AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin basın açıklaması yaptı.
MYK'de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iç ve dış politikaya ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptığını ifade eden Çelik, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya'nın da Avrupa'da gerçekleşen seçimlerin sonuçları ve seçimlerin Türkiye-AB ilişkilerine yansımalarına ilişkin sunum yaptığını söyledi.
Avrupa'da aşırı sağın yükseldiğini görmeye devam ettiklerini söyleyen Çelik, bu durumun gelecek dönemde hem Türkiye hem de Avrupa demokrasilerinin geleceği açısından son derece önemli olduğunu ifade etti.
MYK'de AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı tarafından bir sunum gerçekleştirileceğini ifade eden Çelik, TBMM çalışmalarına ilişkin görüşmelerin ardından MYK toplantısının sona ereceğini söyledi.
Orman yangınlarına karşı uyarı
Sel ve yangınlar nedeniyle zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Tabii, çok dikkatli olunmasında fayda var. Sıcaklığın artması ve birtakım tedbirsizlikler bir araya geldiğinde maalesef çok üzücü tablolar ortaya çıkabiliyor. Anlık bir ihmal, binlerce ağacı ve canlıyı yok edebiliyor. Vatandaşlarımızın hayatını kaybetmesi gibi son derece üzüntü verici olaylar ortaya çıkıyor. Özellikle piknik alanları ve diğer alanlarda son derece dikkatli olunmasında fayda olduğunu değerlendiriyoruz."
Merih Demiral'a verilen ceza
Çelik, Türkiye'nin gündeminde A Milli Futbol Takımı'nın olduğunu belirterek, milli futbolcuları tebrik etti.
Milli takımın büyük bir mücadele ortaya koyduğunu ve geleceğe dönük olarak umutları kabarttığını vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"Merih Demiral kardeşimize verilen ceza asla kabul edilemez bir ceza. UEFA Disiplin Kurulu tarafından açıklanmadan önce bu cezanın belli mahfillerde yayınlanması onun üzerinde bir siyasi gölge olduğunu net bir biçimde gösterdi. Tabii ırkçılık vesaire gibi konulardan veremiyor cezayı. Tutuyor, genel davranış kurallarına aykırılıktan veriyor. Asıl burada söz söylenmesi gereken Avrupalı siyasetçilerdir. Bunlar Merih Demiral'ın gol sevincini bu şekilde hedef alırken, bakıyoruz PKK'nın sembollerine karşı sessiz kalıyorlar. Avrupa'da Kur'an-ı Kerim yakılmasını fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendiriyorlar ya da sessiz kalıyorlar. Ama bir futbolcumuzun gol sevinci karşısında asla kabul edilemeyecek ifadeleri kullanıyorlar. Dolayısıyla bu tip durumlarda söylediğimiz şudur. Aşırı sağcılık ya da ırkçılık arayan Avrupa'daki seçim sonuçlarına baksın. Kendi toplumlarındaki birtakım gelişmelere ve ortaya koydukları çifte standartlara baksınlar."
NATO Liderler Zirvesi
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şangay İşbirliği Örgütü'nün 24. Devlet Başkanları Zirvesine katılımının son derece önemli olduğunu, Türkiye'nin dünyanın her platformunda olmaya devam ettiğini dile getirdi.
Sürdürülebilir barış ve kalkınma arayışında çok taraflı diyaloğun güçlendirilmesi teması çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortaya koyduğu "kural temelli uluslararası sistemin sütunlarının sarsılmakta olduğu" ifadesinin uluslararası sistemin temel problemini gösterdiğine dikkati çeken Çelik, "Burada verilen mesajlar ve arkasından Sayın Cumhurbaşkanımızın 75. yıl vesilesiyle NATO Liderler Zirvesine katılacak olması, Türkiye'nin dünyadaki bütün siyasi platformları kapsadığını göstermektedir." dedi.
"İsrail'in güvenliğini tehlikeye atan Netanyahu hükümetinin eylemleridir"
Çelik, en önemli meselelerinin Gazze'de gelişen olaylar olduğunu ifade etti.
Gazze'de yaşananlara ilişkin bugün bir tıp örgütü tarafından yeni rakamların açıklandığına dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Facianın ve kayıpların zannedilenin çok ötesinde olduğu bir kez daha ifade edildi. Burada herkesin şunu bilmesi gerekir; barışın önündeki yegane unsur Netanyahu hükümetidir. Ayrıca dünyanın her tarafındaki Yahudilerin bilmesi gereken şey de şu; İsrail'in güvenliğini tehlikeye atan Netanyahu hükümetinin eylemleridir. Dolayısıyla özellikle Batı toplumlarının gerçekten barış isteyip istemediklerinin ölçüsü, aşırılıkçı Netanyahu hükümetine baskı yapıp yapmadıklarından geçmektedir. Netanyahu barbarlığına net bir şekilde tavır alınmadığı müddetçe kimsenin barıştan bahsetmesinin bir sahiciliği yoktur."
Suriye ile normalleşme
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesiyle ilgili açıklamalarının olduğunu, bu konu hakkında kendilerine çok soru geldiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"13 yıldan beri süren bir tablo var orada. Bu tablo çerçevesinde, normalleşme konusu bütün dünyada da gündem oldu. Burada baştan beri sürdürdüğümüz tutumumuzu sürdürüyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız, Suriye halkının iradesinden yanayız. Herhangi bir şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğüne, milli bütünlüğüne, birliğine karşı bir tutum içerisinde olunmasını hoş görmeyiz. O sebeple de Cenevre ve Astana sürecini birbirine alternatif görenlere karşı biz Cenevre ve Astana sürecini birbirinin tamamlayıcısı olarak gördük ve o şekilde değerlendirdik. Böylece rejim ve muhalefetin aynı zeminde buluşmasını sağladık. Bu çerçevede oradaki varlığımız, Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı değildir, orada bir teröristan kurdurulma çabalarına karşıdır. Üstelik bazı müttefiklerimizin desteğiyle bir teröristan kurma planlarını görünce bunlar çeşitli harekatlarımızla darmadağın edilmiştir."
Böylece hem Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik bu tehditlerin bertaraf edildiğini hem de Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliğinin korunması konusunda iradelerinin ortaya koyulduğunu belirten Çelik, "Tabii ki bütün bu normalleşme süreçlerinde Suriye'den asıl beklentimiz evini terk etmek zorunda kalan milyonlar için Suriye'nin güvenli hale gelmesidir. Biz bize güvenen bizimle hareket eden hiç kimsenin mağdur olmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyiz." dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile normalleşme iradesini ifade ettikten sonra Kayseri'de ve Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen olayların, birtakım provokatörlerin iş başında olduğunu gösterdiğini söyledi.
Normalleşme söylemine karşı birtakım siyasi sabotajların söz konusu olduğuna işaret eden Çelik, "Gerek kamu güvenliği açısından gerekse Suriye'de yürüttüğümüz faaliyetler açısından bunlara gereken cevap verilmiştir. Özellikle şanlı bayrağımıza dönük saygısızlık yapanların hepsinin özür dilemesi Milli İstihbarat Teşkilatımızın ve silahlı kuvvetlerimizin güçlü çalışmasıyla sağlanmıştır." diye konuştu.
Muhalefetin erken seçim söylemleri
Çelik, iç siyasette zaman zaman erken seçim tartışmalarının gündeme geldiğini, son yapılan seçimlerle kendileri açısından seçim döneminin kapandığını aktardı.
Erken seçim tartışmalarını yakinen takip ettiklerini dile getiren Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Ana muhalefet partilerinin bunu gündeme getirmeleri aslında, kendi bünyelerindeki iç mücadeleyi erken seçim tartışmalarıyla yönetmek ya da örtbas etmek istemektedirler. Erken seçim tartışmalarının hiçbir şekilde muhatabı değiliz. Milli irade kararını vermiştir, önümüzdeki dönemi milletimize hizmet etme konusunda en iyi şekilde değerlendireceğiz. Özellikle de etrafımızda yeni gelişmeler olurken dünyada yeni meydan okumalar ortaya çıkarken bu tartışmaları son derece gereksiz gördüğümüzü, milli iradenin kararı çerçevesinde önümüze baktığımızı ve toplumumuzun her kesiminin planını buna göre yapması gerektiğini bir kere daha ifade ediyoruz."
En düşük emekli aylığı
"En düşük emekli aylığının 10 bin liradan 12 bin liraya artırılmasına yönelik bazı çalışmalar kulislere yansıdı. Böyle bir çalışma varsa hangi aşamada ve temmuz maaşlarına yetişir mi?" sorusu üzerine Çelik, "Üzerinde çalışılıyor. Henüz karar verilmiş değil. Şu zamana yetişir diye bir değerlendirme yapmamız söz konusu değil. Orta vadeli programın korunması esas olmak üzere toplumun her kesiminin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Başıboş sokak hayvanlarına ilişkin düzenlemenin Meclis'e ne zaman geleceği sorusuna ilişkin de Çelik, "Son noktayı koymak üzereyiz. Bu hafta Meclis'e yetiştirmeye çalışacağız." dedi.
Esed ile görüşme
Çelik, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile normalleşme süreci kapsamında Esed'e bir daveti olacağı yönünde açıklaması olmuştu. Bu davet netlik kazandı mı? Davet olursa ne zaman olur, Türkiye'de mi olur?" sorusuna yönelik, şunları kaydetti:
"Bunun eylem planıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Henüz bir davet gerçekleşmedi. Dolayısıyla herhangi bir davet söz konusu değil. Davetin gerçekleşmesi, zamanı ve nerede olacağı bu çalışılan eylem planı çerçevesinde. Tabii muhataplarımızla da mutabakata varılarak söz konusu olacak. Şu anda bir davet henüz gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla yer ve zaman konusunda da herhangi bir netlik yoktur."