80'li ve 90'lı yıllarda Yeşilçam'da bilinen Ahu Tuğba (69), Miami'de hayatını kaybetti. Bir süredir ileri seviye astım hastalığıyla mücadele eden sanatçının, vefat ettiği sırada kızı Anjelik'in de evde olduğu öğrenildi. Annesinin hayata gözlerini yummasından sonra Anjelik, polisleri eve çağırdı.
Usta oyuncunun ölüm haberini duyuran Film-San Vakfı Genel Müdürü Kıvanç Terzioğlu, Ahu Tuğba'nın cenazesinin Miami'den İstanbul'a getirilmesi için belediye birimleri ile irtibata geçildiğini açıkladı.
Ahu Tuğba'nın yakın arkadaşı Nuri Alço ise "İstanbul'a getirmeye çalışıyoruz. Konsolosluklara devreye sokmaya çalışıyoruz. Daha dün konuştum kendisiyle, nefes almakta zorlanıyordu. Astımı vardı. Vefatından bir gün önce kızı Anjelik zorla doktora götürmek istemiş ama Ahu, 'Geçer' deyip, gitmemiş. Kızı sabah yatakta annesini hayatını kaybederken görmüş" dedi.
Ahu Tuğba, 2013'te yakalandığı akciğer rahatsızlığının tedavisi sürecinde vasiyetini hazırlattığını ve organlarını bağışladığını söylemişti. Vasiyetinin içeriğini açıklamayan Tuğba, şu ifadeleri kullanmıştı:
‘’Akciğerim alınacaktı. Ameliyata girecektim. Kızıma ameliyat olacağımı söylemedim, 'Bodrum’da evde uyuyorum' dedim. Anestezi yasak olduğu için vasiyetnamemi yazdım. Ameliyata gideceğim gün direk noteri çağırdım yanıma. Vasiyetimi yazdırdım çünkü anestezi yasak dediler bana. Organlarımı da bağışladım. Ameliyattan sonra yaşayacağım mı, öleceğim mi bilmiyordum. En büyük korkum kızımı bir daha görememekti yani. Ölümden korktuğum yoktu benim. Ben sevk edilirken kızım Bodrum’a geldi. Beni Bodrum’da zannediyordu. Bir oteldeyim dedim. Ben İzmir’den İstanbul’a giderken yolumu İzmir’den Bodrum’a çevirdim. Hayatımda ilk kez kızıma yalan söyledim. Onun bunları hissedip gelmesi bir mucizeydi yani. Yaşıyor olmam ameliyat olmamı engelleyen kızımdı. Doktorum tarafından ameliyata gerek olmadığı söylendi.’’