Bakan Göktaş: Engellilere hizmet veren 7 pilot gündüzlü bakım merkezinde yeni proje başlattık Bakan Göktaş: Engellilere hizmet veren 7 pilot gündüzlü bakım merkezinde yeni proje başlattık

AK Parti, 9. Yargı Paketi’ni TBMM Başkanlığı’na sundu. Taslakta yer alan kadının soyadı düzenlemesi, kadın hakları savunucuları tarafından tepki çekti. Evli kadınların evlenmeden önceki soyadlarını tek başına kullanamayacaklarını öngören taslak, AYM’nin daha önce verdiği iptal kararının da uygulanmadığını ortaya çıkardı.

Konuya ilişkin görüşlerini aktaran Avukat Ecem Saraç, söz konusu tasarının kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğunu belirterek, “Bildiğim kadarıyla kanun taslağı henüz resmi olarak yayınlanmasa da meclise sunuldu. Ancak mevcut söylentiler ve haber platformlarından vakıf olduğum kadarıyla söz konusu tasarıda kadının bekarlık soyadını evlendikten sonra kullanabileceğine ilişkin bir düzenleme ne yazık ki yok” ifadelerini kullandı.

“AYM’nin verdiği iptal kararı uygulanmıyor”

Asıl önemli hususun, Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin vermiş olduğu iptal kararının uygulanmaması olduğunu vurgulayan Saraç, şunları söyledi:

“AYM, 2023 yılında Türk Medeni Kanunu’nun kadının soyadını düzenleyen 187. maddesinin ‘kadının, evlenmekle kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadının önünde, önceki soyadını da kullanabileceği’ şeklindeki ilk cümlesini kadının evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılması bağlamında kadın ve erkek arasında kuralla öngörülen farklı muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanmaması sebebiyle eşitlik ilkesini ihlal ettiğigerekçesiyle iptal etmişti.”

Saraç, “Dolayısıyla Türk Medeni Kanunun kadının soyadını düzenleyen 187. maddesi yeniden düzenlenmesi gereken bir ‘boşluk’ haline geldi” diye ekledi.

“AYM’nin verdiği iptal hükmünün uygulanması zorunludur”

Yargı mercileri tarafından verilen her kararın gecikmeksizin uygulanmak zorunda olduğuna dikkat çeken Saraç, “Bu durum hukuk devletinin olmazsa olmaz gereğidir. Bu minvalde en yüksek mahkeme konumunda olan AYM’nin vermiş olduğu iptal hükmünün gerekçesine uygun bir şekilde uygulanması zorunludur. Ancak mevcut yargı paketi düzenlemesinden anladığımız üzere AYM’nin vermiş olduğu iptal kararı tabiri caizse yok sayılmakta, iptal kararı verilmeden önceki mevcut düzenleme ile neredeyse birebir aynı madde yeniden teklif edilmekte” diye konuştu.

“İlk defa gördüğümüz bir durum olacak”

Daha önce de Türkiye’de mahkeme kararları ve AYM’nin bireysel başvurulara ilişkin kararlarının uygulanmadığını hatırlatan Saraç, “Ancak AYM’nin itiraz norm denetimi sonucunda genel bir kanun hükmünün iptaline dair verdiği kararın uygulanmaması galiba ilk defa gördüğümüz bir durum olacak” diye ekledi.

Ecem Saraç-1

Avukat Ecem Saraç

“Kadın-erkek eşitliği gözetilecek şekilde bir sürü alternatif düzenleme yapılabilirdi”

Söz konusu maddeye gerekçe olarak ‘kullanılacak soyadı nedeniyle aile bütünlüğünün zarar görmemesi ve çocukların olumsuz etkilenmemesi’nin gösterilmesine de değinen Saraç, şu ifadeleri kullandı:

“Ailenin soyadı, soy bağı ve bunun tanınması, tespiti kamu yararına ilişkin bir durum olabilir ancak bunun sağlanmasının yegane yolu kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almak zorunda olması şeklinde değerlendiremez.  Ayrıca kadının evlendikten sonra kocasının soyadını alması ailenin ortak bir soyada sahip olmasını mümkün kılan tek seçenek de değildir. Üzerinde çalışılarak kadın-erkek eşitliği gözetilecek şekilde bir sürü alternatif düzenleme yapılabilirdi diye düşünüyorum.  Ayrıca aile bütünlüğü ve çocukların psikolojik sağlıklarının ailenin ortak soyada sahip olması ile sınırlandırılmasına da anlam veremiyorum. Kadın evlendiğinde kendi soyadını kullanmaya devam ederse aile bütünlüğü zarar görür gibi mantığa aykırı bir çıkarım yapılamaz.”

9. Yargı Paketi’nin kabul edilmesi durumunda söz konusu maddeye itiraz etmek isteyen kadınların başvurabileceği hukuki yollardan bahseden Saraç, “Evli olup kendi soyadını kullanmak isteyen kadınların yaptığı başvurularda AYM ihlal kararları vermiştir. Boşanma davası devam eden bir kadın yeni bir dava açarak kendi soyadını kullanmasına karar verilmesini aile mahkemesinden isteyebiliyor ve bu yargılamada Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurulardaki ihlal kararlarını gerekçe ve delil gösterebiliyoruz” şeklinde konuştu.

“Kadınlar ancak dava açtıktan sonra kendi soyadlarını kullanabiliyor”

Asıl problemin evli olan her kadına kendi soyadını kullanma hakkı doğrudan tanınmaması olduğunu belirten Saraç, “Kadınlar, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptıktan veya geçmiş tarihli bireysel başvuru kararlarını dayanak göstererek yerel mahkemelerde dava açtıktan sonra bu haktan yararlanabiliyorlar. Bu da hem zaman hem maliyet hem ekstra uğraş demek” diye konuştu.

Bundan dolayı AYM’nin TMK 187. maddesi hakkında ‘iptal’ kararı vermesinin çok önemli olduğunu aktaran Saraç, “AYM’nin verdiği iptal kararına uygun bir tasarı hazırlanıp yasalaşsaydı tüm kadınlar herhangi bir yargılama süreci ile uğraşmadan isterlerse kendi soyadlarını kullanabileceklerdi” dedi.

Şu an bu konuda uygulamanın net olmadığını kaydeden Saraç, “AYM iptal kararı verdiğinden beri kanunda bir boşluk oluşmuş durumda. Yeni tasarı da eski düzenlemenin neredeyse aynısını öngörüyor. Yani evli bir kadının sadece kendi soyadının kullanılmasının önü yine kapatılıyor. Söz konusu tasarı yasalaştığı takdirde eski sistemin aynısı olacak ve benim tahminim yine bireysel başvuru yapma yolu işletilecektir” diyerek sözlerini noktaladı.

“Kadın doğrudan aile kavramı içinde kullanılıyor”

Konuya ilişkin görüşlerini aktaran Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Tuana Gençer ise, AYM’nin iptal kararından sonra mahkemelere birçok başvuru yapıldığını fakat kanundaki boşluktan dolayı nüfus müdürlüklerinin bu konuda bir şey yapmadığını söyledi.

Gençer, “Burada asıl sorun, kadının doğrudan aile kavramı içinde kullanılması ve hiç tek başına kullanılmaması ve buna bahane olarak çocukların psikolojik sağlığının gösterilmesi. Bunları daha önceki iktidarın politikalarından da tanıyoruz” diye konuştu.

Karara gerekçe olarak gösterilen konulara değinen Gençer, “Çocukların olumsuz etkilendiği neye göre söylenebilir, elimizde böyle bir veri yok. Çocukların olumsuz etkilenmemesini konuşuyorsak kadın cinayetlerini, çocuk istismarlarını önlemeliyiz. Çocuklar, anneleriyle birlikte babaları tarafından öldürülüyor. Bunları konuşmalıyız” ifadelerini kullandı.

Tuana Gençer

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ankara Temsilcisi Tuana Gençer

“İktidar, kadını ev içinde konumlandırmaya çalışıyor”

Bu bağlamda, çocukların öne sürülmesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Gençer, “Siyasi iktidar kadın düşmanı politikalara kılıf uydurmaya çalışıyor. İktidar, kadını aileden ayrı görmemeye, onu ev içinde konumlandırmaya çalışıyor” dedi.

Gençer, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu konunun tek başına kadına yönelik şiddetten bağımsız olduğunu düşünmüyoruz, bu meselelerin hepsinin bütünlüklü olduğunun farkındayız. Bu konuda adliyelerde ve meydanlarda elimizden geleni yapacağız.”

Muhabir: Betül Vural