan bir yönetim ihtiyacı olduğunu düşünerek İstanbul’u yeniden başlatmak için aday adaylık kararımızı aldık.
16 milyonluk İstanbul ailesiyiz. Bu büyük ailenin beklentilerini iyi okumak ve her alanda en büyüğünü, en güzelini, en havalısını değil en faydalısını toplumun hizmetine sunmak zorundayız.
Seçilirsek tek amacımız fayda üretmek olacaktır. İlgili olduğumuz tüm sahalarda toplumsal faydayı maksimize edecek şekilde bir süreç yönetimini hedefleyeceğiz.”
Zamlar devletin ekonomiyi kontrol altına alma sürecindeki kaynak ihtiyacındandır
Bir dönem ekonomi yönetimine ağır eleştirilerde bulunan Külünk, ekonomi politikalarında yeni bir sayfa açan Mehmet Şimşek’in politikalarını olumlu değerlendirdiğini belirterek şunları söyledi:
“Asgari ücret zammı; güncel enflasyon oranı, sosyal ve ekonomik gidişat ve toplu iş sözleşmelerine göre yıllık olarak belirlenen bir orandır. Bu zam oranı ‘Şu kadar olacaktır’ diye sadece enflasyon oranına bakarak anlaşılmaz. Hükümet ve sendikalar oturacaklar ve bir oran üzerinde mutabakata varacaklar. Elbette bunun vatandaşı tatmin edici bir oran olmasını bekliyoruz.
Her yılbaşında maaş zamları olduğu gibi devletin maaşı olarak düşünebileceğiniz vergilerde de artışlar olması doğaldır. Mevcut enflasyonda ve ekonomik sorunlarda nasıl ki bireyler etkileniyorsa devletin geliri de etkileniyor. Devletin en büyük gelir kaynağı olan vergilerin bazı çeşitlerinde zama gidilmesi devletin ekonomiyi kontrol altına alma sürecindeki kaynak ihtiyacındandır.”
Enflasyon tek haneye inmediği sürece hem satın alma gücü düşecek hem de devletin kaynak maliyeti artacaktır
Külünk enflasyon ve ekonomik kaynak arasındaki ilişkiyi değerlendirdiği sözlerine şöyle devam etti:
“Ekonomide bir sıkılaşma dönemindeyiz. Bir önceki döneme göre bir politika değişikliği söz konusu. Buradaki temel mantık talep yönlü hareketliliği azaltarak yatırımı cazip hale getirmek ve TL'yi döviz karşısında dirençli hale getirmektir.
Bu sıkılaşma sürecinin en temel hedefi enflasyonu yeniden tek haneye indirmektir. Enflasyon tek haneye inmediği ve yüksek seyrettiği sürece hem satın alma gücü düşecek hem de devletin kaynak maliyeti artacaktır. Dolayısıyla enflasyon düştüğünde vergiler üzerine gelen zamlar da düşecektir. Muhtemelen sıkılaşmanın sonuna doğru geliyoruz. Yakın zamanda para politikasında gevşeme başladığında piyasada hareket artacaktır. Ancak bundan önce dediğimiz gibi dengelenme şarttır.”