Özel haber: Sümeyye Aksu
Türkiye, dünya pamuk üretiminde Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya ve Avustralya’dan sonra 6. Sırada yer alıyor. İthalatta ise Bangladeş, Çin, Vietnam ve Pakistan ile birlikte ilk 5 ülke arasında. Tekstil ve konfeksiyon üretiminde, ihracatında önemli bir yere sahip olan Türkiye, bu sanayide kullandığı pamuğun önemli bir bölümünü ithalatla karşılıyor. Uzun yıllar sonra 2022-2023 sezonunda pamuk üretimini ilk kez 1 milyon tonun üzerine çıkaran Türkiye, bu yıl yine üretim krizi ile karşı karşıya.
Çiftçi geçen yılın altında ürün satıyor
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye Yüzyılı’nı üretim ve üreticinin yüzyılı yapacağız diyerek, “Türkiye Yüzyılı Tarım ve Orman Vizyonu’nu hayata geçirdiklerini belirtmişti. Çiftçinin ürettiği ürünleri yüksek enflasyona rağmen geçen yılın bile altında satmak zorunda kalması Tarım Bakanlığının hayata geçirdiği Türkiye Yüzyılı Tarım ve Orman Vizyonu'nun da sorgulanmasını da gündeme getirdi.
Pamuk üretici hüsrana uğradı
Geçen yıl pamuk fiyatını 21 lira olarak açıklayan Çukurova Pamuk Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Çukobirlik), 2023 pamuk alım fiyatlarını, 42 randıman 1 beyaz kütle pamuk 18,5 lira olarak açıkladı. Çukobirlik geçen yıl ilk açılış fiyatı 21,00 TL olarak duyurmuştu. Ancak açıklanan rakam üreticinin beklentisinin çok altında kaldı. Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, pamuk üretim alım fiyatlarını, çiftçilere sağlanan pamuk desteği ve pamuktaki ihracat ve ithalat rakamları ile ilgili Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.
“Çukobirlik’in vermiş olduğu fiyatın geçerliliği yok”
Çukobirlik tarafından açıklanan pamuk alım fiyatlarını değerlendiren Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, “Dün Çukobirlik’in pamuk için açıklamış olduğu ve pamuk çiftçilerinde şok etkisi yaratan fiyat kararı, geçen yıla göre 2,5 lira daha düşük. Bu ücretle vermiş olduğu fiyatın dünya piyasalarında da gerçekliği yok” dedi. Dünya piyasalarında şuanda lif pamuğun libre fiyatının 89 cent civarında gittiğini söyleyen Kahveci, “Bunun kilogram karşılığı yaklaşık olarak 1.96 dolar civarında geliyor. O da yaklaşık 55-56 lira civarında. Dolayısıyla bizde 40 randıman dahil olsa en kötü ihtimalle göre pamuğun fiyatının 20-22,5 lira gibi dünya borsalarındaki korelasyon fiyatı çıkıyor” diye konuştu.
“Türk çiftçisini bu hale getirmeye kimsenin hakkı yok”
“En önemli ihracat gelirine sahip pamuğu dünya borsalarındaki fiyat düzeyine göre koruyup kollamazsanız ve sadece ithalata bağlı bir hale gelmeyi arzularsanız 22,5-23 lira seviyesinde nötr bir rakam çıkar” diyen Kahveci sözlerini şöyle sürdürdü;
“Oysa sizin iç piyasada 30-35 milyar dolarlık bir ihracat gelirini en azından yüzde 1 düzeyinde dahi çiftçiler üzerinden desteklerseniz bunun karşılığı 350 milyon dolarlık bir çiftçi desteklemesine denk gelir. Bunların hepsini bir kenara koyalım bir ülkenin toprağı varsa, arazisi varsa, üreten çiftçisi varsa ve üretimden gelen bir gücü varsa ve dünyanın en önemli 5 kaleminden biri olan pamuğu üretebiliyorsa her şey bir tarafa koyun, her şeyin ekonomikliğini yok sayın sizin pamuk çiftçisinin dünya borsalarına ezdirmeniz gibi bir durum söz konusu olmaz. Türk çiftçisinin dünya çiftçisi karşısında boynu bükük ve ezik hale getirmeye kimsenin hakkı yoktur”
“Destekler maliyet unsuru değildir”
Türkiye’de pamuk üretimi için yeterli desteğin olmadığını ifade eden Kahveci, “Desteklerin yeterli olması da bir anlam ifade etmiyor. Yani çiftçinin para kazanacağı bir rakam oluşturmadıktan sonra bunu kapatmanız, örtmeniz mümkün değil. Çünkü verdiğiniz destekleri zaten bir sene sonra veriyorsunuz ve muhtemelen de verdiğiniz desteğin yarısı değer kaybıyla yok olup gidiyor. Desteklerin doğrudan fiyatla ve maliyetle ilgisi olmadığını anlatıyorum. Siz helal olsun bu isi yaptınız dünyanın da en zorlu işini yapıyorsunuz. Dolayısıyla üretime devam edebilmemiz için ben size bir plaket veriyorum, bir ödül veriyorumdur. Destekler yoksa maliyet unsuru değildir” ifadelerini kullandı.
“Uygulama kaynak israfı”
“Türkiye’deki işletmelerin gelişmemesinin temel sebebi bu zaten 20 yıldan beri bunu tahvil ediyoruz” diyen Kahveci, “Desteklemelerin ortalamasının en yüksek olduğu dönem 2019 galiba. Binde 64’e çıkmış. Şu an binde 34’ler seviyesinde. Yani versen ne olacak, vermesen ne olacak? Bir sene sonra veriyorsun birde. Ben bu sekliyle uygulamanın kaynak israfı olduğunu sürekli söylüyorum. Yani desteklemelerin yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Ama sorun desteklemenin yeterli olup olmaması değil, sorun fiyatın gerçekçi olup olmaması” değerlendirmesinde bulundu.
“Kamu sektörlerinin rekolteyi takip edip açıklaması gerekiyor”
Türkiye’de 12-13 tane hayvansal ve bitkisel dahil olmak üzere kamusal regülasyon kurum olduğunu kaydeden Kahveci, “Yani Toprak Mahsulleri Ofisi ve Süt Kurumu. Pamuk bu kapsamda değil, pamuk gibi birçok üründe bu kapsamda değil. Dolayışıyla bu regülasyon kurumu olsun veya olmasın kamu sektörünün bir rekolteyi takip etmesi, izlemesi ve rekolteyi açıklaması gerekiyor ki, ihracatçı veyahut da sanayici ne yapacağını görsün. Böyle bir rakam yok. Biz bunları ya Uluslararası Tahıl Konseyi’nden ya Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO)ya da Birleşmiş Milletler’in başka kurumlarından ve daha sağlam olarak da Amerikan Tarım Bakanlığı’ndan takip edebiliyoruz” dedi.
“Amerikan Tarım Bakanlığı, 900 bin tonluk açık öngörüyor”
Amerikan Tarım Bakanlığı’nın 2023-2024 ile ilgili bir öngörüsünün olduğuna dikkat çeken Kahveci sözlerine şöyle devam etti;
“Türkiye’deki, üretim yüzde 30 eksilecek diyor. 755 bin tonluk bir lif tahmin ediyor. Lif pamuk ki bu da işte yüzde 41 randıman da çıkmıyor. 900 bin tonluk bir açık öngörüyor. Yani toplam 1 milyon 650 bin ton Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim sanayinin talebi olarak gözüküyor. 900 bin ton açık, 833 bin ton da ithalat öngörüyor. Bu ciddi bir rakam. Yurt içinde zaten pamuk üreticisine verdiğiniz fiyat belli, bir taraftan rekolte düşmüş. Düşük rekolteye rağmen sizin yüksek fiyat vermeniz gerekiyor ki çiftçiden teşvik edebilesiniz. Yani az bulunur bir ürün var sizin karşınızda. Ama siz neyin tercih ediyorsunuz? Hayır diyorsunuz. Ben uluslararası piyasadan ithal edersem daha kolay olacak. Buradan ithal ederim. Ondan sonra da Bangladeş’te, Hindistan’da birçoğu Moldova ve Balkan ülkelerinde. Böyle yaptığımız için bütün tekstil sanayinde kaçırmışız zaten dışarıya. Sonuçta bunların hepsi şuraya düğümleniyor. A'dan Z'ye sizin bir politikanızın olması gerekiyor. Bu gibi stratejik ürünlerde bu yok. İthalatçı da bundan etkilenecek ama sonuçta dünya piyasalarındaki rakamdan alıp gelecek ve sizin iç piyasadaki çiftçiniz de mağdur olacak”
“Depremin pamuk üzerindeki etkisine karşı hiçbir şey yapmadık”
Depreminde pamuğa etkisinin Hatay üzerinden devam ettiğini dile getiren Kahveci, “Toplamda yüzde 21 kayıp var. Bunun bir kısmı yüzde 1 veya 2’si Hatay üzerinde etkili. Depremin zaten birçok üründe kayba neden olacağını söyleşmiştik ama depremde en büyük kayıp hayvansal ürünlerde yaşanıyor bölgesel olarak. Hem sütte hem kırmızı ette. O bölgede her ne kadar bitkisel ağırlıklı bir üretim varsa da hayvansal üretimde ciddi kayıplar oldu. Mesela Hatay’da süt toplanamadı, süt hayvancılığında sıkıntılar oldu. Ve birçok ahır ve hayvan kayıpları yaşandı. Bitkisel üretimde de işçi ve iş gücü sorunları nedeniyle istihdam kayıpları yaşanacak. Ama umarım gelecek sene toplar. Buna dair bir şey yaptık mı? Hiçbir şey yapmadık onu da söyleyeyim” değerlendirmesinde bulundu.