Yeni sezon hazırlıklarını Türkiye'de sürdüren Hull City’nin sahibi Türk iş insanı Acun Ilıcalı, AA muhabirine konuştu.

Championship'in çok mücadeleci bir lig olduğunu belirten Ilıcalı, "Şöyle bir gerçek var ki çok zor bir lig. Bu seneki takımlara baktığınız zaman Premier Lig gibi bir takım grubu var ama biz de iddialıyız. Her zaman gelişme durumundayız. Bunun da önümüzdeki seneye yansıması play-off'ları bize gösterebilir" ifadelerini kaydetti.

Türkiye'de forma giyen birçok futbolcunun hayalinin Premier Lig olması ve kendisinin de Türk olmasının transfer konusunda elini güçlendirdiğini dile getiren Ilıcalı, sözlerine şu şekilde devam etti:

‘’Türkiye'deki oyuncuların hepsinin hayali bize gelmek olacak’’

"Benim Premier Lig hayalimin olması, elimizi çok güçlendiriyor. Türkiye'deki oyuncularla görüşürken çok büyük bir avantaj bu durum çünkü biz şu anda onlar için bir köprü gibiyiz. Ama eğer Premier Lig'e çıkarsak o zaman bırak elimizi güçlendirmeyi, Türkiye'deki oyuncuların hepsinin hayali bize gelmek olacak. Şu aşamada bile Premier Lig için köprüyüz diyebilirim. Bu da Türkiye'de konuştuğumuz her futbolcuda bu heyecanı oluşturuyor. Bu durum çok büyük bir avantaj. Son 10 senede 3 sezonu Premier Lig'de geçirdi. Aslında takımın DNA'sında Premier Lig var. Son dönemin parlayan takımlarından birisi diyebiliriz. Zamanında Premier Lig'de çok oynamamış ama şu anda İngiltere'de herhangi birini çevirsen Hull City'yi biliyor. Kuruluş 1904, tam da böyle arada. Bizdeki takımların kuruluşu 1903, 1905, 1907.

‘’Kilometre taşlarındayız, merdivenleri çıkıyoruz’’

Kademe kademe gidiyoruz. Bebektik, büyüdük. Şimdi İngiltere'de ergenlik dönemindeyiz. Artık daha fazla dikkate alınıyoruz. Artık bize inanıp futbolcuyu bize emanet ediyorlar. Manchester City'nin bu oyuncuyu bize vermesi için güven gerekiyor. Bizim hocamızın futbol tarzı, Guardiola'nın devamı olan futbol tarzı olduğu için bizi biliyorlar, hocayı biliyorlar, takımın atmosferini biliyorlar ve inanıyorlar. Şu anda belli bir yere geldik ama zirvedeyiz diyemem. Kilometre taşlarındayız, merdivenleri çıkıyoruz.

‘’Bizim milli takımımız da Dünya Kupası'nı kazanmıyor ama hepimiz milli takım için tribünleri dolduruyoruz’’

Bir takımı 15 sene tutuyorsunuz, sonra takım iflas ediyor ve nerede olduğu belli değil. Ne yapacaklar bu sefer? Taraftarların da bu kez mecburen 3 büyüklerle bir bağlılık kurması gerekiyor. Ne kadar değerli kulüplerimiz var ama bir şekilde kötü yönetimler nedeniyle bu noktadalar. Zamanında dernek olarak başladığı için, sorumluluk başkanda olmadığı için birçok yanlış kararın bedelini taraftar ödemiş, takımlar da yok olmuş. Kocaelispor, Sakaryaspor 10 senedir yoktular, yeni geldiler. 10'ar, 15'er sene takımlar kayboluyor. Böyle baktığınız zaman "Taraftar ne yapsın?" diyorum. İngiltere'deki durum aynı değil. Küme düşsen de takım yok olmuyor, bir şekilde eski günlerine dönmek için zorluyor. İngiltere'deki futbola bakış açısı Türkiye'ye göre daha farklı. Herkes kendi olduğu yerde takımının küçük galibiyetleriyle mutlu oluyor. Örnek vermemiz gerekirse, bizim milli takımımız da Dünya Kupası'nı kazanmıyor ama hepimiz milli takım için tribünleri dolduruyoruz. Bizim milli takımımız için yaşadığımız duyguyu orada insanlar kulüplerde yaşıyor."

Editör: Ateş Çatıkkaş