Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, “Ekonomiye güven göstergelere yansımaya başladı” başlıklı yazısında Hazine ve Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek’in getirilmesiyle ekonomide güven sağlandığını belirtti. Uluslararası piyasaların mesajı doğru okuduğunu ve Bakan Şimşek’e geniş kredi açtığını kaydeden Selvi, pazartesi gününden itibaren sadece 24 saat içerisinde yurtdışından 100 milyon dolar para girişi yaşandığını iddia etti.
Ekonomiyle ilgili yeni politikaların uygulanmaya başlamasıyla bu trendin yükseleceğini gözlediğini dile getiren Selvi’nin yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan açık farkla seçimi kazanınca başta ABD Başkanı Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rusya Devlet Başkanı Putin olmak üzere dünya liderleri tebrik kuyruğuna girmişlerdi.
Cumhurbaşkanlığı töreni ise daha öncekilerden farklıydı. Dünya liderinin töreniydi.
Dünya kendini 5 yıl daha Erdoğan’a göre hazırlıyor.
Güçlü ekonomi yönetimi arkasında güçlü bir siyasi irade olduğu zaman anlam kazanıyor. Şimdi yaşadığımız tablo bu.
Yeni dönem
Yeni bir dönem başlıyor. Yeni dönemin en önemli göstergelerinden biri ekonomi olacak. Ekonominin olmazsa olmazı ise güven. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimini üstlenmesi, piyasalar tarafından çok olumlu karşılandı. Mehmet Şimşek’in görevi devralırken rasyonel ekonomiye dönüşle ilgili verdiği mesajlar yeni dönemin öngörülebilirliği açısından önemliydi.
Para girişi başladı
Uluslararası piyasalar mesajı doğru okudu. Şimşek’e geniş kredi açtı. Pazartesi gününden itibaren sadece 24 saat içerisinde yurtdışından 100 milyon dolar para girişi yaşandı. Ekonomiyle ilgili yeni politikaların uygulanmaya başlamasıyla bu trendin yükseleceği gözleniyor.
CDS oranları düşüyor
İkinci bir veri ise Türkiye’nin kredi risk primiyle ilgili göstergelerdeki düzelme. Seçimden önce 700’e kadar çıkan CDS oranları kabine açıklandıktan sonra 5 Haziran itibarıyla 493.3’e kadar geriledi.
Ekonomide ilk adım doğru atıldı. Ekonominin ilacı olan güven sağlandı.
Kılıçdaroğlu operasyonu başlattı
2018 seçimlerinden hemen sonraydı. Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce eşleriyle birlikte yemek yiyorlardı. Muharrem İnce, “Genel Başkanlığı bana bırak, CHP’ye onursal genel başkan ol” deyince Kılıçdaroğlu, masaya sert bir şekilde vurarak, “Sen partiyi iki günde dağıtırsın” diye tepki göstermişti. Ondan sonrasını biliyorsunuz. Muharrem İnce gerekli imzayı topladığı halde bile yarışı bırakmadı ve İnce’yi tasfiye etti.
Hâlâ düşünürüm, Kılıçdaroğlu’nun bu denli sert tepki göstermesinde Muharrem İnce’nin eşinin yanında böyle bir teklifte bulunması etkili olmuş mudur diye. Netice itibarıyla o da bir insan.
İmamoğlu’ndan çekilin önerisi
Pazar günü yaptıkları kahvaltı sırasında Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na, “Partide bir değişim gerekiyor. İl başkanından genel başkana kadar değişim ihtiyacı var. Ben bu değişime öncülük yapabilirim” demesi de ipleri koparan son damla olmuş.
Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra diğer belediye başkanları ile görüşmemesine rağmen, Ekrem İmamoğlu ile iki kez bir araya geldi. İmamoğlu ekibinden Gökhan Günaydın’ı grup başkanvekilliğine getirdi. Gökhan Günaydın’ın, “Kemal Bey’e rağmen seçildim” demesine rağmen, parti yönetimine İmamoğlu’nun önerdiği isimlerden bazısını taşımayı düşünüyormuş.
İmamoğlu ekibine yer vermedi
Ama Ekrem İmamoğlu’nun “Siz çekilin, ben değişime öncülük yapayım” önerisi üzerine operasyonu başlatmış. Ekrem İmamoğlu’nun önerdiği hiçbir ismi yönetime almamış. Hatta kendi adamı gibi görünüp Ekrem İmamoğlu ile flört edenleri de tasfiye etmiş. Parti yönetimini tamamen kendisine bağlı isimlerden oluşturmuş.
Güç bende
Kongreye giderken genel merkez yönetimine ve teşkilatlara, “Güç bende” mesajını vermiş.
CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki kurultayda CHP Genel Başkanlığı’na aday olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zaten seçimden hemen sonra, “İstifa etmiyorum. Bir yere gitmiyorum. 10 yıl daha buradayım” demişti.
CHP’de seçim sonrası flu olan tablo netleşmeye başladı.
1- Dünkü MYK’da kurultay süreci başlatıldı. Kurultay ekim ayında.
2- Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı’na aday.
3- Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarını belirlemekte kararlı.
İmamoğlu ne yapacak
Kılıçdaroğlu kararını verdi. Mücadeleyi seçti. Operasyonu başlattı. Önemli olan Ekrem İmamoğlu’nun ne yapacağı. İmamoğlu her şeyi göze alıp CHP Genel Başkanlığı’na aday olacak mı? Yoksa rotayı tekrar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na çevirecek mi?
Selahattin Demirtaş ne yapmak istiyor
Selahattin Demirtaş seçimlerin ardından HDP yönetimine ağır eleştiriler getirerek aktif politikayı bıraktığını açıkladı.
Ardından da cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini ancak HDP yönetiminin hiçbir gerekçe sunmadan reddettiğini iddia etti.
Selahattin Demirtaş’ın bıraktığı yerden eşi Başak Demirtaş bayrağı devraldı. Selahattin Demirtaş’ın üç kez adaylık başvurusunu ilettiğini ancak HDP yönetiminin hiçbir yanıt vermediğini söyledi.
Demirtaş ne dediyse yaptılar
HDP ile Demirtaş ailesi arasındaki tartışmaya girmek niyetinde değilim. Ancak Selahattin Demirtaş, HDP’nin seçimlerde başarısız olmasını sağlayan politikaların mimarlarından biriydi. Daha HDP desteğini ilan etmeden önce Selahattin Demirtaş, Kılıçdaroğlu’na, “Yürü Bay Kemal” diye tweet atarak destek verdi.
Başarısızlıkta payı var
TİP başta olmak üzere Türk solu ile HDP’nin ittifakına öncülük etti.
Yeşil Sol Parti’nin kuruluşunu ilk duyuran Demirtaş oldu.
Demem o ki Yeşil Sol Parti’nin başarısız olmasını sağlayan politikaların mimarlarından biriydi. Seçim bitti, birilerinin başarısızlığın hesabını vermesi gerekiyor. Başarısızlıkta onun da payı var. Demirtaş ise HDP yönetiminin üzerine yıkıp aradan çekilmeye çalışıyor.
Demirtaş’ın adaylığı
İkinci bir nokta ise, Başak Demirtaş bir tarih verdi. “Selahattin kendi adaylığını partiye önerdi. Daha 2022 haziran ayıydı, kendisini ziyarete gelen Eş Genel Başkanlara söylemişti” dedi.
Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır derler.
Ne oldu?
4 Temmuz 2022 tarihinde, “HDP kongresinden önce HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, cezaevinde Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettiler. Demirtaş’ın, HDP’nin de katıldığı süreçler sonunda ortak aday çıkmazsa HDP ile sol bileşenlerin cumhurbaşkanı adayı olmak istediği ifade ediliyor. Daha önceki iki seçimde de cumhurbaşkanı adayı olan Demirtaş, bu kontenjanı kimseye kaptırmak istemiyor. Cezaevinde unutulan bir siyasetçi konumuna düşmeyi ise hiç istemiyor” diye yazmıştım da o zaman Demirtaş’ın çok bilmiş bazı avukatları bana saldırmıştı.
Akif Çağatay Kılıç
İbrahim Kalın’ın MİT Müsteşarı olmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Dış Politika Başdanışmanlığı’nı Akif Çağatay Kılıç üstlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan partiyi kurduğu günden bu yana yanında olan isimlerden birisi Kılıç. Samsun milletvekilliği, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve AKPM’de Türk Grubu Başkanlığı yaptı. Avrupa Konseyi’nde PKK ile mücadele başta olmak üzere Türkiye’nin tezlerini başarıyla savundu. Akif Çağatay Kılıç, dış politikayla ilgili dosyalara olan hâkimiyeti ile biliniyor.