ABD öncülüğünde Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik 11 Ocak günü hava saldırıları düzenlendi. ABD ve İngiltere güçleri , Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarına tepki olarak  11 Ocak günü geç saatlerde Yemen'de İran destekli Husi isyancıların kullandığı bir düzineden fazla alanı bombaladı.

Başkent Sanaa , Husilerin Kızıldeniz limanı Hudeyde, Dhamar ve kuzeybatı Husilerin kalesi Saada'da grevler bildirildi.

Bir Husi lideri ise, ABD ve İngiltere'nin saldırıların ‘tarihlerindeki en büyük aptallık’ olduğunu yakında anlayacakları konusunda tehdit etti. Bölge ülkelerinden tepkiler de gecikmedi.

Husileri destekleyen İran, saldırıların Yemen'in toprak bütünlüğünün açık bir ihlali olduğunu söyledi. Irak başbakanlığı, Batı'nın İsrail ile Hamas arasındaki çatışmayı bölgeye yaydığını söyledi. Suudi dışişleri bakanlığı, Washington ve müttefiklerinden gerilimin tırmanmasından uzak durmalarını istedi.

Suudi Arabistan, silah tedarikinde ABD ve İngiltere’nin önemli müttefiki

2015'ten bu yana Husilere karşı hava bombardımanı düzenleyen Suudi Arabistan, ABD ve İngiltere'nin saldırılarının ardından "itidal ve gerilimin tırmanmasından kaçınma" çağrısında bulundu. Resmi Suudi Basın Ajansı, krallığın operasyonu "büyük endişeyle" izlediğini söyledi.

Suudiler, Husileri ortadan kaldırmak ve Husilerin devirdiği Suudi müttefiki Yemen hükümetini yeniden kurmak için Arap devletlerinden oluşan bir koalisyon kurdu.

BM'ye göre, Suudi liderliğindeki bombalama kampanyası, yaklaşık yarısı çocuk olmak üzere yaklaşık 20.000 insanı öldürdü.

Suudi Arabistan, krallığın en büyük iki silah tedarikçisi olan ABD ve İngiltere'nin önemli bir müttefikidir.

Biden: Talımatımla Husi hedeflerine hava saldırısı düzenlendi

ABD Başkanı Biden, Kızıldeniz'deki saldırılarına devam eden Husileri hedef aldıkları hava saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Biden, açıklamasında, "Bugün, talimatımla, ABD ordu güçleri İngiltere ile birlikte ve Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda'nın da desteğiyle Yemen'de Husi isyancıları tarafından kullanılan bazı hedeflere hava saldırısı düzenledi." ifadesini kullandı.

İngiltere Başbakanı Sunak: Operasyon ‘sınırlı, orantılı ve gerekli’

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, operasyonun Kızıldeniz'deki savaş gemilerini ve nakliye gemilerini savunmak için "sınırlı, orantılı ve gerekli" olduğunu söyledi. Şu anda başka bir saldırının planlanmadığını söyledi.

Olaylar nasıl gelişti?

BBC’ye göre, olayların kronolojik sıralaması ise şu şekilde gerçekleşti:

7 Ekim – Hamas, İsrail'e bir dizi saldırı düzenleyerek yaklaşık bin 200 kişiyi öldürdü ve tahminen 240 kişiyi rehin aldı. İsrail, Hamas yönetimindeki yetkililerin şu anda 23 bin 400'den fazla Filistinliyi öldürdüğünü söylediği Gazze'ye başlattığı yoğun saldırılarla misilleme yapıyor.

Ekim ayı içerisinde Yemen'deki İran destekli Husiler Hamas'a desteklerini açıkladılar ve İsrail'e giden her gemiyi hedef alacaklarını açıkladılar.

19 Kasım - Husiler, İsrail kargo gemisi olduğunu söyledikleri gemiye el koydu. İsrail, geminin İsrailli olmadığını ve mürettebat arasında hiçbir İsraillinin bulunmadığını söyledi.

Bunu ticari gemilere yönelik yeni saldırılar izledi; bugüne kadar 26 gemi hedef alındı.

16 Aralık - Dünyanın en büyük denizcilik grubu Mediterranean Shipping Company, ay boyunca devam eden Husi saldırıları nedeniyle Kızıldeniz rotalarını durdurduğunu duyurdu.

9 Ocak - Birleşik Krallık savaş gemisi HMS Diamond, ABD savaş gemileriyle birlikte Kızıldeniz'de Husilerin bugüne kadarki en büyük saldırısını başarıyla püskürttü.

Lübnan'da can kaybı 3 bin 583'e yükseldi Lübnan'da can kaybı 3 bin 583'e yükseldi

10 Ocak - BM Güvenlik Konseyi, Husi saldırılarına derhal son verilmesini talep eden bir kararı kabul etti ve üye devletlerin gemilerini savunma hakkını onayladı.

11 Ocak - ABD ve İngiltere, Husi hedeflerine hava saldırısı düzenledi. Husilerin dışişleri bakan yardımcısı, ABD ve İngiltere'nin bu bariz saldırganlığı konusunda ‘ağır bedel ödeyeceği’ni söyledi.

Yemen’deki çatışmalar küresel ve bölgesel güçlerle ilgili

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Kadir Ertaç Çelik, Elipshaber’e yaptığı değerlendirmede Yemen’deki çatışmaları şu şekilde değerlendirdi:

“Yemen'deki çatışmalar veya iç savaş söz konusu ülkenin iç dinamiklerinden mütevellit bir hadise değildir. Bu hadise küresel ve bölgesel güçlerin bölgedeki nüfuz mücadelesi halinde cereyan etmektedir. Bir yandan İran ve Suudi Arabistan bölgesel güç olarak diğer yandan ise ABD ve ittifak güçleri vekâlet savaşları yürütmektedir.”

Ortadoğu’daki küresel rekabetin bir aşaması

Dr. Çelik, İsrail’in bölgedeki sıkışmış durumuna ve çatışmaların geniş alana yayılması üzerine yapılan girişimlere dikkat çekti:

“Bu aslında Ortadoğu'daki küresel rekabetin bir aşamasıdır. İsrail'in bölgedeki sıkışmışlığının kırılması için ve çatışmaların daha geniş bir alana yayılması için yapılmış bir saldırıdır. ABD bu noktada gerek uluslararası tepkilerden gerekse de son dönemdeki imaj problemlerinden ötürü doğrudan çatışmaların tarafı olarak görünmemeye çalışmaktadır. Ayrıca İngiltere küresel çıkarları için su yolları ve denizlerde hakimiyet ya da en azından kontrolünü devam ettirmek arzusundadır. Yemen de bu noktada önem arz etmektedir. Yeni küresel ticaret ağları deniz ticareti gibi durumlar da bunu etkilemektedir.”

Saldırılar neyi amaçlıyor?

Dr. Çelik, yaşanan çatışma ve saldırılar nedeniyle uluslararası dengelerin değişimi ile ilgili şöyle konuştu:

“Bu gelişmeler ABD ve İngiltere üzerinden Atlantik ittifakının bölgede başta İran olmak üzere Rusya ve Çin'i dengelemesi hatta by-pass etmeye çalışması anlamına gelmektedir. Çatışmaların yaygınlaştırılması Çin'in kuşak yol girişimini olumsuz etkileyecek gelişmelerdir. Rusya açısından ise müttefiki İran'ın çatışmalara çekilmesi suretiyle enerji kaybetmesi ve diğer bölgelerle ilgilenecek kapasiteden mahrum kalması durumunu doğuracaktır.”

Kaynak: Halide Tonga