Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz seçim öncesi mitinglerinde ve gençlerle buluştuğu programda CHP’nin o dönemki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun montajlanmış videolarının izletilmişti. Söz konusu videolara o dönem Kılıçdaroğlu, "Sahte video hazırlayana sahtekar, sahtekardan da cumhurbaşkanı olmaz" diyerek tepki göstermişti. CİMER üzerinden bir vatandaş, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu tepkisini ve ilgili paylaşımını "Cumhurbaşkanına Hakaret" gerekçesiyle 21 Haziran 2023’te suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunun ardından harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu, 1 Mart 2024’te fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne Kılıçdaroğlu hakkında kovuşturma izni istedi.
"Türk toplumunun önemli bir kesiminin liderlerine yapılan hakaretleri kendilerine yapılmış gibi algılayarak aşırı reaksiyon gösterdikleri..."
Fezlekede, "Demokratik toplumlarda siyasiler, üst düzey bürokratlar ile kamuya mal olmuş kişiler, diğer insanlara nazaran ağır eleştirilere daha fazla katlanmalıdırlar. Ancak hakarete hiçbir kimse katlanmak zorunda değildir. İfade hürriyeti bakımından eleştiri ve hakaret ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken kavramlardır. Kaba sövme hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilemez. Türk toplumunun önemli bir kesiminin kendilerini siyasi liderleriyle özdeşleştirdiği, liderlerine yapılan ve kamuya yansıyan hakaretleri kendilerine yapılmış gibi algılayarak aşırı reaksiyon gösterdikleri, bu hakaretlerin toplumdaki kutuplaşmayı artırdığı, hakaret ve sövme fiillerinin, adi olaylarda dahi birçok öldürme ve nitelikli yaralamalara sebebiyet verdiği gözetildiğinde, bu fiillerin orantılı bir yaptırıma bağlanmasının toplumsal barışın ve kamu düzeninin korunması bakımından da demokratik toplumda zorlayıcı bir ihtiyacın karşılanması kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Cumhurbaşkanına Hakaret suçları TCK 299. maddede yaptırıma bağlanmıştır. Suçun koruduğu hukuki yarar yukarıda da izah edildiği üzere Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığıdır. Bu suçun oluşumu için Cumhurbaşkanının sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun düşünce veya duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin şeref ve itibari ihlal edici olduğu, toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunun tayininde ölçü bireyin özel duyarlılığı değildir. Bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez."değerlendirilmesi yapıldı.
Fezlekeye geçtiğimiz ay yanıt veren Adalet Bakanlığı ise kovuşturma izni vererek, "Paylaşmasının, Cumhurbaşkanına hakaret eylemi kapsamında değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır" ifadelerine yer verdi.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise kovuşturma izninin verilmesi ile dava açılma konusunda bir irade konulduğunu belirterek "İlerleyen günlerde iddianame düzenlenebilir” dedi.
Kılıçdaroğlu: Dün olduğu gibi bugün de yarın da Saray Rejimi’nden ve onun kurmalı yargısından asla korkmuyorum
Kılıçdaroğlu, kovuşturma izni verilmesiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dün olduğu gibi bugün de yarın da Saray Rejimi’nden ve onun kurmalı yargısından asla korkmuyorum! Bu dava aynı zamanda Saray’ın rezaletinin davasıdır! Montaj yapanların ödüllendirildiği, milyonlarca yurttaşımızı manipüle etmeye çalışanların aklanmaya çalışıldığı bir dava olsa da asla geri adım atmayacağım. Bugün beni susturmak isteyenler iyi bilsin ki bir milim sapmadan, saray rejimi çarpışacağız. Cesur yol arkadaşlarımız ve milyonlarca halkımızla Erdoğan’dan da kurmalı yargısından da hesap soracağız!”
Geçtiğimiz günlerde bir dava daha açılmıştı
Geçtiğimiz günlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Kılıçdaroğlu'nun zincirleme şekilde ''suç ve suçluyu övdüğü'' ileri sürülerek, TCK'nın 215/1 TCK 43/1 ve ''belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmayı'' düzenleyin TCK'nın 53/ 1-2 maddelerine göre 2,5 yıldan 3,5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti. Kılıçdaroğlu, davalardan ceza alması durumunda siyasi yasak ile karşı karşıya kalabilecek.